
Haya, "utanmak, çekinmek, sıkılmak, hicap duymak, ar etmek" gibi anlamlara gelir.
Hadiste de ifade edildiği gibi haya ile iman ikiz kardeştirler, birbirlerinden ayrılmazlar. Hayanın olduğu yerde iman var demektir. Hayayının olmadığı yerde iman ya zayıftır yada yoktur. Nitekim, "Haya ile iman daima bir arada bulunur; biri gidince diğeri de onu takip eder" buyrulmuştur.
Yada çok zayıf bir iman kalır ki insanı utanmaktan ve günahlardan korkup kaçmaktan koruyamaz. Onun için, "Haya etmiyorsan, ,istediğini yap" buyrulmuştur. Aslında bu, çok büyük bir tehdittir. Zira, "Allah bir kimseyi helak etmek istediği zaman, ondan hayayı çekip alır. Haya alınınca hep kötülük yapar ve kötülük üzerinde görülür. Böylece menfur, herkesin nefret ettiği bir kişi olur. İşte o zaman ondan emniyet kaldırılır ve artık kimse ona güvenmez. Emniyet ve güven gidince de o kimse hep hainlik yapar. Bu defa da ondan merhamet duygusu alınır ve lanetlenerek kovulur. Lanete uğradığı ve mel'un olduğu halde İslam'dan uzaklaşır ve İslamiyetle bağlantısı kesilir." Zira, "Her dinin kendisine has bir ahlakı vardır. İslam'ın en emel ahlakı da hayadır." buyrulmuştur.
Haya insana mahsus bir duygudur. Bu duygu, insanı kötülük yapmaktan alıkoyan en önemli özelliktir. Haya imanla birleşince kötülüklere karşı en büyük kalkan olur. Haya sahibi bir insan, iyilik ve faziletin örneği olur. Hekes tarafından gıpta edilecek bir olgunluğa yükselir.
Haya ne kadar kıymetli ve şerefli ise hayasızlık da o kadar kötü ve çirkindir. Allah Teala, insanların kendisinde haya etmelerini istemekte, hayasızlıktan sakındırmakta ve şu ilahi tehdit ile uyarmaktadır:
"Müminler arasından hayasızlığın yayılmasını arzu edenlere, işte onlara, dünya ve ahirette can yakıcı azap vardır" (Nur 24/19). Bütün peygamberler de ümmetlerini hayalı olmaya teşvik etmiş, her türlü hayasızlıktan sakındırmıştır. Kendileri de her hususta olduğu gibi haya hususnda da insanlara büyük bir örnek olmuşlardır.
Bugün bütün insanlık, her zamankinden daha fazla haya ahlakına ve bu fazileti elde etmeye muhtaçtır. O halde bir mümin dinimizin bize öğrettiği ve baştan başa şeref olan haya faziletini daima muhafaza etmeli ki dünya ve ahiret mutluluğuna erebilsin. Zira haya, Allah'ın razı olduğu tüm güzel vasıfların kaynağıdır, kalbi bozan günahlara karşı kalkandır. Dolayısıyla haya elbisesini giyen kişide hiç kimse kusur bulamaz. Çünkü bu duygu, sahibini her zaman iyiliğe götürür, ona her yerde izzet ve şeref kazandırır.
Yazar: Siraceddin Önlüer
Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti [ Semerkand ]
ads
Hiç yorum yok: