Hz. Ebubekir (r.a.) İslam dünyasının Efendimiz (s.a.v.)'den sonraki en faziletli kişisidir. Asıl adı Abdullah'tır. Babasının adı Osman annesinin adı ise iyiliklerin anası anlamına gelen Ümmü'l Hayr'dır. Peygamberimiz (s.a.v.)'in sadık dostu, halifelerinin ilkidir. Resulullah (a.s.v.)'in İslam'ı yayma adına çektiği tüm sıkıntılarda gerek madden gerek manen ona yardımcı olmuştur. Müslüman olduktan sonra tüm malını İslam'a hibe etmiştir.
Hz. Ebu Bekir (r.a.) zengin biriydi. Ticaret için gittiği Yemen'den döndüğünde başta Ebu Cehil olmak üzere birçok müşrik etrafını sarıp ondan medet umarcasına: "Ey Ebubekir! Arkadaşın Muhammed peygamber olduğunu söylüyor." dedi. Hz. Ebubekir (r.a.) "Bunu bizzat o mu söyledi?" dedi. Müşrikler, "Evet, o söyledi. Ayrıca putlarımızı kötüleyip duruyor." dediler. Hz. Ebubekir (r.a.), "Demek bunu o söyledi ha! O söylediyse muhakkak doğrudur." diyerek müşrikleri şaşırttı. Bundan sonra hemen Efendimiz (s.a.v.)'in evine koştu. Resulallah (a.s.v.) kapıyı açtığında samimi dostu Ebubekir (r.a.)'ın şu sözleri karşıladı onu: "Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki sen O'nun elçisi ve Resulüsün."
Allah (c.c.) peygamberimiz (s.a.v.)'in Medine'ye hicretine izin verdiğinde yanında arkadaş olarak Hz.Ebubekir (r.a.)'ın da gitmesini emretmişti. Tüm hazırlıklar yapılmış, havanın kararması bekleniyordu. Çünkü gündüz gitmeleri halinde müşrikler tarafından hicretlerine engel olunması kesindi. Ve nihayetinde yolculuk başladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Mekke'nin güneyinde bulunan Sevr mağarasına geldiler.
İnsanlar için pek de uygun olmayan bu mağara haşerat ve yılan doluydu. Hz. Ebubekir (r.a.) Efendimiz (s.a.v.)'e beklemesini, içeriyi temizleyip mağaradaki delikleri kapattıktan sonra kendisini çağıracağını söyledi. Temizlik bittikten sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.) içeri girdi ve mübarek başını Hz. Ebubekir (r.a.)'ın dizine koyarak uykuya daldı. Bir deliği kapatmadığını fark eden Hz. Ebubekir (r.a.), Resulallah (s.a.v.)'ı rahatsız etmeden ayağıyla kapattı deliği. Fakat bir süre sonra ayağında müthiş bir acı hissetti. Öyle ki bağırmamak için kendini zor tutuyordu. Lakin Efendimiz (s.a.v.) uyanmasın diye yerinden kıpırdamadı. Acının etkisiyle gözünden akan yaşlar Resulallah (s.a.v.)'in yüzüne düştü ve O'nu uyandırdı. Efendimiz şöyle buyurdu:
"Ne oldu ya Ebubekir?" Hz. Ebubekir (r.a.), "Anam babam sana feda olsun ya Resulallah! Ayağımı bir şey soktu." dedi. Resulallah (s.a.v.), ısırılan yere mübarek tükürüğünü sürdü. O anda tüm acılar kayboldu. Bu olay karşısında Peygamberimiz (s.a.v.) çok duygulandı ve şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ebubekir'in derecesini kıyamet günü benimle beraber eyle."
Muhammed Kasım Önlüer
Kaynak >> genç okur aylık ilkgençlik dergisi "Semerkand"

Hz. Ebu Bekir (r.a.) zengin biriydi. Ticaret için gittiği Yemen'den döndüğünde başta Ebu Cehil olmak üzere birçok müşrik etrafını sarıp ondan medet umarcasına: "Ey Ebubekir! Arkadaşın Muhammed peygamber olduğunu söylüyor." dedi. Hz. Ebubekir (r.a.) "Bunu bizzat o mu söyledi?" dedi. Müşrikler, "Evet, o söyledi. Ayrıca putlarımızı kötüleyip duruyor." dediler. Hz. Ebubekir (r.a.), "Demek bunu o söyledi ha! O söylediyse muhakkak doğrudur." diyerek müşrikleri şaşırttı. Bundan sonra hemen Efendimiz (s.a.v.)'in evine koştu. Resulallah (a.s.v.) kapıyı açtığında samimi dostu Ebubekir (r.a.)'ın şu sözleri karşıladı onu: "Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki sen O'nun elçisi ve Resulüsün."
Allah (c.c.) peygamberimiz (s.a.v.)'in Medine'ye hicretine izin verdiğinde yanında arkadaş olarak Hz.Ebubekir (r.a.)'ın da gitmesini emretmişti. Tüm hazırlıklar yapılmış, havanın kararması bekleniyordu. Çünkü gündüz gitmeleri halinde müşrikler tarafından hicretlerine engel olunması kesindi. Ve nihayetinde yolculuk başladı. Gecenin ilerleyen saatlerinde Mekke'nin güneyinde bulunan Sevr mağarasına geldiler.
İnsanlar için pek de uygun olmayan bu mağara haşerat ve yılan doluydu. Hz. Ebubekir (r.a.) Efendimiz (s.a.v.)'e beklemesini, içeriyi temizleyip mağaradaki delikleri kapattıktan sonra kendisini çağıracağını söyledi. Temizlik bittikten sonra Peygamber Efendimiz (s.a.v.) içeri girdi ve mübarek başını Hz. Ebubekir (r.a.)'ın dizine koyarak uykuya daldı. Bir deliği kapatmadığını fark eden Hz. Ebubekir (r.a.), Resulallah (s.a.v.)'ı rahatsız etmeden ayağıyla kapattı deliği. Fakat bir süre sonra ayağında müthiş bir acı hissetti. Öyle ki bağırmamak için kendini zor tutuyordu. Lakin Efendimiz (s.a.v.) uyanmasın diye yerinden kıpırdamadı. Acının etkisiyle gözünden akan yaşlar Resulallah (s.a.v.)'in yüzüne düştü ve O'nu uyandırdı. Efendimiz şöyle buyurdu:
"Ne oldu ya Ebubekir?" Hz. Ebubekir (r.a.), "Anam babam sana feda olsun ya Resulallah! Ayağımı bir şey soktu." dedi. Resulallah (s.a.v.), ısırılan yere mübarek tükürüğünü sürdü. O anda tüm acılar kayboldu. Bu olay karşısında Peygamberimiz (s.a.v.) çok duygulandı ve şöyle buyurdu: "Allah'ım! Ebubekir'in derecesini kıyamet günü benimle beraber eyle."
Muhammed Kasım Önlüer
Kaynak >> genç okur aylık ilkgençlik dergisi "Semerkand"
ads
peygamberimizin en yakın arkadaşı ve dostu halifelerin birinci hz Ebubekir kişiliği ve hayatı kesinlikle rehber kaynaktır insanlık için.
YanıtlaSil