Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem) bütün yaratılmışlar arasında, Rabb'ine en çok şükreden kimseydi. Peygamberimiz (s.a.v), felaket ve musibetlere karşı sabır göstermenin yanı sıra, bir lütuf ve nimete kavuştuğu zaman da şükrederdi. Zaten onun her hali şükür üzerine idi. Hiçbir meseleden dolayı şikayet ettiği insanlara dert yandığı görülmemişti. Çok ağır hastalıklara yakalandığında bile devamlı şükür içinde bulunurdu.
Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) en dayanılmaz musibetlere uğradığı gibi, en büyük ve ulvi nimetlere de kavuşmuştu. Cenâb-ı Hak kendisini alemlere rahmet olarak göndermiş, kainatın efendisi yapmış, bütün peygamberlere sultan, evliyalara rehber, müminlere eşsiz bir örnek kılmıştır. Kendisine muhatap seçerek yüce kelamını ona vahyetmiş, kısa zamanda davasında başarılı kılarak düşmanlarına karşı galibiyet ihsan etmiştir. Onun tebliğ ettiği hak din dünyaya yayılmış, kıyamete kadar da geçerli din olmuştur. Bunun gibi Efendimiz'i (sallallahu aleyhi vesellem) daha sayamayacağımız pek çok nimete kavuşturmuştur.
Allah Teala Efendimiz Muhammed Mustafa (a.s.v)'ı bütün günah ve kusurlardan temiz ve uzak olarak yaratmıştır. Geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmıştır. Böyle olduğu halde, Peygamberimiz (s.a.v.) devamlı şükür içinde bulunurdu. O kadar ki ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. Hatta bir gece sabaha kadar namaz kılmış, göz yaşı dökmüştü. Efendimiz'i (s.a.s) bu halde gören hanımı Hz. Aişe (radıyallahu anha), "Ya Resulallah, niçin kendinizi bu kadar yoruyorsunuz? Sizin geçmiş ve gelecek günahlarınız affedilmedi mi? deyince, Peygamberimiz (s.a.v) şu karşılığı verdi: 'Ya Aişe! Ben Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?" (64) Beyhaki, es-Sünnenü'l-Kübra, nr, 4399
Yazar: Hüseyin Okur
Esma-i Nebi - Resûlullah'ın (sallalahu aleyhi vesellem) isimleri [ Semerkand ] - Pozitif Dağıtım. S, 58, 59

Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) en dayanılmaz musibetlere uğradığı gibi, en büyük ve ulvi nimetlere de kavuşmuştu. Cenâb-ı Hak kendisini alemlere rahmet olarak göndermiş, kainatın efendisi yapmış, bütün peygamberlere sultan, evliyalara rehber, müminlere eşsiz bir örnek kılmıştır. Kendisine muhatap seçerek yüce kelamını ona vahyetmiş, kısa zamanda davasında başarılı kılarak düşmanlarına karşı galibiyet ihsan etmiştir. Onun tebliğ ettiği hak din dünyaya yayılmış, kıyamete kadar da geçerli din olmuştur. Bunun gibi Efendimiz'i (sallallahu aleyhi vesellem) daha sayamayacağımız pek çok nimete kavuşturmuştur.
Allah Teala Efendimiz Muhammed Mustafa (a.s.v)'ı bütün günah ve kusurlardan temiz ve uzak olarak yaratmıştır. Geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmıştır. Böyle olduğu halde, Peygamberimiz (s.a.v.) devamlı şükür içinde bulunurdu. O kadar ki ayakları şişinceye kadar namaz kılardı. Hatta bir gece sabaha kadar namaz kılmış, göz yaşı dökmüştü. Efendimiz'i (s.a.s) bu halde gören hanımı Hz. Aişe (radıyallahu anha), "Ya Resulallah, niçin kendinizi bu kadar yoruyorsunuz? Sizin geçmiş ve gelecek günahlarınız affedilmedi mi? deyince, Peygamberimiz (s.a.v) şu karşılığı verdi: 'Ya Aişe! Ben Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?" (64) Beyhaki, es-Sünnenü'l-Kübra, nr, 4399
Yazar: Hüseyin Okur
Esma-i Nebi - Resûlullah'ın (sallalahu aleyhi vesellem) isimleri [ Semerkand ] - Pozitif Dağıtım. S, 58, 59
ads
Hiç yorum yok: