-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

Ads1

» » » » Nurs Köyünün Sesi 2

ads
ads
Nurs Köyünün Sesi 2
Nurs köyünün ve dağlarının balları misilsizdir. Küçük Said, arıların bu çalışkanlıklarına ve bu kadar büyük gayretlerine bakıp, insanlığa hediye ettikleri, İlahi sanatın bir harikası olan balları düşünüyordu. Bu tefekkür ona yeni yeni ilham sahaları açıyordu. Arıların bir başka çalışkan arkadaşları olan karıncaların hallerine dikkat ediyordu. Tillo'daki saliha hanım Hasiye'nin kubbesindeki ilim çalışmaları esnasın da küçük kardeşi Mehmed Efendi'nin kendisine getirdiği çorbaların tanelerini karıncalara ikram ediyordu. kendisi ekmeği çorbanın suyu ile yiyerek, açlığını gidermeye çalışıyordu.

neden böyle yaptığını soranlara, o zamanlarda bile karınca ve arıların cumhuriyetçi olduklarını söylüyordu. Bu güzel idare şeklinden dolayı onlara ikram ettiğini bildiriyordu. Uzun senelerin sonunda idam talebiyle Eskişehir mahkemelerinde yargılanırken, mahkemedeki hakimlere, cumhuriyetçi olduğunu beyan ediyordu.

Verildiği mahkemeler bir değil, bir çoktu. Yargılandığı divan-ı harbler de yine bir kaç defaydı. 1943 senesinde Denizli mahkemesinde savcının iddialarına karşı verdiği cevapların bir yerinde şu aziz hatırasını anlatıyordu.

"Eskişehir mahkemesinde gizli kalmış, resmen zapta geçmemiş ve müdafaatımda dahi yazılmamış bir eski hatırayı ve latif bir vakıa-i müdafaayı beyan ediyorum:

"Orada benden sordular ki: Cumhuriyet hakkında fikrin nedir? Ben de demiştim: Eskişehir mahkeme reisinden başka, daha sizler dünyaya gelmeden, ben dinar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım isbat eder. Hulasası şudur ki: O zaman, şimdiki gibi; hali bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu, ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyu ile yerdim. İşitenler benden soruyordurdular, ben de derdim: Bu karınca ve arı milletleri, cumhuriyetçidirler, o cumhuriyet perverliklerine hürmeten tanelerini karıncalara verirdim. Sonra dediler: Sen selef-i salihine muhalefet ediyorsun, Cevabendiyordum:

"Hulefa-i Raşidin; herbiri hem halife, hem reis-i cumhur idi. Sıddık-i Ekber (RA), aşere-i mübeşşereye ve sahabe-i kiram elbette reisicumhur hükmünde idi. Fakat manasız, isim ve resim değil, belki hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer'iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyetin reisleri idiler."

Daha çok küçükken bile harika hallere mazhardı. Hayatının tarihi binlere harikalara sahne ve şahit oluyordu. Bütün hayatında saadet asrını kendi nefsinde yaşayan "Bir Asr-ı Saadet Mülümanı'ydı. Bu gerçeği edipler ve alimler, birbirlerinden habersiz olarak haber veriyorlardı.

İslam edibi Eşref Edip, bu aziz cumhuriyetçi ve hürriyetçinin saadet asrını yaşayan bir veli olduğu söylerken, Kur'an yolunda "Serdengeçti" ismindeki dergilerin sahibi merhum Osman Yüksel Serdengeçti de aynı vakıaya işaret ediyordu. Bütün bunlardan epey zamanlar sonra, hak ve hakikatların müdafii Tarihçi Cemal Kutay da yazdığı büyük esere: "Çağımızın Bir Asr-ı Saadet Müslümanı: Bediüzzaman Said Nursi" şeklinde isim veriyordu.

Saadet Asrı'nın, asr-ı Saadetin,  saadetli gün ve zamanların günümüzdeki temsilcisinin meçhullerdeki mezarına rahmetler ve nurlar yağsın....


Yazar: Necmeddin Şahiner

Hatıralarda Bediüzzaman - Vural Yayıncılık

ads

FacebookTwitterPinterestTumblrYazdır
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Yorum Yazmak İçin Aşağıdaki Seçenekleri Kullanınız


Lütfen konuyla alakasız yorumlardan kaçının. Sadece link almak amaçlı ( spam ) yorumlar yazmayınız. ( anında silinir ). Argo, küfür, siyasi vb. içerik barındıran yorumlar yazmayınız.

Not: Yorum yapabilmek için (yorumlama biçiminden) Anonim ( isimsiz olarak ) veya Adı/URL'yi ( Adı ( gerekli ) / URL ( kısmını boş bırakınız ), fonksiyonlarından seçim yaparak yorumlarınızı yazabilirsiniz.

Ancak Google + profili ile yapılan yorumları onaylamıyorum bilginize. Yorum yaparken Adı/URL kısmından yaparsanız sadece isim yazmanız yeterli. Site adresi, URL eklerseniz yorumunuz onaylanmaz.