
"O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez" (Taha 20/109); "Allah katında, O'nun izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez"(Sebe 34/23); "Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri, ancak Allah'ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar" (Necm 53/26); "Onlar, Allah'ın razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler" (Enbiya 21/28); "O'nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefaat edebilirler" (Zuhruf 43/86).
Gördüğümüz gibi ayet-i kerimeler, yardım etmek anlamında, ilahi izin ve rızadan sonra meleklerden ve insanlardan bazı kimselerin şefaatte bulunacaklarını vurgulamaktadır. Şu halde şefaat, mülk ve emir yetkisi kendisine özgü olan yüce Allah'ın bazı kimselere tanıdığı bir yetkidir.
Yazar: Siraceddin Önlüer
Şefaat Ya Resulallah (sallallahu aleyhi vesellem) - Delilleri ve Hikmetleriyle Şefaat [ Semerkand ]
ads
Hiç yorum yok: