-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads
» » » » » Yeni Yuvanın Eski Tehlikeleri

ads
ads
Yeni Yuvanın Eski Tehlikeleri

Aşk ve Evlilik

Yeni bir evlilik yeni iki insan, yeni bir yuva, yeni bir iletişim, yeni bir etkileşim demektir. Koltukların ve perdelerin yeni olduğu, heyecanların ve mutlulukların taptaze durduğu bu yeni yuvaya her nasılsa "eski" bir şeyler sokuluverilir. Yeni evlilerin bilinçaltalarında sakladıkları, öteden beri benimsedikleri "eski" kabullenmeler "yeni"yi hemen eskitebilir. İşte yeni bir yuvanın dört "eskisi"


1. "Bizim evde hep böyle olur."



Hep söylenir. Yeni bir evlilikte görünüşte iki kişi bir araya gelir ama gerçekte "6" kişi bir evde toplanır. Yeni gelin de yeni damat da, yanı sıra kendi anne  ve babalarının gölgelerini getirirler. Uzunca bir süre kendi başlarına kalamazlar. Bir türlü kendi plaklarını çalamazlar. Doğdukları günden beri içinde büyüdükleri ailede benimsedikleri rolleri oynarlar. İlk günlerde, hatta ilk yıllarda, her birine kendi ailellerinden biri suflörlük yapar gibidir. Ailelerin evlilik üzerindeki etkileri elbette her  zaman olumsuz yönde değildir, ancak "Yeni" bir ilişikinin doğal akışını geciktirebilir. Yani karı-koca arasındaki etkileşimin sahici temellere inmesine engel olabilir. Eşlerin her birinin sorun çıktığında bilinçaltında taşıdıkları bu etkileri fark etmemeleri, fark etseler bile etkisini küçümsememeleri yahut inkar etmeleri, aralarındaki etkileşimin sınanmasını izin vermez.  Sözgelimi, bir konuda anlaşamazsanız, anlaşmayan siz ikiniz değil kendi anne ve babalarınız olabilir. Daha da kötüsü, bir konuda anlaşırsanız, anlaşanlar kendi anne babalarınız olabilir. Anlaştığınızda gerçekte anlaşanlar siz değilseniz, nasıl anlaşabilirsiniz?


2. "Evlendim artık mutlu olacağım."


Tabiki mutlu olmak için insanlar evlenirler. AKsini düşünen yok ki. Fakat mutluluk evliliğe kattığınız bir olaydır. Evlilikten alacaklı olduğumuz bir şey değildir. Diyelim ki, bir delikanlı evlenmeden önce yalnızdı, hiç arkadaşı yoktu. Genç kız da, daha güzel, daha çekici, dah zeki olan kız kardeşinin yada kız arkadaşının yaptığı evliliğe ve yaşantısına gıpta ile bakıyor, aşağılık kompleksi taşıyordu. Bu durumda , her ikisi de evliliğe alacaklı olarak başlarlar. Her biri evliliğin kendisine, aradığı mutluluğu vereceğini sanır. Mutluluğun kendisinin inşa edeceği ve sürdüreceği bir hal olduğunu aklını getirmez. Dahası, her biri bir diğerinin kendi boşluğunu doldurmasını beklerken, diğerine boşluktan başka bir şey verremez. Bu durumda evlilik hiç sermayesi olmayan iki kişinin ortaklığına benzer; kimse ortaya para koymadığı için işler yürümez. İflas eder. Evlilik bir başkasından mutluluk umanların değil, bir başkasını da mutlu edebilecek kadar mutlu olan kişilerin birlikteliğidir. 

Mutluluğu bir başkasından aşırmak için bir başkasına  taşırmak için bir aradasınız.



3. "Evlendikten sonra  değişir."



Çoğu çift evliliğe  yüksek voltajlı bir romansla başlar; bu büyük emnerjinin hiç bitmeyeceğini sanar. Her biri aşkın gücünün her şeyi değiştireceğine, sevginin eşinin kötü yanlarını törpüleyecegine  inanır. Bütünüyle boş bir inanış değil bu elbette. Aşk ve romantizim bir ilişkiyi başlatabilir ama südürdümeye devam ettirmeyebilir.

BU durumlarda bahara değil  de toprağa tutunmamız gerektiğini anlamamız gerektiğini unutmamalısınız. Bahar gelir be geçer ama toprağa sıkı tutunursanız eğer, güzleri de kışları da geçirir, nice baharlara merhaba deme şansınız oldukça yüksek.

Aşkın gücüne inandığınız kadar, birbirnize vakit ayırmanın, birbirinizi farklılıklarınızla sevebilmenin, her konuda anlaşamanız da birbirinize saygı duymanın önemli olduğunu unutmayın. Böylece ilişkinizi daha gerçekçi bir zemine oturtmuş olursunuz. Yeni baharlara daha güçlü şekilde girebileceğiniz uzun ve ince kökler geliştirisiniz. Evlendikten sonra eşinizin değişmesini beklediğiniz kadar, eşinize göre değişmeyi de hesaba katın.


4. "Sorunları konuşmak aşkı öldürür."



Evlilik öncesi her iki taraf da birbirlerine "cici" görünür; daha karşısındakini de olduğundan "cici" görmye meyillidir.
Eşler sorun olabileceğine inandıkları yanlarını hem saklar, hem görmezler. Böylecek evlilik iki "ciciénin birbirinden her daim "cicilik" beklediği bir tür oyuna dönüşebilir. Kimse kimseye "Kral çığlakİ" diyemez gibidir.

Evlenip buzdan bir köprü üzerine yürümeye başlar. Kimse buzu ilk çatlatan olmak istemez; böylece gerçekte yürüdükleri gibi yürüyemezler. Oysa aşkın sanıp sahileşeceği yerler de buzun çatladığı noktalardır. Gerçekte olmayan "cici" birini sevebilmek gerçek aşkın varlığını gösterir. Sorunlarınızı ve hatalarınızı,kızgınlıklarınızı ve hayal kırıklarınızı eşinize açıkca ve dürüstçe konuşamıyorsanız, kiminle konuşacaksınızé

Kendinizi açıkça ortaya koyduğunuzda güvenini kaybetmekten korktuğunuz kişi ne kadar dosttur size, ne kadar sahici seviyordur sizi.




Yazar: Senai Demirci

Ve Aşk Evliliğin Ellerinden Tuttu [ Timaş Yayınları ]

ads

FacebookTwitterPinterestTumblrYazdır
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Yorum Yazmak İçin Aşağıdaki Seçenekleri Kullanınız


Lütfen konuyla alakasız yorumlardan kaçının. Sadece link almak amaçlı ( spam ) yorumlar yazmayınız. ( anında silinir ). Argo, küfür, siyasi vb. içerik barındıran yorumlar yazmayınız.

Not: Yorum yapabilmek için (yorumlama biçiminden) Anonim ( isimsiz olarak ) veya Adı/URL'yi ( Adı ( gerekli ) / URL ( kısmını boş bırakınız ), fonksiyonlarından seçim yaparak yorumlarınızı yazabilirsiniz.

Ancak Google + profili ile yapılan yorumları onaylamıyorum bilginize. Yorum yaparken Adı/URL kısmından yaparsanız sadece isim yazmanız yeterli. Site adresi, URL eklerseniz yorumunuz onaylanmaz.