
- Buyrun, meclisimize şeref verin, efendimiz, büyüğümüz!
İbrahim Ethem, özür edasıyla bir selam verip geçti talebeleri:
- Bu zat efendilik sıfatına ne bakımdan layıktır, o makamı nasıl buldu? Sizin gibi bir zatın ona efendimiz demesi nedendir? diye sordular.
O ara vermeden Allah’la, Allah’ın Zat’ıyla meşgul, bizse işin dedikodusuyla…
Asıl iş, Allah’ı aramaktır. Halife, İbrahim Ethem’e sorar:
-Sizin sanatınız nedir?
-Bu dünyayı gönüllerine, ötekini de isteklilerine bırakıp burada Allah’ı anmayı, orada da Onun yakınına ermeyi iş edinmek.
Hangi maddi, manevi vesile, hangi hak yol olursa olsun: netice de ve aslında dupduru bir yürek ve hikmetli bir aklın talebi sadece O'dur.
Haşa İmam-ı Azam işin dedikodusunda değildir ama, ilimlerin hedefinin Onu göstermek olduğunu bir kere daha ders vermiş, arınma yoluna bir süzgeç daha koymuştur.
Yazar: Mehmet Akar
Mesel Ufku | Nükte ve Hikmet [ Timaş Yayınları ]
ads
Hiç yorum yok: