
"Hac ibadetlerinizi tamamlayınca, vaktiyle atalarınızı anıp onlarla övündüğünüz gibi...
Hatta daha fazla, daha kuvvetli bir anışla Allah'ı anın.
Bazı kimseler: "Ey Yüce Rabbimiz, bize vereceğini bu dünyada ver" derler.
Bunların ahirette nasipleri yoktur.
Bazıları da, "Ey bizim Kerim Rabbimiz! Bize bu dünyada iyilik ve güzellik ver, ahirette de iyilik ve güzellik ver ve bizi cehennem ateşinden koru" derler.
İşte bunlar kazandıkları şeylerin hayır ve bereketlerini fazlasıyla görürler.
Allah hesabı çok çabuk görür."
(Kur'an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali- Prof. Dr. Suat Yıldırım/Hak Dini Kur'an Dili- Elmalılı M. Hamdi Yazır)
Araplar, haccı tamamlayınca Mina'da toplanıp, özellikle atalarının yaptığı şeyleri anlatarak övünmeyi adet edinmişlerdi.
Övünüyor, yanlış yapıyorlardı. Yanlış şeyle övünüyorlardı. Ama bunu yürekten ve önemseyerek yapıyorlardı.
Allah (c.c.) diyor ki, "Beni atalarınızı andığınızdan çok daha büyük bir hürmet ve tazimle, daha fazla ve daha kuvvetli anın!"
Haşa, hiç kimsenin fazileti, kıymeti ve ona duyulan sevgi Allah (c.c.) ile kıyas edilemez.
İnsan, Allah'ı öyle bir anlamlı ki, varlık, eşrefi mahluk bildiği insana hizmetinden hoşnut olmalı! İnşallah, bir gün yer bütünüyle mescid vazifesini ifa edecek, yerlerden göklere tesbih, tazim ve şükür sesleri yükselecektir.
Allah (c.c.), ötesi olmayan, her şeyini bu dünyada kullanıp tüketen nasipsizlerin durumuna düşürmekten muhafaza buyursun! O tahammül edilemez bir kayıp ve sondur.
Yazar: Mehmet Akar
Mesel Ufku | Nükte ve Hikmet [ Timaş Yayınları ]
ads
Hiç yorum yok: