
Onlara göre Ehl-i beyt, inanç ve amelde her türlü hata ve kusurdan korunmuş, yani masumdurlar. Ehl-i sünnet alimleri ise her konuda olduğu gibi bu konuda da ifrat ve tefritten uzak, makul bir yaklaşımla kısaca şöyle demektedirler: "Ehl-i beytin Hz. Peygamber'in (s.a.v) neslinden gelmeleri elbette ki büyük bir şereftir. Ancak onların bu büyük şerefe sahip olmaları, kendilerini hata ve günah işlemekten koruduğu, yani masum oldukları anlamına gelmez. Çünkü "ismet" sıfatı sadece peygamberlere mahsustur.
Dolayısı ile seyyid ve şerif günah işleyebilir. Bu, onun Ehl-i beyt'ten çıkmasına sebep olmaz. Nitekim allame İbn Hacer Heytemi şöyle demiştir:
"Nesebi Hz. Peygamber'in (s.a.v.) evine ulaşan bir kimsenin, büyük cinayetler işlemesi ve dindar olmaması, hl-i beyt'ten çıkarmaz.
Aslında zina eden, içki içen, hızrsızlık yapan ve sonra da idareciler tarafından kendisine had (cezadır) uygulanarak cezasını çeken bir şerifin misali, ayakları pisliğe battıktan sonra hizmetçileri tarafından yıkanarak temizlenen kişiye benzer. Onun için insanlar onlar hakkında dikkatli olmalıdır. Hem asi evlat mirastan mahrum kalmaz. Fakat onlardan biri Allah (c.c) korusun küfre düşerse, o zaman kendisiyle Resulullah (s.a.v.) arasındaki nispet kopar. Ancak Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.)'ın bir parçası hükmünde olan zürriyetinden herhangi birinin küfre kesinlikle düşmeyeceği kanısındayım. Şeriflerin zina ve benzeri günahlara düştükleri görülmemiştir.. Durum böyle iken nasıl oldur da küfre düşebilirler.
Yazar: S. Mübarek Erol
Kurtuluş Gemisi - ehl-i beyt [ Semerkand ] - Pozitif Dağıtım
ads
sünnî alimlere göre ehl-i beyt mensupları, hata ve günah işlemekten korunmuş değildirler. çünkü ismet sıfatı sadece peygamberlere mahsustur.
YanıtlaSil