"Her nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın. Her kötülüğün peşinden bir iyilik yap ki onu silsin. İnsanlarla güzel ahlak ile geçinmeye bak."
Hz. Muhammed (s.a.v.) buyurduğu gibi, iyilik, "ruhun yatıştığı, kalbin huzur bulduğu, rahat ettiği şeydir; kötülük ise "kalbi tırmalayıp rahatsız eden ve tereddüt duyulan şeydir. İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise kalbi rahatsız eden ve başkalarının haberdar olmasından hoşlanılmayan şeydir.
Evet, insanlık hamuru, kötülük ve iyilik macunu ile mayalanmıştır. Bu açıdan o, her zaman kötülük yapmakla yüz yüzedir. Her zaman kendine veya bir başkasına kötülük edebilir. Asıl mesele ise kötülüğü terketmek ve kendisine yapılan kötülüğü iyilikle savabilmektir. Zira iyiliğe karşı iyilik her kişinin işidir. Ama kötülüğe karşı iyilik er kişinin işidir. Yüce Allah, er olmamızı ve erlik yapmamızı emrederek şöyle buyurmuştur:
"Sen kötülüğü en güzel bir şekilde sav" (Mü'minün 23/96)
Bu davranış, düşmanlığı dostluğa, öfkeyi sevgiye döndürür. Nitekim Cenab-ı Hak bu hakikati şöyle ifade etmektedir:
"İyilikle kötülük bir olmaz, sen kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur" (Fussulet 41/34)
Evet, kötülük edeni affetmek bir iyiliktir; ama bundan da daha iyi olanı ise kötülüğe iyilikle karşılık vermektir. Bu, düşmanlığı bitirir, nefreti sonlandırır, kini yok eder; amansız düşmanı sıcak bir dost haline getirir, sevgi ve merhameti meydana getirir.
Kötü kimselerin çirkin huylarına karşı sabırla terbiyesizliklerine hilmle, vberdikleri zararlara iyilikle, sarfettikleri çirkin sözlerine tatlılıkla, hiddetlerine tebessümle, bağırmalarına sakin bir konuşma ile karşılık verilirse o kimseler yaptıklarından dolayı utanırlar. Bu belki de onların kötülüklerinden vazgeçmelerini sağlar.
Abdullah b. Abbas'ın (r.a.) şu sözü çok anlamlıdır: "Mümin kişi bu erdemli işleri yaparsa Allah onun şeytanın etkilerinden korur, düşmanının dahi ona saygı duymasını sağlar."
Ama bu gerçekten zordur. Nefislere zor, insanlara ağır gelir. Zira kötülüğe karşı iyilik yapmak her kişinin karı değildir. Bu, ancak sabreden erlerin karıdır. Allah'a gönül verenlerin işidir. Kendi nefsinden çok davasını düşünenlerin mesleğidir.
"İnsanlar bize iylik yaparsa biz de onlara iyilik yaparız; bize zulüm yaparlarsa biz de onlara zulmederiz, diyen kimseler gibi olmayın. Bunun yerine kendinizi,insanlar size iyilik edince iyilik etmeye , kötülük ettiklerinde zulmetmemeye alıştırın."
Yine onun yetiştirdiği sahabeden biri, "Ya Resulallah, kendisine uğradığımda beni misafir edip ağırlamayan adam bana geldiğinde ben de ona aynı şekilde mukabele edeyim mi?" diye sormuştu. Allah Resulü,
"Hayır, sen onu ağırla" buyurdu.
Yazar: Siraceddin Önlüer
Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti [ Semerkand ]
Hz. Muhammed (s.a.v.) buyurduğu gibi, iyilik, "ruhun yatıştığı, kalbin huzur bulduğu, rahat ettiği şeydir; kötülük ise "kalbi tırmalayıp rahatsız eden ve tereddüt duyulan şeydir. İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise kalbi rahatsız eden ve başkalarının haberdar olmasından hoşlanılmayan şeydir.
Evet, insanlık hamuru, kötülük ve iyilik macunu ile mayalanmıştır. Bu açıdan o, her zaman kötülük yapmakla yüz yüzedir. Her zaman kendine veya bir başkasına kötülük edebilir. Asıl mesele ise kötülüğü terketmek ve kendisine yapılan kötülüğü iyilikle savabilmektir. Zira iyiliğe karşı iyilik her kişinin işidir. Ama kötülüğe karşı iyilik er kişinin işidir. Yüce Allah, er olmamızı ve erlik yapmamızı emrederek şöyle buyurmuştur:
"Sen kötülüğü en güzel bir şekilde sav" (Mü'minün 23/96)
Bu davranış, düşmanlığı dostluğa, öfkeyi sevgiye döndürür. Nitekim Cenab-ı Hak bu hakikati şöyle ifade etmektedir:
"İyilikle kötülük bir olmaz, sen kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur" (Fussulet 41/34)
Evet, kötülük edeni affetmek bir iyiliktir; ama bundan da daha iyi olanı ise kötülüğe iyilikle karşılık vermektir. Bu, düşmanlığı bitirir, nefreti sonlandırır, kini yok eder; amansız düşmanı sıcak bir dost haline getirir, sevgi ve merhameti meydana getirir.
Kötü kimselerin çirkin huylarına karşı sabırla terbiyesizliklerine hilmle, vberdikleri zararlara iyilikle, sarfettikleri çirkin sözlerine tatlılıkla, hiddetlerine tebessümle, bağırmalarına sakin bir konuşma ile karşılık verilirse o kimseler yaptıklarından dolayı utanırlar. Bu belki de onların kötülüklerinden vazgeçmelerini sağlar.
Abdullah b. Abbas'ın (r.a.) şu sözü çok anlamlıdır: "Mümin kişi bu erdemli işleri yaparsa Allah onun şeytanın etkilerinden korur, düşmanının dahi ona saygı duymasını sağlar."
Ama bu gerçekten zordur. Nefislere zor, insanlara ağır gelir. Zira kötülüğe karşı iyilik yapmak her kişinin karı değildir. Bu, ancak sabreden erlerin karıdır. Allah'a gönül verenlerin işidir. Kendi nefsinden çok davasını düşünenlerin mesleğidir.
"İnsanlar bize iylik yaparsa biz de onlara iyilik yaparız; bize zulüm yaparlarsa biz de onlara zulmederiz, diyen kimseler gibi olmayın. Bunun yerine kendinizi,insanlar size iyilik edince iyilik etmeye , kötülük ettiklerinde zulmetmemeye alıştırın."
Yine onun yetiştirdiği sahabeden biri, "Ya Resulallah, kendisine uğradığımda beni misafir edip ağırlamayan adam bana geldiğinde ben de ona aynı şekilde mukabele edeyim mi?" diye sormuştu. Allah Resulü,
"Hayır, sen onu ağırla" buyurdu.
Yazar: Siraceddin Önlüer
Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti [ Semerkand ]
ads
Hiç yorum yok: