Hepimiz rüya görürüz. Fark etsek de etmesek de hepimiz her uyuduğumuzda rüyalar alemini bir ziyaret ederiz. Bu ziyaret bizi bazen uzaya çıkartır , bazen bulutlarda seyahat ederiz, çok sevdiğimiz bir insanı ziyaret ederiz, hayallerimizin gerçek olduğu rüyalar görürüz, uçarız, çizgi film karakterleri ile tanışırız, okuduğumuz kitabın karakterleri ile tanışırız ve yaşadıkları olaylarda onlara yardımcı oluruz ya da bir arabaya bineriz ve kaza yaparız. Elbette her rüya alemine olan ziyaretimizde iyi karşılanmayız. Ama yinede rüya görmekten asla vazgeçmeyiz.
Rüyalarda en sevdiğim şey ise 'imkansız' başlığı altında topladığımız her şeyin çöpü boylaması. Sokaktan sokağa, ülkeden ülkeye, olaydan olaya, gezegenden gezegene ışınlanabiliriz. Kanatlarımız olmadan uçabiliriz. Rüyalar alemindeki diğer ziyaretçilerin akıllarından geçenleri okuyabiliriz. Geleceğimizi, geçmişimizi dilediğimiz gibi yönetiriz.
Saydıklarım rüyalar aleminin aydınlık yüzüydü. Her şeyde olduğu gibi rüyalar alemindeki aydınlığın da düşürdüğü bir gölge var elbette. Kabuslar olarak adlandırdığımız bu karanlıkta bizi istemeyen bazı kötülükler bulunur. Mutsuzluk, kaos, nefret,kaza,kayıp,hastalık gibi hem ruhumuzu hem rüyalarımızı karartan etkenler bu gölgeden beslenir. Ama kötü rüyaların dahi iyi bir yönü vardır. Uyandığımızda aydınlığı engelleyen o duvar kalkar ve normal hayatımıza geri dönüp kendimizi 'bu sadece bir rüyaydı' deriz. Aslında 'sadece bir rüya' demek de hoş bir durum değil. Rüyalar 'sadece' kelimesini hak etmezler. Çünkü bizlere zihnimizin derinliklerindeki gizli duygularımızı gösterirler. Dolaylı yoldan bize gerçeği yansıtırlar. Kimse sebepsiz yere kabus görmez. Elbet o aydınlığı kesen bir duvar vardır ve bu duvar gölgeyi yani kabusları oluşturur.

Aydınlığımızı kesip rüyalarımıza gölge düşüren bu duvar temelini önce kendimize daha sonra etrafımızdakilere yaptığımız kötülükler oluşturur. İlk sırayı kötü düşünceler ve duygular oluşturur. Duvarın geri kalanını ise sosyal hayatımızda hak etmiş veya etmemiş olduğumuz zorluklar oluşturur. Sorunlar büyüdükçe, çevremizdeki parazitler arttıkça duvar o kadar büyür ve yıkılması da bir o kadar güçleşir. Bu duvar bizi ya uyutmaz yada uyuduğumuza pişman eder.
Duvarı yıkmanın özel bir yolu yok. Bu tamamen size bakan bir durum. Eğer duygularınızı kontrol etmeyi öğrenebilirseniz duvar rüyalar alemenize düşürdüğü gölge ile beraber gider.
Yazar Hakkında: Bu yazı ibrahimfirat.net için konuk yazar olan Beyza tarafından yazılmıştır. Kişinin kendine ait web adresini ziyaret etmek için https://petitauteur.blogspot.com.tr sitesini ziyaret ederek birçok makalelere göz atabilirsiniz.
Rüyalarda en sevdiğim şey ise 'imkansız' başlığı altında topladığımız her şeyin çöpü boylaması. Sokaktan sokağa, ülkeden ülkeye, olaydan olaya, gezegenden gezegene ışınlanabiliriz. Kanatlarımız olmadan uçabiliriz. Rüyalar alemindeki diğer ziyaretçilerin akıllarından geçenleri okuyabiliriz. Geleceğimizi, geçmişimizi dilediğimiz gibi yönetiriz.
Saydıklarım rüyalar aleminin aydınlık yüzüydü. Her şeyde olduğu gibi rüyalar alemindeki aydınlığın da düşürdüğü bir gölge var elbette. Kabuslar olarak adlandırdığımız bu karanlıkta bizi istemeyen bazı kötülükler bulunur. Mutsuzluk, kaos, nefret,kaza,kayıp,hastalık gibi hem ruhumuzu hem rüyalarımızı karartan etkenler bu gölgeden beslenir. Ama kötü rüyaların dahi iyi bir yönü vardır. Uyandığımızda aydınlığı engelleyen o duvar kalkar ve normal hayatımıza geri dönüp kendimizi 'bu sadece bir rüyaydı' deriz. Aslında 'sadece bir rüya' demek de hoş bir durum değil. Rüyalar 'sadece' kelimesini hak etmezler. Çünkü bizlere zihnimizin derinliklerindeki gizli duygularımızı gösterirler. Dolaylı yoldan bize gerçeği yansıtırlar. Kimse sebepsiz yere kabus görmez. Elbet o aydınlığı kesen bir duvar vardır ve bu duvar gölgeyi yani kabusları oluşturur.

Aydınlığımızı kesip rüyalarımıza gölge düşüren bu duvar temelini önce kendimize daha sonra etrafımızdakilere yaptığımız kötülükler oluşturur. İlk sırayı kötü düşünceler ve duygular oluşturur. Duvarın geri kalanını ise sosyal hayatımızda hak etmiş veya etmemiş olduğumuz zorluklar oluşturur. Sorunlar büyüdükçe, çevremizdeki parazitler arttıkça duvar o kadar büyür ve yıkılması da bir o kadar güçleşir. Bu duvar bizi ya uyutmaz yada uyuduğumuza pişman eder.
Duvarı yıkmanın özel bir yolu yok. Bu tamamen size bakan bir durum. Eğer duygularınızı kontrol etmeyi öğrenebilirseniz duvar rüyalar alemenize düşürdüğü gölge ile beraber gider.
Yazar Hakkında: Bu yazı ibrahimfirat.net için konuk yazar olan Beyza tarafından yazılmıştır. Kişinin kendine ait web adresini ziyaret etmek için https://petitauteur.blogspot.com.tr sitesini ziyaret ederek birçok makalelere göz atabilirsiniz.
ads
Hiç yorum yok: