Fudayl b. İyaz (Kuddise Sırruhû) şöyle demektedir: "Sen insanların seninle aynı seviyeye gelmesini istemekle onlara karşı samimiyet görevini yerine getirmiş olmazsın. Çünkü aslında insanların senden aşağıda olmalarını istemektesin."
Müslüman insan kardeşleri için her zaman kendinden daha üst seviyelerde olmalarını temenni etmeleri lazımdır. Yukarıda ki örnekte verildiği gibi olmaması lazım. Tabi o da bir bakıma iyi bir niyetle söylenmiş ancak sonuç aynı değildir.
Müslümanlar kardeştir. Ve kardeşlerin üstünlüğü için kendisinden daha üstün olmalarını istemesi gerekmektedir ki o zaman samimi bir davranış sergilendiği ortaya çıksın ve anlaşılsın.
Bu davranış gerçek anlamda yüksek bir mertebe ve herkesin yapamayacağı bir durumdur. Bundan dolayı bu zirvedir aslında.
Bunun haricinde bir arkadaşı fazilet bakımından daha üstüne ve ileri derecelere ulaşmış kimseleri gördüğü zaman üzülür ve geride kaldığı için üzüntü duyar. Ancak bunu yanlış anlamamak gerekir. Bu duyulan üzüntü kıskançlıktan, kötülükten veya hasetten kaynaklanan bir durum değildir. Aksine gıpta etmesinden kendinin kusurlarını görüp, onlara yetişememek, ve bu yarış nisbetinde en başta olanlara yetişemediği için geri kalmasından ve kendi kusurunun sebebi ile üzüntü duyar. Yani dediğimiz gibi kıskançlık, haset veya kötü bir sebep yoktur.
Konumuzu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadisi şerifi ile bitirelim:
"Ademoğlu, Allah'ı zikretmeden geçirdiği her an ondan dolayı kıyamet günü mutlaka üzüntü duyar"
Müslüman insan kardeşleri için her zaman kendinden daha üst seviyelerde olmalarını temenni etmeleri lazımdır. Yukarıda ki örnekte verildiği gibi olmaması lazım. Tabi o da bir bakıma iyi bir niyetle söylenmiş ancak sonuç aynı değildir.
Müslümanlar kardeştir. Ve kardeşlerin üstünlüğü için kendisinden daha üstün olmalarını istemesi gerekmektedir ki o zaman samimi bir davranış sergilendiği ortaya çıksın ve anlaşılsın.

Bu davranış gerçek anlamda yüksek bir mertebe ve herkesin yapamayacağı bir durumdur. Bundan dolayı bu zirvedir aslında.
Bunun haricinde bir arkadaşı fazilet bakımından daha üstüne ve ileri derecelere ulaşmış kimseleri gördüğü zaman üzülür ve geride kaldığı için üzüntü duyar. Ancak bunu yanlış anlamamak gerekir. Bu duyulan üzüntü kıskançlıktan, kötülükten veya hasetten kaynaklanan bir durum değildir. Aksine gıpta etmesinden kendinin kusurlarını görüp, onlara yetişememek, ve bu yarış nisbetinde en başta olanlara yetişemediği için geri kalmasından ve kendi kusurunun sebebi ile üzüntü duyar. Yani dediğimiz gibi kıskançlık, haset veya kötü bir sebep yoktur.
Konumuzu Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in bir hadisi şerifi ile bitirelim:
"Ademoğlu, Allah'ı zikretmeden geçirdiği her an ondan dolayı kıyamet günü mutlaka üzüntü duyar"
ads
Hiç yorum yok: