İyilik Yapmak

ads

ads

İnsanları mutlu etmek, sevindirmek, onlara yardım etmek gibi davranışlara iyilik denir. Biz insanların sahip olduğu bütün nimetleri veren Allah-u Teala'dır (c.c.) Bu nimetlerin karşılığını iyilik yaparak ödemeye çalışmalıyız. Yardıma ihtiyacı olan kimselere elimizden ne geliyorsa imkanlarımız ve gücümüz yettiği kadar yardım etmeliyiz.

Dinimiz Allahu Teala'ya (c.c.) ibadetten sonra anne babadan başlayarak akrabalarımıza, komşularımıza, yetim ve yoksullara yardımı emreder.

Allah-u Teala'nın (c.c.) rızasını kazanmaya sebep olan her türlü yardım ve her güzel işe sadaka denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sadaka hakkında bizleri bilgilendirerek şöyle buyurmuştur:

"İnsan her gün bütün organları için bir sadaka vermesi lazımdır."
"Her türlü iyilik sadakadır."
"Din kardeşine güler yüz göstermen sadakadır."
"İyi olanı söyleyip, kötüden sakındırmak sadakadır."
"Yolunu kaybetmiş bir kimseye yol göstermen sadakadır."
"Taş diken, kemik gibi insanlara zarar verecek şeyi yoldan kaldırman sadakadır."
"İki kişinin arasını düzeltmek sakadır."
"Hayvana binene veya yük yükleyene yükünü kaldırıp yardım etmek sadakadır"
"Sadaka her türlü hastalığı ve belayı def eder."
"Sadaka ömrü uzatır"
"Hiçbir sadaka malı eksiltmez."

Yardım ettiğimiz veya iyilik yaptığımız kimselere "ben sana şöyşe yapmıştım, eğer yapmasaydım şöyle olurdu" gibi sözler söylemek, yaptığımız iyiliği başa kakmaktır. Başa kakmak ise çok çirkin bir davranıştır. Ancak karşılık beklemeden yaptıklarımızın iyilik olacağını unutmamalıyız.

İyilik yapmanın faydaları:

* İyilik eden iyilik bulur.

* Allah Teala'ya (c.c.) itaat etmiş olur.

* İnsanlara faydası olur.

* İnsanlar arasında sevginin artmasına sebep olur.

Sadaka:

* Ömrü uzatır.

* Her türlü bela ve hastalıklardan korur.

* Verene, Allah-u Teala (Celle Celaluhu) daha çok verir. 

Babamızın Sırrı

Babam her cumadan sonra içi yiyeceklerle dolu iki çantayla dışarı çıkar, kısa bir süre sonra eve döndüğünde, mutlu ve sevinçli bir şekilde Allah Teala'ya (c.c.) şükrederdi. Her seferinde babama nereye gittiğini soruyordum. Fakat babam:

- Kazandığım sevapları kaybetmemi mi istiyorsun? diyordu.

Bir gün babam hastalandı. Doktor çağırdık. Doktor babama iğne yaptı. İlaçları kullanırsa Allah'ın (c.c.) izniyle birkaç gün içinde iyi olacağını söyledi.

Bu hafta Cuma namazına yalnız gittim. Döndüğümde babamın odasına gidip cumasını tebrik ettim. Babam:

- İbrahim, sana bir sır vereceğim. Sırrımı saklayacağını biliyorum dedi.

Babamın sırrı bana söylemesine çok sevindim. Bir miktar para verip:

- Oğlum, bu parayla iki çanta erzak al. Bir tanesini iç sokak ötemizdeki kulübede yaşayan yaşlı teyzeye, diğer çantayı ise, araka sokağın sonundaki apartmanın alt katında oturan yaşlı amcaya ver. İkisine de benden selam söyle dedi.

Hiç geciktirmeden erzakları aldım, babamın tarif ettiği adreslere götürdüm. Kulübede oturan teyze dul bir kadın, apartmanın alt katında oturan yaşlı amca ise çok fakir, kimsesi olmayan biriydi. Eve dönerken onların halini hatırladıkça üzüldüm. Babamın böyle gizliden fakir ve muhtaç insanlara yardım etmesi ise beni mutlu etti. Eve gelince babamın yanına girdim. Sessizce yaptıklarımı babama anlattım.

Babam:

- İbrahim biliyor musun oğlum; bu gün senin yaptığın, gecelerini namaz kılarak, gündüzlerini oruç tutarak geçiren kimsenin yaptığı ibadet kadar değerlidir. İşte bunun için Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ihtiyacı olanlara yardım etmemizi tavsiye etmiştir dedi!

İlmi Heyet/Ahlak Kitabı

ads