Eski zamanlarda adalet temsilcilerine verilen isim "kadı" idi. Kadıların verdiği kararlara ise "fetva" denirdi. Günümüzde bu işlere bakan kişilere ise "yargıç" denilmektedir. Kadıların yaptığı görevi bu zamanda yargıçlar yapıyorlar.
Kadı kendisine ne anlatılırsa ona göre fetva verir. Bu ata sözüne uygun olan bir fıkra vardır:
"Bir gün Hoca'ya biri gelmiş, birinden şikayetçi olmuş, dert yanmış. Hoca dinledikten sonra "Haklısın" demiş. Sonra adam çekip gitmiş. Biraz sonra şikayet edilen adam gelmiş, o da birinci adamdan şikayetçi olmuş. Hoca, ona da haklısın demiş. Bu olayları diğer taraftan gören Hoca'nın karısı: "Bu nasıl yargılama böyle? İkisine de aynı şeyleri söyledin" deyince, Hoca karısına dönerek: "Hanım sen de haklısın!" demiş.
Sonuç olarak anlaşıldığı gibi tek taraflı anlatışlar ile herhangi bir sonuca varmak pek mümkün olmayabilir. Bundan dolayı adalet adamları her iki tarafı da dinlemektedirler. Daha doğru bir sonuca ulaşmak için tanıklara başvuruyorlar.
Kadı kendisine ne anlatılırsa ona göre fetva verir. Bu ata sözüne uygun olan bir fıkra vardır:
"Bir gün Hoca'ya biri gelmiş, birinden şikayetçi olmuş, dert yanmış. Hoca dinledikten sonra "Haklısın" demiş. Sonra adam çekip gitmiş. Biraz sonra şikayet edilen adam gelmiş, o da birinci adamdan şikayetçi olmuş. Hoca, ona da haklısın demiş. Bu olayları diğer taraftan gören Hoca'nın karısı: "Bu nasıl yargılama böyle? İkisine de aynı şeyleri söyledin" deyince, Hoca karısına dönerek: "Hanım sen de haklısın!" demiş.
Sonuç olarak anlaşıldığı gibi tek taraflı anlatışlar ile herhangi bir sonuca varmak pek mümkün olmayabilir. Bundan dolayı adalet adamları her iki tarafı da dinlemektedirler. Daha doğru bir sonuca ulaşmak için tanıklara başvuruyorlar.
ads
Hiç yorum yok: