
- Şeyh, dedi, ne oldu ki bu kılığa girdin, üstünü başını harab ettin?
Şakik mırıldandı.
- Sen dileğine erdin... Bense dilediğimi bulamadım. Onun için yaslı, üzüntülü ve üstü başı harabım.
Ebu Yusuf ağladı.
İnsan maksadına erince, aradığını bulunca sevinçlidir, huzurludur, hali vakti düzgündür.
Aşk sevdiğine kavuşunca mesuttur.
Aradığına eremeyenin hali dağınıktır. Hak aşığı Onun hasreti ile mahzundur. Kendini hırpalaması, dağınıklığı hep Ona olan hasretindendir.
İlmin ötesinde, Zat'ı ile meşgul olanların hali başkadır. Gözünü Ona açanlar, kendini de, dünyayı da unuturlar. Ve hep Onunla olur ve hep Onu ararlar.
Siz işin ilmi ile meşguldünüz, fetva ufkuna erdiniz, aradığınızı buldunuz. Biz Allah'la meşgülüz, Onu arar, Onda doyarız. O sonsuz olduğu için, Onu aramak da bizler için nihayetsizdir. Onun için hep Onun aşkıyla mesrur, Onsuzluktan perişan ve suya susamış gibi susuz ve harabız" demektedir Şakik Hazretleri,
"İsteyene ver anları, Bana seni gerek, seni! diyen gibi.
Yazar: Mehmet Akar
Mesel Ufku | Nükte ve Hikmet [ Timaş Yayınları ]
ads
Hiç yorum yok: