-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads
» » » » » Evlilik ve Matematik

ads
ads
Evlilik ve Matematik

Mutluluk Anlaşmakta değil, anlaşılmakta saklı

Amerikan Bilim Akademisi AAAS’in yıllık toplantısında sunulan bir çalışmanın, yüzyıllardır aşkın kimyasını arayanları hayal kırıklığına uğratacağı kesin. Meğerse aşkı anlamaya uygun olan bilim kimya değil matematikmiş. Siz yine de şüpheci yaklaşın, araya Amerikan toplumunun farklı özellikleri gibi ihtiyat paylarını koyadurun ama araştırmacılar, evli bir çiftin sonunda boşanıp boşanmayacağını en az %94’lük bir kesinlikle tahmin edebildiklerini söylüyorlar. Ve onları da çok sayıda aklı başında adam dinlemiş: “Aslında,” diyor araştırma grubunun matematikçisi James D. Murray, “Çoğu vakamızda %100 kesinlikle tahminler yaptık ama bazı çiftler biz beklemediğimiz halde boşandılar; bu da tahmin kesinliğimizi düşürdü.”

Araştırmacıların elinde sahiden de çok sayıda virgüllü rakamlar, renkli ve karmaşık grafikler var. Formüllerini uygulamak için eşleri 15 dakikalık görüşmeye alıyorlar. Çiftler görüşme sırasında, para,  kayınvalide/kayınpeder, ev, oturma yeri, yeni akrabalar gibi konularda serbestçe tartışıyorlar. Tartışma sırasında çiftlerin yüz mimikleri, göz-kaş hareketleri, eşiyle anlaştığı ya da ayrı düştüğü konularda tepki veriş biçimi videoya kaydediliyor ve ardından puanlanıyor. Mesela, tartışma sırasında eşlerden biri gözünü kaçırırsa 4 eksi puan alıyor. Tersine, tartışma alevlendiğinde yine de konuyla ilgilenildiğini ifade eden bir baş hareketi ya da olayı yumuşatmak üzere yapılan bir espri 4 artı puan ediyor.

Araştırmacılar acilen dikkat çekiyorlar: Sanıldığının aksine, evliliğin gidişatını eşlerin ne kadar sıklıkta ve uzunlukta tartıştıkları değil, nasıl tartıştıkları belirliyor. Asıl sorun, eşlerin neyi tartıştıkları, nerelerde aynı düşündükleri, nerelerde ihtilaf ettikleri değil. İster anlaşsınlar, ister anlaşamasınlar, nasıl bir üslupla tartıştıkları önemli. Bu üslubu belirleyebilmek için, eşler hem konuşmacı rolündeyken hem de dinleyici rolündeyken ayrı ayrı değerlendiriliyor. Konuşmacı için 13, dinleyici için de 9 tane davranış kalıbı gözleniyor ve puanlanıyor. Bundan yola çıkarak eşler arasındaki olumlu ve olumsuz etkileşim oranları hesaplanıyor.

Araştırma, mutlu bir evlilik yürüttüklerini, ilişkilerinin sağlam olduğunu belirten çiftler arasındaki olumlu etkileşimin, olumsuz etkileşimin en az beş katı daha sık olduğu gösteriyor. Bir diğer ifadeyle bu çiftler beş kez güzelce anlaşıyor ya da anlaşamadıkları halde tartışıyorlarsa, bir kez de olumsuz bir üslupla tartışıyorlar. Mesela, dinleyen kaşını kaldırıyor, gözlerini eşinin gözlerinden kaçırıyor. Konuşan sesini yükseltebiliyor, daha otoriter ve ciddi bir ses tonunu tercih edebiliyor. Mutsuz evliliklerde ise söz konusu oran (olumlu etkileşim / olumsuz etkileşim) 1,9/1; yaklaşık 2/1. Yani, evlilik “mutsuz” olarak tanımlandığı halde bile, olumlu yaklaşımların oranı olumsuzların iki katı kadar. Tersinden söylersek, olumlu etkileşimin olumsuz etkileşimin iki katı olması bile ilişkiyi olumlu kılmaya yetmiyor; evliliği “mutsuz” olarak tanımlama gerekçesi oluyor.

Araştırmanın ilk sonucu şu: Evlilik ilişkisinin kararlı olabilmesi için olumlu yaklaşımların olumsuz yaklaşımlara en az beş fark atması gerekiyor. Sakın ola ki, “Sana kötü davranmış olabilirim ama bir o kadar da iyi davrandığım oluyor” gerekçesinin eşit olması bile “mutsuz” diye tanımlanan evliliklerdeki oranın yarısı ediyor sadece. Olumlu davranışınız iki katına bile çıksa matematiksel olarak hala mutsuzsunuz. Daha çok işiniz var!

Evlilikleri güzel seyreden eşlerin aralarında fikir ayrılıkları oluşsa bile, bunu tartışırken gülüşebildiklerini, şakalaşabildiklerini kaydediyor araştırmacılar. Bu da onlar için önemli olanın duygusal birliktelik olduğunu, tartışmaya konu olan ya da olması muhtemel her şeyin ikinci/üçüncü planda kaldığını gösteriyor. Yani, mutluluklarını tartışmaya konu olan şeylere endekslemedikleri, kendilerini ancak anlaşmayla mutlu olabileceklerine inandırmadıkları ortaya çıkıyor. Tartışma üslubu sorunlu olanlar için ise durum tam tersi; ancak anlaştıklarında mutlu olacaklarını sanıyorlar, anlaşma olsa da olmasa da aralarında bir duygusal bağın oluşması için çaba göstermiyorlar.

Çalışma sırasında puanların önemli bir kısmı sözlere göre değil beden diline göre belirleniyor. Mesela, sol dudağın hafifçe yana kayması. Bu mimik, bıkkınlığı ifade ediyor. Ayrılmaya eğilimli çiftlerin çoğunda bu mimik sıklıkla görülüyor ve çok büyük puan kayıplarına neden oluyor. Aynı şekilde gözleri kaçırmak ve iç geçirmek de çok ciddi olumsuz etkileşim habercileri.

Olumlu tarafta ise; eşini anladığını, desteklediğini gösteren sözler ya da eylemler var. Anlaşamadıkları konularda yine de eşinin yanında olduğunu belirten “Seni dinliyorum” mesajı veren minik ve jestler de yüksek puanlar getiriyor.

Bugünden tezi yok, eşinizle konuşurken aynaya bakın. Ve de sıranız geldiğinde matematiksel bir hesaba çekilmeye hazırlanın.

Yazar: Senai Demirci

Ve Aşk Evliliğin Ellerinden Tuttu [ Timaş Yayınları ]

ads

FacebookTwitterPinterestTumblrYazdır
«
Next
Sonraki Kayıt
»
Previous
Önceki Kayıt

Hiç yorum yok:

Yorum Yazmak İçin Aşağıdaki Seçenekleri Kullanınız


Lütfen konuyla alakasız yorumlardan kaçının. Sadece link almak amaçlı ( spam ) yorumlar yazmayınız. ( anında silinir ). Argo, küfür, siyasi vb. içerik barındıran yorumlar yazmayınız.

Not: Yorum yapabilmek için (yorumlama biçiminden) Anonim ( isimsiz olarak ) veya Adı/URL'yi ( Adı ( gerekli ) / URL ( kısmını boş bırakınız ), fonksiyonlarından seçim yaparak yorumlarınızı yazabilirsiniz.

Ancak Google + profili ile yapılan yorumları onaylamıyorum bilginize. Yorum yaparken Adı/URL kısmından yaparsanız sadece isim yazmanız yeterli. Site adresi, URL eklerseniz yorumunuz onaylanmaz.