Günah işlemek ve kendini hep huzursuz hissetmek?
Günah, Allah'ın (Celle Celâluh) emirlerine aykırı düşen, dinimizce suç olan bu tür davranışlar İslâm şerîatının ve temiz insan fıtratının yapılmamasını emrettiği hususlar olarak nitelendirilmektedir. Arapça'da ise günâh'ın karşılığında; İsm, zenb, isyan, cürm kelimeleri kullanılmaktadır. İsm, günâhın tam karşılık anlamıdır. Zenb (cürm), insanın Allah'ın rızasını kazanmasını engelleyen; isyan, Allah'a itaat etmemek-demektir (Cürcânî, et-Ta'rifât, s. 9, 107, I51). Alıntı...
Günah, büyük ve küçük olarak olarak iki sınıfa ayrılır. Bu büyük günahlar ise bildiğiniz gibi, içki içmek, zina etmek, gıybet, dedikodu, haksız yere adam öldürmek, savaş meydanından kaçmak, yalan söylemek, insanlara eziyet etmek, kul hakkı, komşulara eziyet etmek vb. daha çok sıralayabiliriz. Fakat en büyük günah ise Allah'a (Celle Celâluh) ortak koşmak (şirk)... Affedilmeyecek günah şirk Allah'a ortak koşmak.
“Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz, bunun altındaki günahı, bağışlama düzenine uyan için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, ona büyük bir iftirada bulunmuş olur.” (Nisâ, 4/48)
Günahların büyük ve küçük diye ikiye ayrılması ayetler ve hadislerle sabittir. İlgili ayetler aşağıda belirtildi.:
“Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.” (Nisâ, 4/31)
"Allah kendisine şirk koşulmasını kesinlikle affetmez. Bunun dışındaki günâhları dilediği kimseler için affeder. Allah'a ortak koşan kimse büyük bir günah (ile) iftira etmiş olur." (Nisâ, 4/48)
Ayeti Kerime Mealinden nakledilen: şirk dışında bütün günahların affedilebileceğini görmekteyiz. Eğer bir kimse şirk ve inkarından vazgeçp iman etse, elbette o da affedilecektir.... (alıntı)
Günahsız insan yoktur.(Peygamberler hariç) Her insan hata yapar önemli olan hatasından, günahından vaz geçip hemen o anda tövbe etmesi. Ve pişman olması dil tövbe etmesinden daha etkilidir. Dil ile pişmanlık en efdalidir. Zaten Müslüman olan günahlarında ısrar etmez bu da tövbe etmektir. Tövbe eden ısrar etmiş olmaz.
Günah, Şeytan ve Nefis?!.....
Şeytan her zaman vesvese verir. Günaha girmemiz için çaba şarf eder ve başka bir yaptırımı yok. Vesvese verir ama tutupta insanı zorla günaha sokmaz. Vesvesede kurtulur belki insan ama nefis öyle değildir. En büyük düşmanımız işe bizim karşı koyamadığımız azılı düşmanımız. Ne mutlu ki nefsini köreltene, o Müminler ki nefsine yenik düşmezler kolay kolay günah işleşeler dahi Allah'ı (c.c) hatırlar ve sığınakacak başka kim var ki, gidecek nere var k, kim affedebilir diye düşünerek tövbe istiğfar ile samimiyetine bağlı olarak günahı affedilir. Fakat bunu Allah bilir. İnsanda sezebilir. Örnek olarak tövbe etmeyi sonraya bırakıyorsa bu şeytanın oyunudur. Ne zaman öleceimiz belli değil. Sonra etmek, sonra edersin, ben sonra tövbe edeceğim vb. Şimid tövbe etsem bozam daha büyük günaha girerim düşüncesi ne kadar mantıklı gibi gelsede aslında şeytanın oyunudur. Son nefes ne zaman bilinmez. Hemen tövbe etmek ve pişmanlık ise zaten tövbedir. Tövbem kabul olmaz düşüncesinden uzaklaşın bu da şeytandandır.
Bütün peygamberler, gerek peygamberliklerinden önce, gerekse peygamberliklerinden sonra hiçbir şekilde büyük günah işlememişlerdir
Ancak, bazı peygamberler hata yoluyla, unutmak veya daha iyiyi terk etmek suretiyle, bizim bildiğimiz şeklin dışında "zelle" denen bazı hatalar işlemişlerdir. (Muvazzah İlm-i Kelâm, s.184; Fıkh-ı Ekber Şerhi, s.154) (alıntı)
Allah’ın (c.c) Elçisi (Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) Efendimiz, şöyle buyurmuştur:
“Felâkete sürükleyen yedi şeyden sakınınız.”
-Ey Allah’ın Elçisi nelerdir onlar?
–Allah’a ortak koşmak, sihir, haklı sebeple olması bir yana Allah’ın dokunulmaz kıldığı bir canı öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, düşmana toplu hücum yapılacağı sırada savaştan kaçmak ve kötü yolla ilgisi olmayan namuslu mümin kadınlara zina iftirasında bulunmaktır.” (Buhârî, Vesâyâ, 23; Müslim, İman 145 (89)
Allahu Teala'nın rahmetinden ümidini keserek günahlara devam eden kimse ziyandadır. Allah!ın rahmetinden Müslümanlar ümit kesmez. Allah'ı tanımamak da ne kadar büyük günahtır ki bilen hemen tövbe eder ve pişman olur. Rabb2imizden başka gidecek kim var.

Allah Teala Büyüktür. Günahların dağlar kadar olsa arşa kadar olsa bile tövbende samimi ve bir daha yapmamak üzere edersen Yüce Allah (c.c) affeder. Yeterki sen sözünde dur, samimi ol,ümidini kesme ancak havf ve reca arasında ol. Allah'ın rahmetini bilirken gazabından da emin olma. Korku ve Ümit arasında yaşa. SOn nefesinden emin olma. İbadetlerin seni aldatmasıni övünme, iyiliklerini unut hatırına geldiği zaman bile tövbe et. Günahlarını düşün pişman ol. Kork ama ümitlide ol. Tövbe kapısı açık olmasa idi ne olurdu halimiz hiç düşündümüz mü? ALlah'ın rahmeti ne kadar büyük kullarını affetmek vesileler var. Günah işleyen kişi hemen pişman oluyorsa mutsuzluk, huzursuzluk hissediyorsa bu da tövbedir. İmanından gelir bu durum. Oysa günah işeleyip hiç pişman olmayan o kadar var ki; daha ötesi cennetle müjdelenmiş gibi sanki cennetlik gibi yaşayanlara ne demeli. Herkes kendine baksa günahkar tek kendi sanar hatta başkasının günahını göremez. Evet herkes büyük küçük demeden günahlarını hesaba çeksin hesap günü gelmeden. Kim bilir küçük gördüğü günah sebebi ile binlerce sene cehhenm azabı çekebilir, büyük günahı affedilirde şaşkına döner. Allah en iyi bilendir.
Sonra Töve Ederim Diyenlere:
Et ne zaman töve edersen et ancak hemen et. Bir saniye sonraya garantin varsa ecelinin ne zaman geleceğini biliyorsan sonra et. Tövbe etmeden ölürsen Müslüman olduğun sürece gene korkma. Allah merhamet sahibidir dilerse azap eder dilerse merhamet ama biz kul olmayı becerelim. Hemen tövbe et. Israrcım olma. Günahlarda ısrar etmek ne kadar kötü. Küçük günahlarda ısrar büyüğe, büyük günahlar ise (Allah muhafaza) dinden çıkmaya neden olabilir.
Bediüzzaman'ı dinleyelim:
“... İnsanda hissiyat galip olsa, aklın muhakemesini dinlemez. Heves ve vehmi hükmedip, en az ve ehemmiyetsiz bir lezzet-i hazırayı (el altında bulunan hazır bir lezzeti), ileride gayet büyük bir mükafata tercih eder. Ve az bir hazır sıkıntıdan, ileride büyük bir azab-ı müecceleden (sonradan gelecek, tehir edilmiş bir azaptan) ziyade çekinir. Çünkü tevehhüm ve heves ve his, ileriyi görmüyor. Belki, inkâr ediyorlar. Nefis dahi yardım etse, mahall-i iman olan kalb ve akıl susarlar, mağlup oluyorlar."
"Şu hâlde; kebairi (büyük günahları) işlemek, imansızlıktan gelmiyor, belki his ve hevesin ve vehmin galebesiyle, akıl ve kalbin mağlubiyetinden ileri gelir.”
“Günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra, ta nur-u imanı (iman nurunu) çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre (Allah'ı inkara) gidecek bir yol var. O günah, istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor...." (alıntı)
Konumuz ile ilgili kıssa ve konumuzu burada bitirelim rahatlayalım:
Evliya bir zat sohbet ederken günahlarından dolayı çok pişman olan bir zat: "Allah beni de affedecek mi?" diye sormuş. Bu soruya kadar, sesindeki şefkat ve merhametle dinleyenleri mest eden o veli zatın sesi aniden değişerek: _ Sen kim oluyorsun da böyle bir soru sorabiliyorsun! diye talebesini ikaz etmiş. _ Günahınla mı büyükleniyorsun Allah'a! Değil sen, cümle mahlukatın toplanıp işleyebileceği en büyük günah bile, Allah'ın rahmeti, merhameti yanında ne kadar büyük olabilir ki!.... Bu kıssa sizleri sakın günaha meylettirmesin tam tersi Allah'ın büyüklüğünü bilmeniiz sağlasın ve merhametini, rahmetini bilesiniz.
Hadis-iŞeriflerden Bazıları:
"Nefsim kudret elinde olan Zât'a yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helâk eder; sonra günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir kavim yaratır ve onları mağfiret ederdi." (Müslim, Tevbe 9.)
"Beraberinde kurtuluş reçetesi olduğu halde helâk olan kimsenin durumuna hayret ediyorum. O reçete de istiğfardır."
"Allah Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen Benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat Bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, Ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım."(Tirmizî, Daavât 98.)
"Onlar çirkin bir günah işledikleri veya herhangi bir günaha girerek kendilerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlarlar ve günahlarını bağışlaması için O'na niyazda bulunurlar. Günahları ise Allah'tan başka affedecek kim vardır? Ve onlar işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler."(Âl-i İmran sûresi, 3:135.)
"Ancak tövbe eden ve güzel işler yapanlar bundan müstesnadır. Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir."(Furkan sûresi, 25:70.)
"Her insan hata işler; ama hata işleyenlerin en hayırlısı, çok tövbe edenlerdir."(Tirmizî, Kıyâme 49.)
"Şüphesiz Allah, tekrar tekrar günah işlediği halde üst üste tövbe eden kulunu sever."(Müsned, 1:80)
Google'dan gelen ilgili aramalar listesi:
kuranda büyük günahlar
allah katında en büyük günah
gunah nedir
7 büyük günah nedir diyanet
günahsız insan yoktur
günaha batmak
sürekli günah işlediğini düşünmek
livata nedir
günah nedir diyanet
günah nedir örnek
günah nedir hangi davranışlar günahtır
helal nedir
sevap ne demek
haram nedir
günah nedir bulmaca
günah ne demek ingilizce
ads
Hiç yorum yok: