
Allah'ın yasaklarıyla ilgili sınırları aşmayanlarla bu sınırlara tecavüz edenlerin durumu şuna benzer:
* Bir geminin yolcuları Kur'a çekerler ve Kur'a neticesinde bazıları geminin üst bölümüne, bazıları da alt bölümüne yerleşirler. Ancak altta yolculuk edenler, su almak gerektiğinde yukarıda yolculuk edenler arasından geçerler. Böyle yapmakla üst kattakilere rahatsızlık verdiklerini düşünüyorlardı:
Bunun üzerine,
- Biz, geminin kur'a sonucu bize düşen alt bölümünde bir delik açsak da, yukarıdakileri rahatsız etmesek, dediler.
Eğer üstte yolculuk edenler, onların bu isteklerine rıza gösterip gemide delik açmalarına müsaade ederlerse gemi su alır ve hepsi birden boğulup helak olurlar. Fakat onlara engel olurlarsa hem kendileri kurtulur, hem de onları kurtarmış olurlar.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.),
- Yol ve sokaklara oturmaktan sakınınız, buyurdu.
Sahabeler:
- Ya Resulallah! Bizim yol ve sokaklara oturmaktan vazgeçmemiz mümkün değil, çünkü lüzumlu işlerimizi orada konuşuyoruz, dediler.
Resulallah(a.s.),
- Vazgeçemiyorsanız ve mutlaka oturmak zorunda kalıyorsanız, o halde yolun hakkını veriniz, buyurdu.
Bunun üzerine:
- Yolun hakkı nedir ki, Ya Resulallah? diye sordular.
Peygamberimiz(s.a.v.) şöyle buyurdu:
* Gözü haramlardan koruyunuz.
* Gelip geçene eziyet vermeyiniz.
* Verilen selamı alınız.
* İyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırma vazifesini yerine getiriniz.
Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederim ki ya iyilikleri emreder ve kötülüklere engel olursunuz ya da Allah kendi katından üzerinize bir azap gönderir.
Sonra Allah'a yalvarıp dua edersiniz ama duanız kabul edilmez.
Kıyamet günü bir adam getirilir ve cehennem ateşine atılır. Bağırsakları karnından dışarı çıkar ve onlarla birlikte değirmen döndüren merkep gibi döner durur.
Cehennem halkı onun yanına toplanırlar ve derler ki,
- Ey filan! Sana ne oldu? Sen iyiliği emredip kötülükten sakındırmaz mıydın?
O kişi de,
- Evet, iyiliği emrederdim fakat kendim iyilik yapmazdım, kötülüklerden sakındırırdım fakat kendim kötülük yapmaya devam ederdim, der.
ads
Hiç yorum yok: