-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads
» » » » » » » » Çocuklarda İman, İslam Eğitimi

ads
ads
Çocuklarda İman, İslam Eğitimi
Din Psikolojisi araştırmaları çocuğun iki yaşından itibaren din ile karşılaştığını, üç-dört yaşına gelince de sorularla yaratıcı gücün mahiyetini öğrenmeye çalıştığını ortaya koymuştur.

Dinin bilhassa Allah'a (Celle Celaluhu) imanın insan hayatındaki ve çocuk ruhundaki vazgeçilmez önemi bugün herkesin kabul ettiği bir gerçektir. İnançsız psikologlar bile çocuğa bir ölüm hadisesinin, cennet mefhumuyla beraber verilmesinin ruh sağlığı açısından gerekli olduğunu itiraf etmek zorunda kalmışlardır.

Bugün çağın hastalığı haline gelen sinir hastalıkları, stres, ruhi bozukluklar ve intiharlar daha çok manen beslenmeyen, inançsız ve ümitsiz insanlarda ortaya çıkmaktadır. 

Halbuki din ve iman en kötü anlarında bile insana ümit veren, çekilen acı ve ızdırabı azaltan, karşılaştığı zorluklara karşı mukavemetini arttıran yegane güçtür. Kalbin emniyeti, sükuneti ve huzur ancak imanla mümkündür.

Aynı şekilde çocuk Allah'a (c.c.) inanmakla kendini güçlü ve emniyete hissetmekte, Allah (c.c.) tarafından korunduğunu ve sevildiğini bilmesi yaşam gücünü artırmaktadır.

İnancın çocuğun ruh sağlığı açısından ne kadar önemli olduğu ortadadır. Ancak çocuğa "iman öğretiminde" tatbik edilecek usul büyük bir incelik ve hassasiyet istemektedir. Bu incelikleri kısaca açıklayalım:


Allah (c.c.) Sevgisi Esas Alınmalı

Dinin temelini oluşturan duygulardan biri olan sevgi aynı zamanda duygusal gelişimin de temel unsurlarındandır.  Allah (c.c.) sevgisi insanda fıtraten mevcut olan bir duygudur.

İslam eğitim sisteminde sevgiye dayalı bir eğitim esastır. İnsan fıtratı sevildikten sonra sevmeye meyillidir. Bu itibarla çocuğa Allah (c.c.) ve Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sevgisini verebilmek için önce çocuğu yeterli  ve ölçülü bir şekilde sevmek ve bu sevgiyi ona ifade edebilmek şarttır.

Allah (Celle Celaluhu) ile Korkutulmamalı

Çocuklara küçük yaşlarda telkin edilen Allah (c.c.) korkusu onun ruh yapısında derin yaraların açılmasına ve bir takım olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebep olur. Psikiyatrik incelemeler, çocuklarda ileri derecede gelişen Alllah (c.c.) korkusunun, çocuğa aşırı kaygı hissi, bağırıp çağırma ve vurup kırma gibi davranış bozuklarına ittiğini; çocuk psikiyatristi kliniğine başvuracak kadar ruh yapısını bozduğunu ortaya koymaktadır.

Bazı anne ve babalar tehdit ve cezalarıyla çocuğu kendi istekleri doğrultusunda hareket ettiremeyince "Allah (c.c.) Korkusunu" kullanarak sindirmeye çalışırlar. Sık sık "Söz dinlemezsen Allah seni taş eder, cehenneminde yakar; kötü söz söylersen dilsiz yapar." gibi sözlerle çocuk üzerinde baskı kurmaya çalışırlar.

Netice sonunda çocuk Allah'tan (c.c.) çok korkar ama her yaptığından suçluluk duymaya başlar. Halbuki sürekli suçluluk duygusu hissetmek insanın ruh sağlığını alt üst eden bir hastalıktır.

Çocuğa Allah'ın (c.c.) Cemal ve Rahmet sıfatlarını değil de Celal (zalimleri kahreden, kötüleri cezalandıran) sıfatını tanıtmak yanlıştır; İslam eğitim sistemine ters düşmektedir.

Çocuğun tertemiz zihninde Allah'ı (c.c.) hep ceza ve azap veren, kızan biri olarak şekillendirmenin hiç bir faydası yoktur. Neticede bu çocukta korkuyla beraber Allah'a (c.c.) karşı öfke, kızgınlık ve isyan gibi duyguların gelişmesine de yol açacaktır. (Haşa)

"Çocuklarımıza Allah'ı (c.c.) nasıl anlatım" adlı kitabında Doç. Dr Mehmed Emin Ay konuyla ilgili görüşleri şunlardır:

"Çocuklara Allah (c.c.) korkusunun onların vicdan gelişimine tevafuk eden 10-11 yaşlarından sonra ve gerektiği zaman telkin edilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Erken yaşlarda verilen Allah (c.c.) korkusu bir takım zararlı sonuçlar doğurucudur."

Şurası unutulmamalıdır ki;

Çocuk ruhunu Allah'a (c.c.) bağlamak için yegane duygu vardır. O da sevgi, bir başka ifadeyle "Allah (c.c. sevgisidir."


Eğitimde Yavaş Yavaş: Kademe Kademe ilerlemeyi Esas Almak

Çocuğa bilgiyi azar azar değil de tümden vermeye çalışmak yeni doğan bebeğin ağzına et-ekmek koymak kadar yanlıştır. Eğitim ve öğretimde tedriciliğe  dikkat etmek esastır.

Allahu Teala (c.c.) Kur'an-ı Kerimi bir anda tümden değil de yirmi üç sene gibi bir zaman zarfında tedricen indirmiştir.

İslam öncelikle imandır. Böylelikle kolaydan zor olana doğru bir usül takip edilmeli, çocuğa ezber yaptırırken önce Kelime-i tevhid ve Kelime-i Şehadet sonra İslam'ın ve İmanın şartları verilmeye çalışılmalıdır. Kuru bir taklit gibi görünen bu ezberler aslında çocukluk çağından sonra oluşması gereken tahkiki imana geçişte temel vazifesi göreceklerdir. Onun için dini kavram ve duaları Çocuğa azar azar, sabır ve sevgi ile sıkmadan ezberletmeye çalışmalıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "şöyle buyurmaktadır:

"Yedi yaşında iken çocuklarınıza namaz kılmalarını emredin, on yaşına geldiklerinde kılmadıkları takdirde ise onları hafifçe dövün" 

Burada dinin temel direği olan namaz ibadeti çocuğa üç safhada öğretilir.

1. Gözlem: Bu dönem çocuğun yürümeye başladığı aylardan itibaren yedi yaşına kadar sürer. Bu zaman zarfında çocuk; namaz kılan ana babasına ve namaza özenir. Anne babanın onun bu hevesini değerlendirip namaza alıştırmaya çalışması gerekir.

2. Emretme: Bu dönem yedi yaşında başlar ve on yaşına kadar devam eder. Bu süre içerisinde ana baba çocuğa sabırla namaz emrini hatırlatıp kılmasını ister.

3. Dövme: Namaz kılmaması halinde çocuğun dövülebileceği bu dönem de on yaşından itibaren başlar.

Dayak çocuğa zarar vermek, yaralamak için değil terbiye içindir ve son çare olarak başvurulmalıdır.

Çocukla Anlayacağı Seviyede Konuşmak


Çocuğun kendisine mahsus bir sınıf ve kapasitesi vardır. Onun akıl ve düşünce melekesi, devamlı bir gelişme içindedir. Çocukla konuşurken ve ona bir takım bilgiler verilmeye çalışırken  bu gelişim göz önünde bulundurulmalıdır.

Çocukla bir yetişkin gibi sakin ve ona değer vererek konuşmak gerekir. Bu çocuğun akıl ve düşünce dünyasını zenginleştirecek ve gelişen hadiselerin iç yüzünü keşfetme konusunda büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.

Çocuğun verileni alabilmesi için zihinsel ve duygusal olarak almaya hazır olması gerekir. En hazır olduğu an ise, soru sorduğu zamandır. Onun için çocuğun soruları fırsat bilinmeli ve onu sıkmadan boğmadan eğitici  ve öğretici cevaplar verilmeye çalışılmalıdır. Çocuğa yerli yersiz,  rastgele zaman ve yer gözetmeden yapılan bilgi yüklemeleri onu bıktırmaktan, daha çok ilgisizleştirmekten başka işe yaramaz.

Çocuğa sunulan bilgilerin zamanında, yerinde ve dozunda olması şarttır.

ads

FacebookTwitterPinterestTumblrYazdır
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Yorum Yazmak İçin Aşağıdaki Seçenekleri Kullanınız


Lütfen konuyla alakasız yorumlardan kaçının. Sadece link almak amaçlı ( spam ) yorumlar yazmayınız. ( anında silinir ). Argo, küfür, siyasi vb. içerik barındıran yorumlar yazmayınız.

Not: Yorum yapabilmek için (yorumlama biçiminden) Anonim ( isimsiz olarak ) veya Adı/URL'yi ( Adı ( gerekli ) / URL ( kısmını boş bırakınız ), fonksiyonlarından seçim yaparak yorumlarınızı yazabilirsiniz.

Ancak Google + profili ile yapılan yorumları onaylamıyorum bilginize. Yorum yaparken Adı/URL kısmından yaparsanız sadece isim yazmanız yeterli. Site adresi, URL eklerseniz yorumunuz onaylanmaz.