“İnsanların geneli kolay yoldan para kazanmayı hedefler. Fakat bunun en iyi yolu yalnızca bankalardır. Elinizde olan miktarı bankaya yatırdığınızda, banka size bunun karşılığında bir kâr vermek zorundadır. Yoksa hiç kimse durduk yere parasını başka bir şahsın veya kurumun kontrolüne vermez. Fakat %99’u Müslüman olan bir ülkede faiz ile para işletmek sanıldığı kadar kolay değil. Faiz, İslam dininde haram olduğundan dolayı pek çok insan faiz ile paralarını işletmek yerine daha kolay ve sakıncasız olarak gördükleri ‘kâr payı’nı tercih ediyorlar. Peki ikisinin birbirinden ayrılan yönleri neler? Kâr payı kullanan faiz kazanmamış mı oluyor? Bu soruları detaylı olarak bu başlık altında sizler için inceliyoruz. Dikkatle okumanız halinde yazı sonunda kâr payı ile faiz arasında ki farkları anlayabileceksiniz.”
- Kâr Payı ile Faiz Arasında Ki “NET” Farklar
Kâr payı ile faiz arasında ki farkların ne olduğu herkes tarafından merak edilmektedir. Özellikle dini hassasiyeti fazla olan insanlar bu konuda ne yapacaklarını bilemezler. Katılım Bankalarının vermiş olduğu kâr payı, normal bankaların vermiş olduğu faiz tamamen birbirinden farklı olarak görülür. Bunun nedenini ise şu şekilde açıklayabiliriz;
A kişisi 100.000 TL olan parasını normal bir bankaya faiz için yatırırsa, bankanın kendisine vermiş olduğu faiz oranı ve kendi belirlemiş olduğu vade sayısı üzerinden kazanç sağlar.
Kısacası 100.000 TL’ye banka %10 faiz veriyorsa bu durumda kişi 110.000 TL kazanacak demektir. Banka %10 faizi 12 ay sonunda da verebilir, 6 ay sonunda da. Bu bankaların yönetim prensiplerine göre ve rekabet algısına göre değişebilir. Banka sizin paranızı farklı işlerde kullanır fakat kâr veya zarar etse dahi size yaptığı anlaşma üzerinden belirlenen zaman sonunda mutlaka ödemenizi yapacaktır. Bu bankanın zorunlu olarak yaptığı bir anlaşmanın sonucudur. Siz ise kâr veya zarar ile ilgilenmeden vade sonunda kazancınızı alır, tabiri caiz ise keyfinize bakarsanız. Her şey net ve kesindir.
Kâr payına yatırım yapmak isteyen 100.000 TL’si olan bir insan düşünelim. Bu kişi katılım bankalarından bir tanesine giderek parasını değerlendirmek istediğini söyleyebilir. Bu durumda banka kendisine yatırım yapabilecekleri yeni projeleri sunar. İşin sonunda banka bu durumdan kâr veya zarar elde edebilir. Kişi tüm bu riskleri göze alarak kâr ve zarara ortak olmayı kabul eder. Parasını bankaya devretmiş olur. Belirlenen gün sayısı sona erdiğinde banka inceleme yaparak kişinin parasının bu proje içerisinde değer kazanıp kazanmadığına bakar. Başta söylenen kâr rakamından çok daha yüksek bir kâr da elde edilmiş olabilir. Fakat bazı durumlarda zarar da elde edilebilir. Kişi kâr payı yatırımı sonunda varlığını kayıpta edebilir. İşte buna ise kâr payı ortaklığı denmektedir.
ads
Hiç yorum yok: