
Felesefenin İnsana bakış açısı
Önemli olan felsefede sorulardır. Cevaplar ise sorular kadar fazla önem teşkil etmemektedir. Bazen hiç cevaplara gerek kalmaksızın sorulara sorular ekleyerek çıkmaz ikilemlere girilebiliyor. Felsefede soruların çok önemli olduğu cevapların ise sorular kadar önemli olmadığından, bir nevi cevapsız olan sorular yeni soruları beraberinde getirdiğinden felsefenin çıkmaz sokaklarını meydana getiriyor.
İnsanın bütün varlığı değişik mantıklı bir bakışla "düşünceleridir". İnsanoğlunda düşünce olmazsa hiç bir şeydir. Albert Einstein düşüncesi olmasaydı "Einstein" olmazdı. Düşünceler farklılık göstererek şekillenmektedir. İnanış tarzı, kültür farklılığı, bulunduğumuz etnik yapıya göre farklı şekillerde yansımaktadır. Bu durum ise zihniyeti ve genel bütünlük olarak ise düşüncemizi meydana getirmektedir.
Yukarıda izah ettiğim gibi önemli olan sorudur cevaplar ise önemsizdir. Önemli olan soru sormaktır. Cevaba önem vermemek düşünmeyi ve onun sunduğu nitelikleri
kale almamaktır. Bundan dolayıdır ki insanın tamamen düşüncesini bir kenara atıp tek hedefi soru üzerine yoğunlaşması ve her sorunun cevapsız soruları beraberinde getirmesi ile yeni sorulara kapı aralama sonucunu oluşmuştur. Doğruyu bulmak için düşüncenin aksine ve/veya/acaba/.. mantıksal açıklamaların karşınıza çıkmasına ve bunların cevaplarının düşüncelerin vermek istediği cevapların önüne geçmesi sonucu belirmiştir. Bu durumdan oluşan hadise ise, kendi düşüncesi ve mantığı doğrultusunda değil doğruları matematiksel somut ve matematiksel doğrultusunda bulunmaya çalışmak demektir. İnsanın soyut düşünce mantığı, matematiğin somut gerçeklerinin arkasında kalmıştır. Bu zamana kadar felsefeciler kendine ve düşüncesine saygısı çerçevesinde, kendi düşüncesini eleştirmişlerdir. Doğru bir düşünce benimseyerek düşüncesinin doğrultusunda ilerlemiştir. Sonu gelmeyen bu cevapsız sorular neticesinde felsefeciler kendilerini sorulara bırakmışlardır. Bunun sonucunda düşüncelerinden vaz geçip sorular dünyasında kaybolmuşlardır. En önemli ispatlarından biri "Materyalizm"dir. Materyalizm de, her olay matematiksel ve somut tesadüf ile meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Bir kaç kelime ile özetleyecek olursak; Felsefe insanın vereceği cevabı soru kadar önemli görmeyen bir bilimin insan düşüncesine saygı duyulması beklemenin mantıksız olduğu gibi bu durum ise felsefenin insanoğluna verdiği değerin bir ispatıdır.
ads
Hiç yorum yok: