
Dil, Hak Teala'nın yarattığı şaşılacak şeylerden biridir. Görünüşte bir et parçasıdır; ancak hakikatte varlıkta olan her şey onun tasarrufu altındadır. Akla, vehme ve hayale gelen her şeyi dil söyler. Kalbin doğruluğu ve eğriliğine bağlıdır. Bu sebepledir ki Hz. Muhammed (s.a.v.), "Kulun kalbi doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Dili doğru olmadıkça da kalbi doğru olmaz. Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kimse cennete giremez" buyurmuştur.
Dilin bütün organlar üzerinde yönlendirici bir etkisi vardır. Çünkü o kalbin sözcüsüdür. Kalpte olup bitenleri dil dışa vurur. Hz. Peygamber (s.a.v.) dilin diğer organlara nasıl tesir ettiğini şöyle bir misalle anlatmıştır:
"Ademoğlu sabaha çıktığı zaman bütün azaları, dile yalvararak, 'Bizim hakkımızda Allah'tan kork, Zira biz sana tabiyiz. Sen doğru olursan biz de doğruluk üzere kalırız, sen sapıtırsan biz de sapıtırız! derler."
Dilin tehlikesi gerçekten çok büyüktür. Öyle ki bazen bir kelime Allah korusun insanı ateşe düşürür, haktan uzak eder, laneti çeker. Hem insanı küfre götüren, imanı söndüren küfür lafızları, dilin afetleridir. Dolayısıyla insanın işlediği kötülüklerin pek çoğu dilden kaynaklanır.
Dil anahtar gibidir. Hayrın da şerrin de kapısını açabilir. Unutulmamalı ki kulaktan giren sözler, dil vasıtasıyla ortaya çıkar. Bu nedenle ağızdan çıkacak sözlere dikkat etmeli, aklın ve imanın terazisinde tarttıktan sonra söylenmelidir. Düşünmeden söylenen sözlerin, bazen darğınlıklara, kavgalara sebep olacağı unutulmamalıdır.
Göz ve kulağın iki, dilin bir tane olması iki defa bakıp, iki defa dinleyip sonra bir kez konuşmaktır. Yine konuşmaktan çok, dinlemeye ve görmeye ihtiyacının olmasından dolayıdır. Bunda insanın en az ve öz, faydalı şeyler konuşması ve çirkin sözlerden kaçınması gereğine de işaret vardır.
Yüce Allah, faydalı şeyler konuşması için insana akıl vermiş, fikir vermiş, ayrıca diline hakim olması için de iki dudak vermiştir. Nitekim Hak Teala, "Biz insana iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi?" (Beled 90/8-9) buyurarak bu gerçeğe işaret etmektedir.
O Halde insanın organlarından en fazla isyankar olan dilin afetinden kurtulmanın en kesin yolu, Allah Resulünün bildirdiği çözümdür ki bu da hayrı konuşmak, aksi takdirde susmaktır.
Yazar: Siraceddin Önlüer
Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti [ Semerkand ]
ads
Hiç yorum yok: