
Sabır, "bela ve musibetlere tahammül etmek, sıkıntı ve meşakkatlere direnmek, yüzü ekşitmeden acıya katlanmak, şikayeti terketmek,ilahi takdire rıza göstermek, asla ümitsizliğe düşmemek ve Allah'tan çıkış kapısının açılmasını beklemektir. İslam alimleri sabrın üç kısmından söz etmişlerdir:
1. İbadet ve taatlere karşı sabır. Bu sabrın en önemli kısımlarından biridir. İbadetleri ifa etmekte bir takım ozrluk ve meşakatler vardır.Bir kısım ibadetler tembellikten, bir kısım da cimrilikten dolayı zor gelir. Bunun için her amelin başında, ortasında ve sonunda sabra ihtiyaç vardır.
2. Günah ve masiyetlere karşı sabır. Günahlara bulaşmamak için gösterilen sabır, en mühim sabır çeşididir.
3. Bela ve musibetlere karşı sabır. Buda sabırların en çetini ve en zor olanıdır. Bela musibetlere karşı sabretmek, aynı zamanda Allah'ın hükmünü kabul etmek, O'nun emirlerini yerine getirmek, O'nun kaza ve kaderine boyun eğmektir. Bu, tevekkül ve teslimiyet de ifade eder.
Bela ve musibetlere anında sabırsızlık, Allah'a karlı şikayet anlamına gelir. Bir bakıma, Allah'ın rahmet ve hikmetini beğenmemek, tenkit etmek demektir. Musibetlerin ağırlığına dayanamayan insan, elbettteki sızlanır, ağlar, bu doğaldır. Ancak bu ağlayış, Hz. Yakub'un (aleyhisselam), "Ben gam ve kederimi Allah'a arzediyorum" (Yusuf 12/86) dediği tarzda olmalıdır. Yoksa Allah'ı insanlara şikayet eder gibi, "Ben ne yaptım ki bu musibet benim başıma geldi?" şeklindeki yakınmalarda bulunmak, olgun mümin üslubu değildir.
Sabır, bütün hayır ve iyiklerin anahtarıdır. Bütün güzellikler sabırla elde edilir. Bütün başarılara sabırla ulaşılır. O halde mümin, sabır yönünde gayret göstermelidir ki Allah da kendisine sabır nimetini ihsan etsin. Bunun için dua etmelidir, zira dua her işin başı ve her başarının ilk şartıdır. Ayette, müminlerin şu duası haber verilmektedir: "Rabbimiz, bize bol sabır lutfet, sebatlı kıl... (Bakara 2/250; A'raf 7/126).
Yazar: Siraceddin Önlüer
Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti [ Semerkand ]
ads
Hiç yorum yok: