
- İşinizi çok dikkatli yapıyorsunuz, dedi.
Şemsiye tamircisi elindeki işi bırakmadan:
- Evet, ben, her zaman işimi iyi yapmaya çalışırım, diye cevap verdi.
- Müşterileriniz, işinizi iyi veya kötü yaptığınızı ancak siz gittikten sonra anlayacaklar.
- Evet, haklısınız.
- Bu tarafa tekrar mı geleceksiniz?
- Hayır.
Genç artan hayranlık ve merakla sordu:
- O halde niçin bu kadar titizsiniz?
Tamirci:
- O zaman, benden sonra buradan geçecek tamircinin işi kolaylaşacak. Ben, eğer kötü malzeme kullanır, işimi baştan savma yaparsam, halk bunu er geç anlayacak ve ondan sonra buradan geçen tamirciye kimse iş vermeyecek.
Allah (c.c.), kuluna verdiği nimeti onun üzerinde görmek ister, Kul işini evvela Onun hoşnutluğuna ermek için yapar. İş, Ona arz ediliyor gibi yapılmalıdır.Evet, asıl gören Odur ve O güzeli sever.
İşlerinde kötü örnek olanlar, başkalarının hukukunu manen çiğnemiş olurlar. Güveni sarsarlar, emniyeti ve huzuru bozarlar.
İşinin hakkını vermeyen cemiyet kalesinde gedik açmış demektir ki, herkes böyle bir hale düşmekten kaçınmalıdır. Kimse bozguncu olmak ve milletine zarar vermek istemez.
Bugün ileri ülkeleri ayağa kaldıran, bu iş ahlakı ve dürüstlüktür.
Yazar: Mehmet Akar
Mesel Ufku | Nükte ve Hikmet [ Timaş Yayınları ]
ads
Hiç yorum yok: