Aşk nedir başlıklı konuyla yazmaya başlıyorum çoğuna saçmalamış gibi gelsemde ben bile bunu düşünüyorsam sizde haklısınız ama haklı olmadığınız bir nokta, herkesin düşündükleri değil değişik olan fikirlerin gerçekliğine inanan biriyim yazıyorum çünkü anlatmak için yazmak lazım belki kimse anlamasada yazmak, bilmeseler de hissetmelerde ayıkmalsar da, bir şeyler zırvalamak aşk aşk konumuz bu aşk nedir? bunun bu zamana kadar çok türlü tarifleri olmuştur kimine göre aşk çok yüce, delilik, rüya vs.....
Aşk ,adına türküler, şiirler destanlar yazılan tatlı ama aslında acı bir hastalık. Beyin herşeye hükmederken bu olaya hükmedemeyen gizemli bir çelişki ve beyin o durumda teslim olur ve aşkın emirlerine girer artık ne derse beyin onu yapar onun kölesi ve onun emrinde olur artık bütün saltanat bütün emir bütün hüküm aşk adını verdiğimiz hastalıktadır. Hastlık diyorum çok kişiye tuhaf gelebilir ama bu benim görüşüm ve düşüncemin bir parçasıdır. Her şey aslında insanın elindedir ama aşk dediğimiz bu durum o kadar güçlü ki her şeyi özellikle beyni bile hükmü altına alırken insan ister istemez onun emrine giriyor beyin giriyorsa zaten tüm bedeni yöneten o yüce beyin aşk önünde eğilmişken vücudun eğilmemesi imkansız bir şeydir değilmi..
Türküler, şiirler, destanlar neden vardır "aşk" sadece 3 harflik olaydan ibarettir adını aşk koydumuz cümleden ibaret bendeki aşkın bir tarifide sadece tatlı acıdır : ) mutluluk değildir aşk aslında acıdır acı acı acı ne kadar mutlu gibi gözüksede aşk aslında gerçek yüzüyle bizim karşımıza asla çıkmıyor karşında ki insan değil bizi seni sizi kandıran bir nevi aşktır. İnsana büyük şeyler vaadeden mutluluk vaadeden bir nevi yalancı mutluluk uyuşturucunun verdiği etkiden başka bir şey değildir zayıf insanlar kapılır bu çaresizliğe kapıldıkça aşkı büyüdükçe aşkı kovalar sevdiğini kovaladığını kavuşacağını sandığı kişinin pesinden gittiğini sanan aşk maduru aslında "O" nun pesinden gittiğini sanarken aslında aşkın esiri ve onun kölesi olduğunun farkına varmadan sadece ince bir noktanın kurbanı olduğunun farkına varmadan canını malını her şeyini feda edecek kadar esir eden aşkın kurbanı olmaktan başka bir şey elde edememiştir.
Aşkın diğer yönü kavuşamamaktır ne kadar karşındakine kavuşamazsan o kadar aşk büyür ne kadar zorlaşırşa aşk o kadar ilerler ve sonucunda ferhat ile şirin leyla ile mecnun kerem ile aslı gibi destanlar yazılacak seviyelere getirecek kadar delilik derecesinde mevzular yapmaya vesiledir. Eğer ferhat ile şirin kavuşsaydı şuan ben burda onun adını bilmezdim ve yazamazdım ne destan olurdu nede dillere kelime olurdu. Kavuşamamak elde edememek yada insan zorun peşinden gittiği için bu durumlar çıkıyor yada sadece bir ego.....
Ben ne dersem diyeyim ne yazarsam yazayım aşkı anlatmak imkansız bu bir gerçektir ama aşk sadece saçmalıktır kendini bilmemek kendinin kendi olduğunu unutmak hayallerinin yada uyanıkken gördüğü tatlı ama acı bir rüya yani aşk sadece "Aşk" alemeninin aşk alemindeki aşk kahramanlıkları olduklarını sandıkları insanların beynindeki psikolojik hastlığının üst seviyelerdeki kendini feriştah sananların gerçek alemdeki piyonluklarıdır.
Not: bu bir düşüncedir kimse üstüne alınmasın.....
Yazar. Cihan
ads
Hiç yorum yok: