- Sabret hanım, Önümüzde öyle bir yokuş var ki, onu ancak yükü hafif olanlar tırmanabilecekler.
Dünyayı hafife alıyor, bir uğrak olarak görüyor, meseleye yarı şaka bir üslupla, latifeyle yaklaşıyordu. Bediüzzaman Hazretleri de bir yerde, "Böyle ciddiyet esnasında latife söylemekten maksadım, dünyaya bir mel'abe nazarıyla baktığımı ima ve işarettir" der. Mel'abe, oyuncak demektir. "Var biraz da sen oyalan!" darb-ı meseli halk arasında meşhurdur.
Varlıklı olmak bir ayrı lütuftur ve kendi cinsinden; yani zekat, sadaka ve fedakarlıklarla şükrünü eda etmek gerekir. Olmayınca... Kendinden yukarıdakileri bırakıp, "ah!, of!" etmek, şikayetlere düşmek yerine, alttakilere bakıp şükretmek düşer. Zira her şeyin olduğu gibi, musibetin ve fakirliğin de derecesi vardır.
Şükür nimeti artıracak, dünyayı hafife almak kalbi sıkıntıdan ve derdin kök salıp katlanmasından kurtaracaktır.
Ayrıca, cennete müşteri olanın sermayesi az da değildir.
Yazar: Mehmet Akar
Mesel Ufku | Nükte ve Hikmet [ Timaş Yayınları ]
Hiç yorum yok: