-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads

Sağlık Bakanlığı Bilinçsiz Yere Antibiyotik Kullanma Kamu Spotu Senaryosu

Sağlık Bakanlığı Bilinçsiz Yere Antibiyotik Kullanma Kamu Spotu Senaryosu


Oyuncular:Yolcular(Fügüran)
***************************************************************
Sahne 1 Dış/Otobüs Mola Yeri/Gün
***************************************************************
Bir otobüs firması yolcularını içeri almadan önce otobüsün camına grip olan her kişi ağız maskesi olmadan toplu taşıta binemez diye bir yazı asar…
***************************************************************
Otobüse binen grip olan yolcular ağız maskesini dikkate alarak kullanır…
**************************************************************
İşte Bu Yüzden ‘’’Bilinçli Olmak Her Zaman Halkımızı Bilgilendirmek Faydalıdır’’’…
Bunun Üzerine ‘’’Bilinçli Olunca Hastalanıp Antibiyotik Kullanmak Zorunda Kalınmaz’’’…


Yazan: Kemal Çerçibaşı

Dışarıdan Açık Satılan Bir Şey Alma

Dışarıdan Açık Satılan Bir Şey Alma


‘’’Anne Sütü Antibiyotik Gibi'dir,Bunu Asla Unutma...
'''Konu Başlıklı...
Oyuncular:Fatma(Anne)-Zeynep(Kızı)-Ali(Doktor)-Bebek(Berrin)...
**************************************************************
Zeynep:Anne artık yeter.
Fatma:Ne oldu kızım?
Zeynep:Anne yeter artık bebeğe o kadar çok dışarıdan satın alınan açık süt içirdiğin?
Fatma:Ne alaka şimdi kızım?
Zeynep:Anne bak çocuğun beti benzi rengi sarardı.
Fatma:Kızım sen bana küçücük boyunla laf yetiştirme ama…
Zeynep:Tamam anne ama şunu bilmelisin.Her yeni doğan bebek en az 6 ay anne sütü içmelidir.Tamam anne benimle tartışmadan daha kararlı bir cevap almamız için,hemen şimdi bir hastaneye gidelim.O zaman bak doğruyu öğrenelim.
Anne kız bebekleri(Berrin'i) hastaneye getirdiler.
Doktor Ali:Bakın,hanım efendi iki hatanız var;
Fatma:Nedir o doktor bey?
Doktor Ali:İlki anne sütü yeni doğan bir bebeğe 6 aylığa kadar sağlıklı bir şekilde,Antibiyotik gibi faydalı olarak verilmelidir,daha sonra dışarıdan her hangi bir yerden bebeğe zararlı olacak tarihi geçmiş ezbere olan bir içecek süt veya yiyecek verilmeyecektir.Şunu da belirtmek isterim,kızınıza hak vereceksiniz?
Fatma:Neden doktor bey?
Doktor Ali:Çünkü kızınız çok küçük,sizi uyarması büyük bir davranış.Üstelik biliyoruz ki,ağaç yaş iken eğilir.Kızınızın tecrübesi yaşına aldırmadan sizi uyarması büyük bir tesadüftür.Üstelik kızınız sizi uyarmasıydı,şimdi bebeğiniz Bilinçsiz olarak dışarıdan açık süt verdiğiniz için, Berrin şimdi olmayacaktı.
Anladım doktor bey demek ki bazen küçüklerden ders almak bir nasihattır.
Doktor Ali:Asıl gerçek Fatma hanım,şu zihniyeti unut mamayalım?
'''Bilinçsiz Antibiyotik Kullanmayalım'''.
'''Bilinçsiz Her Yerden Açık Süt Almayalım'''


Yazan: Kemal Çerçibaşı

Bilinçsiz Yere Antibiyotik Kullanmayalım

Bilinçsiz Yere Antibiyotik Kullanmayalım


-Sağlımıza Çok Dikkat Edelim...Konu Başlıklı.
-Oyuncular:Fatma(Anne)-Zeynep(Kızı)-Fatih(Doktor)...
-Fatma o gün kızı hasta olduğu için,yatak dan kalkarak kızının günlük içeceği ilacını vermek istedi.
-Doktora gitmemiş ve ilaçları eczaneden almıştı.
-Böyle bir ihmalsizlik Zeyneb'in sağlığını bozmuştu.
-Çünkü Zeyneb'in gece her yerini kabarcıklar sarmıştı.
-Annesi sabah erkenden Zeyneb'i doktora götürdü.Çünkü bu durumdan çok kuşkuluydu.
-Doktor Zeyneb'in hangi ilaçlar kullandığını istedi.
-Zeyneb'in annesi ilaçları doktora getirdi.
-İlacın içinde yan etki yapacak yaşına uygun olmayan antibiyotik olduğu ortaya çıktı.
-Vücudunun her yerini alerji sarmıştı.
-Az kalsın Antibiyotik,Zeyneb'i zehirleyecekti.
-Doktor Fatih bey,Fatma'ya çok kızdı.
-Buda Zeyneb'in annesine ders oldu.
-Bir daha doktorun yazmadığı ilaçlar dışında kesinlikle her hangi bir eczaneden Antibiyotik asla kullanmayacaktı.


Yazan: Kemal Çerçibaşı

Sigara İçme Sakın

Sigara İçme Sakın


Kamu Spotumuz...
***************************************************************
Ali:Ahmet bugün dersimizin konusu neydi?
Ahmet:Sigara bırakmakla ilgili bir konu olacaktı...
Ali:Nasıl yani konuyu açar mısın?
Ahmet:Dersimizin konusu;
'''Sigara İçme Sakın'''
'''Hastane Sana Çok Yakın'''
Ali:Ahmet açılım olarak bir kez daha açıklar mısın;
Ahmet:Şöyle izah edebilirim sana Ali...
'''Bir Kez de Olsa Sigara İçmeyelim'''
'''Hastaneye Kesinlikle Düşmeyelim'''
'''Burası '''Türkiye'''
'''Türkiye her zaman başarı ile hep ilerde'''
'''Sigara içmemenin de üstesinden '''Türkiye''' gelir herhalde'''...
Ali:Bak Ahmet sana bir şey daha söyleyeceğim;
'''Türkiye'de Sigara İçenler Zamanla Azalır'''
'''Sigara İçenler,İçmeyenlere Karşı,Duyarlı Olmalıdır'''
Ahmet:Ali bak sana bir şey daha söyleyeceğim;
Ali:Ahmet dakika başı bir şey soruyorsun sende...
Kesin net bir şey söylesene...
Ahmet:Ama net konuşacağım bak bu sefer yine;
Dersin konusunun bu kadar çabuk biteceğini merakla bekliyordum sanırım...
Demedim mi,sana başından beri '''Türkiye''' her zaman başarır diye...
**************************************************************
Kamu Spotumuz...
***********************************************************
İçmemek Gerekir Sigara...
Her Zaman Başa Gelir Bela...
Reklam Kamu Spotu Sloganı Hiç Durmadan Başlıyor...
************************************************************
Ali:Ahmet neden başa gelir bela?
Ahmet;
Sigaranın Olur Zararı...
Dokunmaz Asla Yararı...
Ali:Söylediklerin gerçekten birer başarı...
Ahmet;
E boşuna okumadık herhalde...
Okulu bitirdik kaybetmedik hiç bir sene...
*****************************************************************
Kamu Spotumuz...
*****************************************************************
Sigara içmek çok zararlı....
Sigara içmek için,olma ısrarcı...
Reklam Kamu Spotu Sloganı Hiç Durmadan Başlıyor...
*****************************************************************
Ali:Bugün nasılsın Ahmet?
Ahmet:İçimde hiç geçmeyen var bir sıkıntı...
Ali:Hayırdır inşallah?
Ahmet;
'''Bugün Sigara İçmedim'''...
'''İçmemek İçin,Gayret Gösterdim'''....
Ali:Sıkıntını şimdi iyi anladım Ahmet;
'''Tiryaki Olmaktansa'''
'''Sigaraya Bağlı Olmaktan Kurtulmak'''
'''En Doğru Karar,Bu Olsa'''
********************************************************************

Yazan: Kemal Çerçibaşı

Kamu Spotumuz (Sigara Bırakma)

Kamu Spotumuz (Sigara Bırakma)

Sigara İçmeyi Terket....
Sağlıklı Olmayı Farket....
Reklam Sloganı İle Kamu Spotu Başlıyor...

*****************************************************************
Ali:Ne yapıyorsun Ahmet?
Veli:Ne yapabilirim,babamdan para aldım,markete sigara almaya gidiyorum.
Ali:Tam tersini yap o zaman?
Veli:Nasıl yani?
Ali:Yanisi şu,para yerine en yakın bir sağlık birimine müracaat ederek, En Yakın Bir Sağlık Kuruluşuna Git.
Böylelikle;
Doktorların Tavsiyesi Üzerine;
Sigara İçmeyi Terket....
Sağlıklı Olmayı Farket....
Veli:Sanırım en doğru karar bu olsa gerek.

Yazan: Kemal Çerçibaşı

Cevizin Faydaları

Cevizin Faydaları Nelerdir?

Cevizin içine dikkat ettiğiniz zaman görüyoruz ki insan beynini andırıyor. Şekiller insan hayatında önemli yer eder ve cevizin de beyine benzemesi, cevizin beyin sağlığı açısından ne kadar faydalı olduğu anlamına gelir.

Cevizde bol miktarda omega 3 bulunmaktadır. Bundan dolayı kalp hastaları için birebirdir. Kalp hastalarının damar tıkanıklarına iyi gelmektedir.



Cevizin Faydaları


Kalp hastalıklarını düzenli ceviz tüketen kişilerde %39 azalttığı ve felç riskinide % 49 azalttığı araştırmaların sonucunda ortaya çıkmıştır.

Üreme sistemine oldukça faydalıdır. Bu yüzden spermlerin sağlığını ciddi derecede korumaktadır.

Cevizin içinde bulunan güçlü antioksidanlar sayesinde kanser riskini en aza indirir ve buna bağlı olarak kanseri önlemede yardımcı etkendir.

Kolesterolün düşmesinde yardımcı olan cevizi günde 42 gr günde tüketilmesi yeterlidir.

Hanımların düzenli ceviz tüketmesi sonucu tip 2 diyabet riskini en aza indirmektedir.

ceviz zekaya iyi gelir zekanın gelişmesinde en önemli rol oynar.

Kanseri önlediği için küçük yaştan itibaren çocuklarınıza ve tanıdıklarınıza cevizi öneriniz ve alışkanlık haline getirmesinde yardımcı olunuz.


Bir önceki konumuzda "Sinüzit Nedir?" isimli makalede Sinüzit hakkında detaylı bilgilerin yer aldığı konumuza göz atabilirsiniz.

İyi Karpuzu Seçmenin Püf Noktaları

İyi Karpuz Nasıl Seçilir?


Karpuz ve karpuz alımı yaparken dikkat etmeniz gerekenler. İyi karpuz nasıl anlaşılır?, İyi olan karpuzu neresinden anlarım?, Karpuzun iyi olup olmadığını ve seçim yaparken dikkat etmeniz hususlar yazının devamında.

Karpuz, yaz aylarının vazgeçilmezi olarak bilinir genel olarak çok insan sever ancak sevmeyenlerde vardır elbette. Bunlar arasında bende varım fakat sevmemek değil de pek sık tüketmem. Şu zamanda yaz aylarındayız ve bitirmek üzereyiz ama karpuz bir süre daha tezgahlarda yerini almaya devam edecektir. 

Karpuz alırken bilmeniz gerekenler var. Aksi halde verdiğiniz para boşa gidebilir. Ama genel olarak bu meyve güzel çıkıyor. Nadirde olsa kabak olana denk gelebilirsiniz oda kısmet meselesi. İyi bir karpuzu seçebilmek aslında bu işten anlamak anlamına da gelebilir. Şöyle bir ses duyabilirsiniz mesela "Sen anlamazsın çekil bakayım sen köşeye" diyerek biri alır eline karpuzu etraflıca elinde gezdirerek içini dışarıdan kontrol eder. 

İyi Karpuzu Seçmenin Püf Noktaları


Genel olarak marketlerden temin edebileceğimiz iyi karpuzlar var. Ama bir manava denk geldiğiniz zaman dikkatinizi çekmiştir. 'Kesmece yahut Seçmece' olarak satanlar var. Bu sayede en azından insanın kendi tercihine göre seçmesi ve keserek daha iyi anlaşılır olmasıdır. En iyi yöntem tabi kesmece olanıdır. Bu şekilde satış yapan manav ve benzerleri ürünlerine olan güvenini de göstermiş olurlar ve güvendikleri için bu satış yöntemi ile müşteri çekerler. 

Seçmece olan da ise seçerek aldığınız kendi bilginiz ve deneyiminiz ışığında ne çıkarsa olacaktır. Seçmece karpuz alırken bilmeniz gerekenler vardır. Bunlarda ön bilgi olarak işinize yaracak cinstendir. 

Toprak Lekesi Olanlara Dikkat!


Doğal olan  doğada ki gibi gelir. Yani bazı insanlar  toprağa bulanmış, toprak lekesi veya bazı yerlerinde pürüzler olunca bunlardan sakınırlar. Ama yanlış yaptıklarının farkında değiller. En önemli nokta burasıdır. Yani bu karpuzlar olduğu gibi gelmiş herhangi bir cilalama, yıkama ve bunun gibi benzeri bir şey dahil edilmemiş güzel karpuzlar arasında yerini alır. 

Üzerinde  turuncuyu anımsatan ve beyaza yakın lekeler bulunur. Ve bu toprak gibi görünen turuncu renk ne kadar çok ise karpuz da o kadar iyi demektir. Aksi olursa, hiç leke falan yoksa bu ise daha  olgunlaşmamış ve kıvamına gelmemiş demektir. Üretici tarafından erkenden tarladan koparılmıştır. Bu türden olanın ise kabak çıkma ihtimali çok yüksek. 

İyi Karpuzu Seçmenin Püf Noktaları 1


Bununla birlikte dikkatinizi çeken ama uzak durduğunuz bir nokta daha var ki karpuzun üzerinde damarların olması yani bir ağ oluşumu görünümü vardır. Sizler bunu  kötü bir şey olarak algılıyor ve geri adım atıyordunuz. Aslında bu da tam tersine iyi bir şeydir, doğallık ve iyi olması açısından. Bu oluşum ise karpuzun henüz çiçek halinde iken arılardan dolayı  tozlaşma meydana gelir. Ve ne kadar ağ görünüyorsa o karpuz o nispetle o kadar tatlı olarak sofralarınıza gelecektir. 

Karpuzun Sapını İyice Kontrol Edin!

Eğer sapı yaş ise ve kurumamış ise o karpuzdan uzak durun. Çünkü henüz yeni tarladan gelmiş ve bekleme sürecine girmemiştir. Karpuzun beklemesi iyidir. Bu nedenle bir süre bekleyen karpuzların sapı kupkuru olur ve daha iyi olur. Sapının yaş oluşundan ve kuru oluşundan iyimi kötümü anlamanız mümkün. Yani kurumuş saplı olanı seçmenizde fayda vardır. 

Karpuzun Şeklinin Önemi

Allah (celle celalühu), canlıları çift yaratmıştır. Buradaki çift olmaktan maksat tabi ki de erkek ve dişi olarak. Bitkilerde de bu vardır. Sadece insanlara mahsus bir durum değildir. Karpuzun dişi olanı yuvarlak ve küre biçiminde olur. Erkek olanı ise  uzun yanlardan basık gibi durur. Erkek olanları genel olarak sulu olurlar ve aynı zamanda yavan (fazla tatlı olmaz) olduğu bilinmektedir. Tabi içlerinden tatlı ve sulu olanları da çıkabilir. Dişi olan karpuzlar ise oldukça tatlı oluyorlar.

Sonuç olarak,  boyuna dikkat etmeniz gerekli, boyu oldukça önemlidir. ne küçük ne büyük orta olanı seçiniz. Ve boyutunun orta olması halinde bile ağırsa o karpuz güzeldir. Ve karpuza vurduğunuz zaman içi dolu gibi ses gelmesi lazım tok bir ses yani. Ve hafif bir yankı ve çınlama meydana gelir. 

Pet Şişe İle Su İçenlere Öneriler

Pet Şişe İle Su İçenler Dikkat!

Pet şişeler kanser riskini çoğaltıyor özellikle göğüs kanserine neden olmaktadır.


Sıcaklık, kimyasal değişimler bunlara bağlı olarak aslında  iyi gördüğümüz  pet,  plastik şişeler insan sağlığına oldukça zarar verdiğini biliyor muydunuz?


Biz bu konumuzu galeri şeklinde hazırladık. Aşağıdaki numaralandırma ile geçiş yaparak detaylara göz atabilirsiniz.  Hem şaşıracak hemde bilgi sahibi olacaksınız. 



Pet Şişe İle Su İçenlere Öneriler

1  2  3  4  5  6

Alerji Uzmanı Ahmet Akçay Ve Sağlıklı Yaşama Dair


             Çocuk gelişimi ve hastalıkları hakkında uzman olan Ahmet Akçay özel tedavi yöntemleri ve başarılı sonuçlarla aileleri bilgilendirmektedir. Sitede çocuklarla ilgili çocukların hastalıkları konusunda bilgiler verilmektedir. Çocuğun sıkıntıları yaşadıkları problemler hakkında aileler bilgi sahibi olmaktadırlar.

Alerji Uzmanı Ahmet Akçay Ve Sağlıklı Yaşama Dair


             Çocuklarda daha çok görülen Egzama belirtileri genelde kızarıklık olarak başladığından sonrasında kaşıntı yüzünden sıkıntı yaşamaktadırlar. Cildi kuruyan bebeklerin yanaklarında, boynunda, kol ve bacak aralarında da görülmektedir. Belirtilerin ortaya çıkması ile birlikte bebeklere alerji testleri yapılarak nedenleri araştırılmaktadır.

             Öksürük ve hırıltı ile başlayan Astım alerjik bir durum olarak çıkmaktadır. Genelde çocuklarda görülen bu rahatsızlık temiz olmayan ortamlarda daha da artmaktadır. Öksürük ve nefes alamadığı zamanlarda rahatlatıcı spreyler ve ilaç tedavisi ile başarı oranı oldukça fazladır.

             http://www.ahmetakcay.com/ alınan bir gıda sonucunda ortaya çıkan İnek sütü alerjisi çocukların vücudunda veya belirli yerlerde kızarıklıkla belirtilerini göstermektedir. Alerjinin nedenleri genelde ailede genetik olarak alerjisi olan kişiler olduğundan çocuğunda bu riski taşıması oldukça yüksektir.


Hıçkırık Neden Olur?

Hıçkırık neden olur ve nasıl geçer?

Hemen hemen her insanın ara sıra yaşadığı durumdur hıçkırık tutması. Genel olarak yemeklerde ve sonrasında aynı zamanda o anda da ortaya çıkabilir. Çok hızlı yemek yiyenlerde de gözükebileceği gibi normal durumlarda da hıçkırık oluşabilir. 

Hıçkırık Neden Olur?


Hıçkırık, diyafram kasının kontrol dışı ve aniden kasılması nedeniyle ortaya çıkar. Diyafram nefes almamızda en önemli rolü oynar. Diyafram kasının ara ara kasılması nedeniyle aniden ve ansızın içimize nefes çekme şekli ile kendini gösterir ve hık hık diye ses çıkarmanıza neden olur. Bu can sıkıcı durum olsa da bazı yöntemler ile bunu gidermek mümkündür.


Hıçkırık Nasıl Geçer?

Eğer çok uzun süre hıçkırık devam ediyorsa aşağıdakileri yapmanızda fayda vardır. Yok eğer kısa süreli ve kendiliğinden geçiyorsa pek bir şey yapmanıza gerek yok.

* Çay kaşığına şeker koyun ve ağzınıza atın ve o anda erimesini bekleyin ortalama 4 - 5 saniye sonra üstüne su için ve hıçkırık geçmiş olacaktır. 

* Sirke ve su bu ikisini karıştırıp için, bunun miktarı ise sirke yarım çay kaşığı olması yeterli olacaktır.

* Limon. sadece hıçkırık için değil sağlık için çok önemli yeri vardır. Burada şuan limonun faydalarından bahsetmeyeceğiz. faydalarını okumak için >> Limon Suyu faydaları konumuza gidiniz. Hıçkırık giderilmesi için limonlu su içmeniz iyi gelecektir.

* Soğuk suyunda iyi geldiği söylenmektedir. Aynı zamanda nefesinizi belli bir süreliğine tutun bırakın. 

Genel olarak hıçkırık insanlarda pek uzun sürmez yarım saat kadar süre içinde kendiliğinden geçtiği görülse de bazı kişilerde gün boyu bile sürebilmektedir. Bu şekilde uzun süreli hıçkırığa tutulduysanız yukarıdaki işlemler faydalı olacaktır.

Kafalar Toz Bulutlu

Dikkat  Eksikliği Nedir?


Dikkat, dikkat! Bu yazı çok önemlidir. Çok dikkatle okunmalıdır! Lütfen alıcılarınızın ayarlarıyla oynamayınız. Konumuz 'dikkat eksikliği' Tekrar söylüyoruz, konumuz;  "Dikkat eksikliği"


Nedir bu dikkat eksikliği?


Tek bir tanımı olmamakla beraber, gençlerin ve çocukların büyük bölümünde  görülen ve özellikle eğitim hayatını olumsuz yönde etkileyen bir sıkıntıdır. Ortalama her  10 gencin bir ya da ikisinde var olan bu sıkıntı, hem kişiyi hem de çevresini etkilemektedir.


Dikkat  dağınıklığı da çeşit çeşit...



Dikkat eksikliğini basitçe; hafif, orta, ağır olarak sınıflandırabiliriz. Hafif düzeyde dikkat eksikliğine sahip olanlar özellikle uzun süreli sınavlarda hata yaparlar ve sıkıcı derslerde ilgilerini  kaybederler.  Bunların dışında ciddi bir sıkıntı yaşamazlar ve bu durum dikkat artırıcı  basit  yöntemlerle çözülebilir. 

Kafalar Toz Bulutlu


Orta düzel dikkat eksikliği yaşayanlar, sadece uzun süren sınavlarda değil, normal derslerde de sorun yaşarlar. Zor soruları çözebilecek seviyede olsalar dahi sınavlarda çok basit soruları dikkatsizlik sebebiyle yanlış çözerler ve buna kendileri de çok şaşırırlar!

Ağır düzeyde dikkat eksikliği olanlar ise en ufak bir şeyde dikkatlerini kaybederler. beş dakika bile dersin başına oturamazlar, sınıfta devamlı konuşurlar ve yerlerinde duramazlar. Ailelerin  ve öğretmenlerin 'yaramaz' diye  etiketledikleri çoğu gencin aslında ciddi oranda dikkat  problemi yaşadığını söyleyebiliriz. 


Dikkat eksikliğinin sebebi nedir?


Öncelikle şunu bilmek lazım ki bu problemin görülme sıklığı gün geçtikçe artmaktadır. Bunun sebebi büyük oranda televizyon, bilgisayar, internet ve akıllı telefon kullanımlarında yaşanan bağımlılıklardan ileri gelir. Bu iletişim alışkanlıklarına  kendilerini kaptıran genç ve yetişkinlerin aklı hemen dağılabilmektedir.

Dikkat eksikliği görsel ya da işitsel olabilir. Görsel uyarıcılardan kolayca etkilenebilmek ya da en ufak bir seste dikkatin dağılması bu ayrımı yaptırabilemktedir.  Bunlar dışında 'dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozluklığu' olarak adlandırılan bir hastalık grubu da vardır. Bunun tanısı ise belirleyici testler ve bulgular ile psikiyatrlar tarafından yapılır.


Ne yapmalı?


* Çalıştığınız ortamı sadeleştirerek işe başlayın!
* Dikkat dağıtan nesneleri masanızdan uzaklaştırın.
* Çalıştığınız ortamda televizyon, bilgisayar gibi cihazlar bulunmasın.
* Ders çalışmaya başladığınızda telefonunuzu kapatın ve kendinizi önünüzdeki  işe odaklanmaya çalışın.
*  Çok çabuk sıkılıyorsanız kısa süreli aralar verin ve saatli bir programa uymaya çalışın.
*  Okuduğunuz şeyi anlayamadığınızda hemen bırakıp geçmeyin! Gerekirse tekrar tekrar aynı cümleyi okuyun.
* Sınavlarda soruların son kelimelerine dikkat edin. "...değildir?,... yanlıştır?" gibi kullanımları doğru okuduğunuzdan emin olun.
* Çok ses çıkaran afacan bir kardeşiniz varsa onu bir büyüğünüze emanet edin. 


Dikkat dağınıklığını önlemek için...


Kendimizi tanıyarak işe başlamalıyız! Derslerde çok mu sıkılıyorsunuz, defterinize ders çalışırken ya da dinlenirken anlamsız şekiller mi çiziyorsunuz, sık sık hayal dünyasına mı dalıyorsunuz, uzun süre oturamıyor ve yerinizde duramıyor musunuz? Eğer bu gibi problemler yaşıyorsanız, çözmeniz gereken bazı problemler var demektir. 


Yukarıdaki önlemler size yeterliyse şükela! Ama çok ciddi dikkat sorunları yaşıyorsanız mutlaka bir psikiyatrdan destek alın! ailenize, "Siz beni yaramaz sanıyorsunuz ama benim bir sorunum olabilir." diyerek işe koyulabilirsiniz.

Yazar: Guzin Zeynep Doğanyer

Kaynak  Nisan 2015, sayı: 19 genç okur aylık ilkgençlik dergisi, sayfa: 52-53 "Semerkand

Çocuk Alerji Uzmanı Ve Sağlıklı Günler


                 Çocuk sağlığı ve bakımı son derece önemli konular arasında yer almaktadır. Çocukların küçük yaşta sağlık sorunları ile mücadele etmesi ilerde yaşanacak büyük sıkıntıların yaşanmaması anlamına gelmektedir. Ahmet Akçay çocuk sağlığı ve hastalıkları konusunda uzman bir doktordan yardım almak aileleri sevindirmektedir.


Çocuk Alerji Uzmanı Ve Sağlıklı Günler


                Son yıllarda alerji hastalıkların artması çevre kirliliği ve düzensiz beslenme sonucunda çocuklar küçük yaşta bu hastalıklara yakalanabilmektedir. Çocuk Alerji Uzmanı bu konu hakkında eğitim aldığı için direk tedavi edilmeye başlanmıştır. Öncelikle hangi alerjik durumuna bağlı olduğu ortaya çıkarılarak sonrasında tedavisi yapılmaktadır.

                 Çocuk sağlığı konusunda çocuk doktoru ilgilendiği gibi sağlığın korunması ve iyileştirmek doktorların görevi olup büyüme ve gelişmesi takip edilmektedir. Çocukta olan rahatsızlık alerji olduğu anda devreye diğer uzmanlar girmektedir.

                 Çocukların sağlığı http://www.ahmetakcay.com/ hastalıkları arasında en çok akciğerlerinde sorun olan çocuklara çocuk göğüs hastalıkları Uzmanı yardım etmektedir. Erken tedavi sayesinde başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Uzmanlar çocuklarda görülen hastalıklar tedavi edilerek bu durumdan kurtulmalarını sağlamaktadır.






Havuç'un Faydaları Nelerdir?

Havuç'un Faydaları Nelerdir?
Havuç bol miktarda A vitamini bünyesinde barındırmaktadır. Bunun yanı sıra diğer vitaminler olarak B, C, D ve E vitaminleri yönünden de oldukça zengin besindir. Havuç ve havuç suyunun faydaları oldukça fazladır. Ancak biz sadece genel olarak en önemli faydalarını sıralayacağız:

* Gözlere çok iyi geldiği bilinmektedir. Bundan dolayı gözleri besler ve kuvvet verir.
* Dişler içinde çok faydalıdır. Bu yüzden diş etlerinizi güçlendirir.
* Cilt sorunu olanlara önerilir. Çünkü cilde canlılık aynı zamanda taze bir görünüm verir.
* Kalp krizi riskini en aza indirir.
* Sürekli kabızlık çekenler için önerilir. Çünkü havuç kabızlığa çok iyi gelir.
* Zamanımızın en kötü hastalığı olan kansere karşı insanı korur.
* Bazı insanlar kansız olur yani kan seviyesi azdır. Bu yüzden bu kişilerin düzenli olarak havuç yemeleri önerilir. Çünkü kansızlığa havuç iyi gelir.
* Öksürüğe karşı faydalıdır ve kısa zamanda bu probleminizden kurtulursunuz.
* Bağırsakları çalıştırır.
* Kanda bulunan bazı zararlı maddeleri temizlemeye yardımcı olur. havuç kanı temizler.
* Kemiklerimizin güçlü olmasına yardımcı olur, havuç sayesinde kemikler güçlenir.
* Romatizma ağrısı çekenlere havuç önerilmektedir. Bu yüzden havuç romatizma hastalığına iyi geldiği bilinmektedir.

Zeytin ve Faydaları Nelerdir?

Zeytinin Faydaları Hakkında:

Zeytin ve kalori miktarı, zeytinin besin değerleri ve zeytin hakkında bilmeniz gerekenler.


Hayatımız boyunca sofralarımızdan eksik etmediğimiz özellikle kahvaltıda olmazsa olmaz gıdalardan biri zeytindir. Zeytin çeşitli çeşitlidir. Bunlardan "siyah zeytin, yeşil zeytin ve dolma zeytin" gibi çeşitleri bulunur. Dolma zeytine genel olarak içine kırmızı biber konulur.  Oldukça besleyici bir meyve türevidir. Hem ülkemizde çok bulunması nedeniyle hemde fiyatları uygun olduğu için sürekli tüketilen gıdaların en başında gelir. Bunun haricinde zeytinin birçok faydası vardır. İnsan sağlığı açısından faydalarını yazımızın ilerleyen kısımlarında sizlerle paylaşacağız. 


Zeytin ve Faydaları Nelerdir?


Sabah kahvaltısında mutlaka zeytin tüketilmelidir. 7 veya 8 tane yeterli olacaktır. Bu sizin güne daha iyi başlamanıza yani zinde bir gün geçirmenize olanak tanıyacaktır.  Ayrıca içerdiği mineral ve vitamin bakımından oldukça zengindir. Bundan dolayı geçmişten günümüze kadar zeytin insanlar için vazgeçilmezdir. Kur'an-ı Kerim'de zeytinin adı geçmektedir. Buradan da anlaşıldığı üzere zeytin çok faydalı bir besindir. 

Kur'an-ı Kerim'de Allah Teala mealen şöyle buyurmaktadır: 

"Andolsun incire ve zeytine! Ve Sina Dağı'na, Ve şu Emin Belde'ye." ['TİN(95)/1-3']

Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz bir hadis-i şerifinde zeytin ile ilgili şöyle buyurmuşlardır:

Ömer bin Hattâb dedi ki: Allah'ın Rasulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Zeytinyağını yiyiniz ve sürününüz. Çünkü o, mübarek(bereketli) bir ağacın ürünüdür." Tirmizi, C. 2. Hno: 1851

Zeytin genel olarak ülkemizde Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Oranın iklimi zeytin ağaçlarının yetişmesine katkıda bulunuyor ve en iyi zeytinler bu bölgeden bizlere kadar ulaşmaktadır. Ayrıca diğer yetiştirilen yerler arasında güney Ege ve Marmara bölgesi bulunmaktadır. Şunu da belirtmekte fayda var: Zeytin ağaçları çok uzun ömürlüdür. Bu yüzden zeytin ağacı çok uzun süre canlı olarak kalabilirler. Ancak bunun haricinde ise zeytin ağaçlarında olan bir özellik negatif özellik diyebiliriz, bir sene çok meyve verirken diğer sene az meyve verir. Bu özelliği yetiştiriciler tarafından en çok bilinendir. Aslında bu özelliğe her ne kadar negatif dediysek de bu zeytin yetiştiricileri içindir. Genel olarak bu çok iyi bir durumdur. Bir sene çok bir sene az zeytin vermesinin asıl nedeni, ağacın kendini dinlenmeye almasından kaynaklıdır. Bu sayede daha kaliteli ve çok iyi zeytinler Allah (c.c.) tarafından yaratılmaktadır.

Zeytin ağacının meyvesi olan zeytini sadece günlük olarak kahvaltılarda ve sofralarda tane olarak tüketilmenin yanı sıra bunun yağı da üretilmektedir. Ve Zeytin yağı dünyada bulunan tüm yağlardan daha faydalıdır.

Zeytinin Besin Değerleri Hakkında:


100 gr zeytinde bulunan besin değerleri aşağıda listelenmiştir:

* 15 gr yağ içerir.
* 145 kaloriye denk gelir.
* İçinde 4 gr karbonhidrat bulunur.
* yaklaşık 1 gr protein bulunmaktadır.
* Omega 3 yağ asitleri bulunur ve bu oran 92 mg'dır.
* A vitamini bulunur.
* E vitamini.
* 1.4 mg K vitamini zeytinde yer alır.
* Niasin de zeytinde bulunur ortalama 0,2 mg'dir.

Bunlara dahil olarak folat, kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum, selenyum ve bakırda bulunur. 

Zeytinin Faydaları Hakkında:

Geldik en önemli kısıma, zeytinin bilinen çok faydası vardır. Biz burada en önemli faydalarından bahsedeceğiz:

* Çağımızda  en sık görülen kalp ve damar hastalıkları sonucu ölümlerin neden olduğu kalp krizi riskini en aza indirir ve kalp krizini önler. İçinde bulunduğu bazı maddeler nedeniyle kan dolaşımında etkilidir. Bu sayede içinde bulunan antioksidanlar sayesinde damar sağlığını çok iyi derecede korumaya yardımcı olur. 

* Eğer kalbinizde ritm bozukluğu varsa veya bu teşhis kondu ise mutlaka zeytin tüketmeniz gerekir. Zeytin kalbe çok iyi geldiği bilinir ve bu yüzden düzenli olarak zeytin tüketimi kalp ritm bozukluğunuza iyi gelecektir.

* Zeytinin kendisi ve yağı kan hücrelerine oldukça faydalıdır. Bundan dolayı kan hücrelerinin ölümünü engeller ve daha sağlıklı kalmasını sağlar.

* Kansere karşı etkilidir. İçinde bulunan antioksidanlar sayesinde kansere karşı savaşır ve önlemeye yardımcı olur. 

* Özellikle orjinal sızma zeytin yağı kullanılmalıdır. Günümüzde yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan bilgiler eşliğinde, kolon kanserini önlemede etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bundan dolayı düzenli bir biçimde zeytin yağı yemeklerde kullanılması önerilmektedir.

* İnsanların DNA yapıları vardır ve bu DNA yapıları zamanla bozulabilir. Düzenli zeytin tüketen kişiler bu bozulmaları en aza indirir veya bozulma meydana gelmez. Yani zeytin DNA yapılarını korumaktadır.

* Kolesterol hastaları içinde çok faydalı bir besindir. Kolesterol düşmanı olarak bilinir ve dengede tutmaya yardımcı olur. Bu özelliği olan besinler çok nadirdir. Bunlardan biri zeytindir. 

* Alerjik reaksiyonlara da iyi gelmektedir. Bu yüzden zeytin yağı kullanılır.  fakat unutulmamalıdır ki her alerjik reaksiyona faydalı olduğu söylenemez.

* Sağlığımız için ve kaliteli bir yaşam için insan vücudunun demire ihtiyacı olduğu aşikardır. Demir eksikliği  türlü türlü nedenlere sorun olabilir. Zeytin de bol miktarda demir bulunur ve bu saç ve tırnaklar içinde faydalıdır. Aynı zamanda kan hücrelerini besleyerek demir miktarını dengede tutar bu açıdan en önemli faydalı özelliklerinden biridir.

* Mide rahatsızlığı olanlar içinde zeytin birebirdir. gaz, mide ağrısı, gastrit, ülser gibi hastalıkları olanlara zeytin çok iyi gelir. Mideyi hiçbir şekilde yormaz ve rahat etmenizi sağlar.

* Saç bakımı olarak da zeytin yağı kullanılabilir. Zeytin yağı saçlara iyi geldiği ve bazı durumlarda saçın beslenmesi ve sağlıklı olması için geçmişten günümüze kadar kullanılır.

* İçinde bulunan A vitamini sayesinde yaşlı insanlarda meydana gelebilen hastalık olan "katarakt" sorununu ortadan kaldırır. Yani düzenli olarak kullanan kişilerde katarakt sorunu en aza indirgenir. 

* Bu vitamin, mineral ve özellikler genel olarak yeşil zeytinde vardır. Bu yüzden tüketmeniz gereken zeytin çeşidi mutlaka yeşil zeytin olmalıdır. Bu maddelerin en yoğun bulunduğu zeytin türü yeşil zeytin olduğundandır. Siyah zeytinde ise A vitamini miktarı azdır ve yeşil zeytinde bu oran kat kat daha fazladır.  Her iki zeytini de kullanmak faydalıdır. Ancak daha etkili olması açısından yeşil zeytin önerilir. 




Zeytin Dalı

Zeytin Yaprağı ve Faydaları Hakkında:

Çok değerli olan zeytin ağacının sadece meyvesi faydalı değil zeytin ağacının yaprağı da bu kapsamda faydalıdır. Zeytin yaprağının faydalarını aşağıda listeledik:

* Kronik sinüzit rahatsızlıklarına çok iyi gelir. Bu sayede zeytin yaprağı hem iyileştirici hemde önleyici rol oynar.

* Sürekli ishal olan biriyseniz veya ishal durumu varsa zeytin yaprağı önerilir. Zeytin yaprağını düzenli kullanma neticesinde sıkıntılarınız her geçen gün daha da azalacaktır. 

* Aynı şekilde yukarıda belirttiğimiz gibi kalbe çok fayda vardır zeytin yaprağının da. Bu yüzden kalp dostu diyebiliriz.

* Kan basıncı sağlığımız açısından çok önemli bir faktördür. Bu yüzden zeytin yaprağı kan basıncını dengeleme de en ön sıralarda yer alır.

* Virüslere karşı etkili, bakterileri yok edici ve vücutta bulunan bazı mantarları iyileştirici özelliğe sahiptir. Bunun haricinde bağışıklık sistemini güçlendirir.

Bunların haricinde daha çok faydası vardır ancak bilinen ve önemli olan faydalarını sizlerle paylaştık. Şimdi ise zeytin yaprağı nasıl kullanılır kısaca özetleyelim:

Zeytin yaprağı dalından henüz yeni koparılmış ise belli bir süre içinde güneşe karşı kurutulur. Sonrasında bu yaprakları ince olarak kıymanız gerekir. 1 Bardak kaynar suyu yanınızda bulundurun ve kıymış olduğunuz zeytin yapraklarından 2 veya 3 tatlı kaşığı olacak şekilde ayarlayın ve bu yaprakları kaynamış olan suyun içine atın. Bu işlemlerin dahilinde ortalama demlenme süresi için 10 dakika kadar bekleyin ve sonrasında bunu süzerek içebilirsiniz. 

Zeytin Yağı ve Faydaları Hakkında:

Zeytin yağının da çok faydaları vardır. Bu faydalarından bazılarını aşağıda sizlere sunuyoruz:

* Tüketilen besinler bazen emilimi çok az olur bundan dolayı besinlerden yeteri kadar fayda göremezsiniz. Ancak zeytin yağı ile birlikte tüketildiği zaman bu emilim oranı bir hayli artar ve besinlerin değerinden çok fayda görürsünüz.

* Yukarı da da dediğimiz gibi kolon kanserine oldukça etkilidir. Bu yüzden zeytin yağını düzenli aralıklarla tüketmeniz bu hastalığa yakalanma riskinizi azaltacaktır. 

* Cildi gençleştirir ve yaşlanmayı önler. Bunun nedeni içinde bulunan E vitamini sayesindedir.

* Çocuğu olan annelere yani emzik döneminde olanlara meme bakımı için zeytin yağı önerilir ancak gerçek zeytin olması gereklidir.

* Vücutta bazen su toplamaları olur bu su toplamalarının önüne geçmek için zeytin yağı tüketilmesi gerekir. Bundan dolayı ödem meydana gelmesini engeller ve kendinizi rahat hissetmenize olanak tanır.

* Mide rahatsızlığı olanlar özellikle sürekli midesi ağrıyan kişiler için bu yağ birebirdir. Mide asidini düzenlemede yardımcı olur ve ağrıları keser bu yüzden mideniz için iyi bir sakinleştirici olduğunu söyleyebiliriz.

* Tansiyon çok tehlikeli bir hastalıktır. Bu yüzden insanların buna çok dikkat etmesi gerekir. Zeytin yağı tansiyonu düzenler.  Yüksek tansiyonu olanlara kullanması uzmanlar tarafından önerilmektedir.

* Şeker hastalarına da çare olarak bilinir. Bu sayede şeker oranını düşürme de ve yükselmesini önlemede çok iyidir. 

* Pankreas salgısını uyarır.

* Çocukluk döneminde olanlara bu besin verilmelidir. Çünkü bu çağdaki çocukların kemik ve gelişimi devam eder bundan dolayı zeytin yağı kemiklerin gelişiminde önemli rol oynar ve daha sağlıklı olmasını sağlar.

* Saçların daha sağlıklı olmasını sağlar. Bunun nedeni içinde bulunan "keratin" sayesinde olur.  Aynı zamanda tırnaklarınızın bakımı içinde kullanabilirsiniz. Tırnaklar içinde oldukça faydalıdır.


Zeytin Yağı


Zeytin yağı ile saç ve tırnak bakımı nasıl yapılır?

Zeytin yağı ile bakım saç ve tırnak olarak ikiye ayrılır bu bakımlar birbirinden farklı olarak uygulanır. 

Saç bakımı için: Badem yağı ile zeytin yağını karıştırarak saç maskesi yapabilirsiniz. İsterseniz sadece zeytin yağı da olabilir ancak badem yağıolması daha iyi olacaktır. Karışımı saç diplerinize iyice sürerek ortalama 1 veya 2 saat kadar bekletin.  Eğer daha fazla etki almak istiyorsanız saçınızın hava almasını engellemek için bone takmanız da fayda vardır.

Tırnak bakımı için: Bu bakım için ilk olarak zeytin yağını biraz ısıtmanız gerekiyor. Çok olmamak kaydıyla ısıtılmış zeytin yağını tırnaklarınızın diplerine ve her yerine sürüne ve iyice emmesini sağlayın. Çok etkili olması için ise yatarken yapmanız gerekir ve bunun içinde elinize kalın bir eldiven tercihen yün olandan takın ve sabaha kadar bekletin ve sonrasında elinizi ılık bir su ile güzelce temizleyin.

Zeytinin Yetiştirildiği Yerler Nelerdir?

Zeytin genel olarak, Akdeniz ikliminin yoğun olduğu bölgelerde görülür. Güney Avustralya’da, Kırım’da, Kaliforniya’da ve Orta Asya’da çok oranda  yetiştirilmektedir. Türki'ye de genellikle Ege civarında, Güney Marmara bölgesinde ve Akdeniz Bölgesi’nde zeytin yetiştirilmesi gerçekleştirilmektedir.

Zeytinin Sofralarımıza gelene kadar ki geçirdiği süreç

Zeytin toplaması sabit olarak, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında gerçekleştirilir. Ancak farklı şekillerde de toplanabilir.  Genel olarak elle toplama yöntemi hakimdir. Bunun yanı sıra uzun bir sopa ile ağacı silkeleyerek yere düşen tanelerin toplanması ile olur fakat sopa ile yapılan toplama işlemi zeytine ve ağaca zarar vereceği için genel olarak bu yöntem nadir olarak kullanılır. 

Eğer zeytinlerin yapkraları işlem gerektirecekse mayıs ayından itibaren başlayarak sonbahar ayına kadar bu yaprakların toplanması lazımdır. Bu yapraklar gölge olan yerlerde ve aynı zamanda hava alan açık alanlarda kurutma işlemine tabi tutulur.

Bir önceki yazımızı olan "sarımsak" sarımsak ve faydaları hakkında, sarımsağın insan sağlığı açısından faydaları ve yan etkileri hakkında detaylı bilginin yer aldığı konumuza göz atabilirsiniz.

Çocuklarda İman, İslam Eğitimi

Çocuklarda İman, İslam Eğitimi
Din Psikolojisi araştırmaları çocuğun iki yaşından itibaren din ile karşılaştığını, üç-dört yaşına gelince de sorularla yaratıcı gücün mahiyetini öğrenmeye çalıştığını ortaya koymuştur.

Dinin bilhassa Allah'a (Celle Celaluhu) imanın insan hayatındaki ve çocuk ruhundaki vazgeçilmez önemi bugün herkesin kabul ettiği bir gerçektir. İnançsız psikologlar bile çocuğa bir ölüm hadisesinin, cennet mefhumuyla beraber verilmesinin ruh sağlığı açısından gerekli olduğunu itiraf etmek zorunda kalmışlardır.

Bugün çağın hastalığı haline gelen sinir hastalıkları, stres, ruhi bozukluklar ve intiharlar daha çok manen beslenmeyen, inançsız ve ümitsiz insanlarda ortaya çıkmaktadır. 

Halbuki din ve iman en kötü anlarında bile insana ümit veren, çekilen acı ve ızdırabı azaltan, karşılaştığı zorluklara karşı mukavemetini arttıran yegane güçtür. Kalbin emniyeti, sükuneti ve huzur ancak imanla mümkündür.

Aynı şekilde çocuk Allah'a (c.c.) inanmakla kendini güçlü ve emniyete hissetmekte, Allah (c.c.) tarafından korunduğunu ve sevildiğini bilmesi yaşam gücünü artırmaktadır.

İnancın çocuğun ruh sağlığı açısından ne kadar önemli olduğu ortadadır. Ancak çocuğa "iman öğretiminde" tatbik edilecek usul büyük bir incelik ve hassasiyet istemektedir. Bu incelikleri kısaca açıklayalım:


Allah (c.c.) Sevgisi Esas Alınmalı

Dinin temelini oluşturan duygulardan biri olan sevgi aynı zamanda duygusal gelişimin de temel unsurlarındandır.  Allah (c.c.) sevgisi insanda fıtraten mevcut olan bir duygudur.

İslam eğitim sisteminde sevgiye dayalı bir eğitim esastır. İnsan fıtratı sevildikten sonra sevmeye meyillidir. Bu itibarla çocuğa Allah (c.c.) ve Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sevgisini verebilmek için önce çocuğu yeterli  ve ölçülü bir şekilde sevmek ve bu sevgiyi ona ifade edebilmek şarttır.

Allah (Celle Celaluhu) ile Korkutulmamalı

Çocuklara küçük yaşlarda telkin edilen Allah (c.c.) korkusu onun ruh yapısında derin yaraların açılmasına ve bir takım olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebep olur. Psikiyatrik incelemeler, çocuklarda ileri derecede gelişen Alllah (c.c.) korkusunun, çocuğa aşırı kaygı hissi, bağırıp çağırma ve vurup kırma gibi davranış bozuklarına ittiğini; çocuk psikiyatristi kliniğine başvuracak kadar ruh yapısını bozduğunu ortaya koymaktadır.

Bazı anne ve babalar tehdit ve cezalarıyla çocuğu kendi istekleri doğrultusunda hareket ettiremeyince "Allah (c.c.) Korkusunu" kullanarak sindirmeye çalışırlar. Sık sık "Söz dinlemezsen Allah seni taş eder, cehenneminde yakar; kötü söz söylersen dilsiz yapar." gibi sözlerle çocuk üzerinde baskı kurmaya çalışırlar.

Netice sonunda çocuk Allah'tan (c.c.) çok korkar ama her yaptığından suçluluk duymaya başlar. Halbuki sürekli suçluluk duygusu hissetmek insanın ruh sağlığını alt üst eden bir hastalıktır.

Çocuğa Allah'ın (c.c.) Cemal ve Rahmet sıfatlarını değil de Celal (zalimleri kahreden, kötüleri cezalandıran) sıfatını tanıtmak yanlıştır; İslam eğitim sistemine ters düşmektedir.

Çocuğun tertemiz zihninde Allah'ı (c.c.) hep ceza ve azap veren, kızan biri olarak şekillendirmenin hiç bir faydası yoktur. Neticede bu çocukta korkuyla beraber Allah'a (c.c.) karşı öfke, kızgınlık ve isyan gibi duyguların gelişmesine de yol açacaktır. (Haşa)

"Çocuklarımıza Allah'ı (c.c.) nasıl anlatım" adlı kitabında Doç. Dr Mehmed Emin Ay konuyla ilgili görüşleri şunlardır:

"Çocuklara Allah (c.c.) korkusunun onların vicdan gelişimine tevafuk eden 10-11 yaşlarından sonra ve gerektiği zaman telkin edilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyiz. Erken yaşlarda verilen Allah (c.c.) korkusu bir takım zararlı sonuçlar doğurucudur."

Şurası unutulmamalıdır ki;

Çocuk ruhunu Allah'a (c.c.) bağlamak için yegane duygu vardır. O da sevgi, bir başka ifadeyle "Allah (c.c. sevgisidir."


Eğitimde Yavaş Yavaş: Kademe Kademe ilerlemeyi Esas Almak

Çocuğa bilgiyi azar azar değil de tümden vermeye çalışmak yeni doğan bebeğin ağzına et-ekmek koymak kadar yanlıştır. Eğitim ve öğretimde tedriciliğe  dikkat etmek esastır.

Allahu Teala (c.c.) Kur'an-ı Kerimi bir anda tümden değil de yirmi üç sene gibi bir zaman zarfında tedricen indirmiştir.

İslam öncelikle imandır. Böylelikle kolaydan zor olana doğru bir usül takip edilmeli, çocuğa ezber yaptırırken önce Kelime-i tevhid ve Kelime-i Şehadet sonra İslam'ın ve İmanın şartları verilmeye çalışılmalıdır. Kuru bir taklit gibi görünen bu ezberler aslında çocukluk çağından sonra oluşması gereken tahkiki imana geçişte temel vazifesi göreceklerdir. Onun için dini kavram ve duaları Çocuğa azar azar, sabır ve sevgi ile sıkmadan ezberletmeye çalışmalıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "şöyle buyurmaktadır:

"Yedi yaşında iken çocuklarınıza namaz kılmalarını emredin, on yaşına geldiklerinde kılmadıkları takdirde ise onları hafifçe dövün" 

Burada dinin temel direği olan namaz ibadeti çocuğa üç safhada öğretilir.

1. Gözlem: Bu dönem çocuğun yürümeye başladığı aylardan itibaren yedi yaşına kadar sürer. Bu zaman zarfında çocuk; namaz kılan ana babasına ve namaza özenir. Anne babanın onun bu hevesini değerlendirip namaza alıştırmaya çalışması gerekir.

2. Emretme: Bu dönem yedi yaşında başlar ve on yaşına kadar devam eder. Bu süre içerisinde ana baba çocuğa sabırla namaz emrini hatırlatıp kılmasını ister.

3. Dövme: Namaz kılmaması halinde çocuğun dövülebileceği bu dönem de on yaşından itibaren başlar.

Dayak çocuğa zarar vermek, yaralamak için değil terbiye içindir ve son çare olarak başvurulmalıdır.

Çocukla Anlayacağı Seviyede Konuşmak


Çocuğun kendisine mahsus bir sınıf ve kapasitesi vardır. Onun akıl ve düşünce melekesi, devamlı bir gelişme içindedir. Çocukla konuşurken ve ona bir takım bilgiler verilmeye çalışırken  bu gelişim göz önünde bulundurulmalıdır.

Çocukla bir yetişkin gibi sakin ve ona değer vererek konuşmak gerekir. Bu çocuğun akıl ve düşünce dünyasını zenginleştirecek ve gelişen hadiselerin iç yüzünü keşfetme konusunda büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.

Çocuğun verileni alabilmesi için zihinsel ve duygusal olarak almaya hazır olması gerekir. En hazır olduğu an ise, soru sorduğu zamandır. Onun için çocuğun soruları fırsat bilinmeli ve onu sıkmadan boğmadan eğitici  ve öğretici cevaplar verilmeye çalışılmalıdır. Çocuğa yerli yersiz,  rastgele zaman ve yer gözetmeden yapılan bilgi yüklemeleri onu bıktırmaktan, daha çok ilgisizleştirmekten başka işe yaramaz.

Çocuğa sunulan bilgilerin zamanında, yerinde ve dozunda olması şarttır.

İlginç Bir Hastalığın Tanımı (TYT)

(TYT) Tırnak yiyen titrek hastalığı nedir?

Bu ay, yapılan Kuzey Koreli ve İşviçreli bilim adamlarıyla yaptığımız araştırmalar sonucu kronik ve tripkolik bir hastalık tespit ettik. Hatta Koreli bir bilim adamının, sözü kulaklarımızda yankılandı. Olayın şokunu henüz atlatmamışken, arkeologlardan bu hastalığın adının Tırnak Yiyen Titrek (TYT) olduğunu bilgisini aldık. Meğer en son M.Ö bilmem kaçıncı yüzyılda çivi yazısıyla yapılan sınavlarda görülmüş bu meret.


Hastalığın Tanımı


Uzaktan uysal ve tehlikesiz görünen bu hastalık, çaktırmadan hastayı yer bitirir. Ciddiye alınacak türdendir! Bu hastalığın en belirgin özelliği ise muhatabı olan öğrenciyi, daha sınav tarihi belli bile olmamışken yüksek gerilim hattına çarpılmışa döndürmesidir. Yani hasta henüz işin başında iken veryansın etmeye başlar. IQ seviyesi normalin üstünde bile olsa başarılı olamaz. Çünkü balığı baştan kokutmuş olur. Koca filin, buğday kadar karıncayı beyninde dağ yapıp ondan korkması gibi bir durum işte. Tabi bu onun elinde olan bir şey değil, adı üstünde; hastalık...


İlk Kez Açıklanan Tedavi Yöntemi


Gelelim bu hastalığın tedavisine. Öncelikle korku dünyamızı şekillendirmeyi bırakalım. Çünkü korku dünyası şekillendikçe ders çalışmak itici gelmeye başlar. itici gelmeye başlayan dersin yerini kafa dağıtma bahanesi alır. Kafa dağıtma bahanesi tembelliği ve gamsızlığı tetikler. Tembellik ve gamsızlık beyni boş işlerle uğraştırır. Boş işlerle uğraşan, süper zeka da olsa boş gezenin boş kalfası olur. 

'Tırnak yiyen titrek' hastalığından kurtulmanın yegane çaresi benlikle yüzleşmek ve saçma evhamların sırtını yere vurmaktır. "Ama ya sınavdan kalırsam?" dediğinizi duyar  gibiyim. Duymamış olayım! Sınavı geçememek pek hoş bir şey olmayabilir. Ancak sınavdan kalma korkusunu evhamlaştırıp tamamen dersten uzaklaşmak bütünüyle hüsrandır. Yenilginin daniskasıdır! Ondan sonra 'depresyondayım' şarkısını dinleyip kendini verirsin cipse, çikolataya. Aklın başına gelince de "Bon bo kololoro no zaman oldom yoaa!" demeye başlarsın.

Gayret, azim, istikrar.... Bu kurala riayet eden, sınavda kalsa bile en az kazanan kadar ferah olur. Gayretle kapıyı çalıp beklersen elbet bir açanın olur. Azimle çaba gösterirsen her uzak yakın olur. Dağın zirvesine ulaşmak istiyorsan, dağ taş demeden yokuşu dişinle tırnağınla çıkman lazım. Merak etme! Zirveye ulaştığında ne dişinin acısı kalır, ne tırnağının..


Hastalar dikkat!


Sözün özü, aceleci davranmayıp sıkıntıya göğüs ger ve işin sonunu getirmeye bak. Unutma ki eğri demiri kimse bir anda dümdüz yapamaz. Öğrenmek istediğin şeyi sakın küçümseme. Çünkü bilgi dışındaki her şey geçicidir. Sınavlar birkaç saat sürer ama hayat bir ömür devam eder. Bu yüzden bir şey öğrenirken sınavı kazanmak için değil, ilim sahibi olmak için öğren. Bu en hayırlısıdır. Böyle yaptıktan sonra sınavda kalsan da boş ver. 

Yazar: M. Fatih Çakır

Kaynak >> genç okur aylık ilkgençlik dergisi "Semerkand