Af, "kötülük ve haksızlık yapanı, kusur ve suç işleyeni, yanlış ve hatalı davrananı bağışlamak, cezalandırmaktan vazgeçmek, kısas ve tazminat gibi hak ettiği bir şeyi almayıp sahibine bağışlamak" gibi anlamlara gelmektedir.
Yüce Allah affedicidir, affetmek O'nun sıfatıdır. Afüv O'nun güzel isimlerindendir. Cenab-ı Hak affedenleri sever, onları aziz eder, güçlü kılar. Aynı zamanda insanların da birbirlerini affetmelerini ister ve buna karşılık onları affedeceğini müjdeler. Nitekim Yüce Allah, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) şahsında bizlere, yanlış yapanlara karşı af yolunu tutmamızı emrederek şöyle buyurmuştur: "(Ey Resulüm) Sen af yolunu tut bağışla, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir" (A'raf 7/199).
Cenab-ı Hak, bu ayette yanlış yapanları affetmemizi, yanlış yapanı güzellikle uyarmamızı, bu cahilliği yapan cahillerden ve cehaletlerinden de yüz çevirmemizi emrediyor.
Af konusu Kur'an-ı Kerim'de geniş bir şekilde ele alınmış, müminler affetmeye teşvik edilmiş ve bunun neticesinde kendilerinin de affedilecekleri ve müjdesini vermişti: "Onlar affetsinler, hoş görsünler Allah'ın sizleri bağışlamasından hoşlanmaz mısınız? Allah bağışlayandır, merhametli olandır" (Nur 24/22). Bir diğer ayette ise şöyle buyrulmuştur: "Bir kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Bununla beraber kim affeder, bağışlarsa, onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz Allah, zalimleri sevmez" (Şura 42/40). Bundan dolayısı affetmek bütün faziletlerin temelini teşkil eden ve takvaya en yakın bir meziyettir. Nitekim, "Affetmeniz takvaya daha yakındır" (Bakara 2/237) buyrulmaktadır.
Affetmek Allah'!ın sıfatlarındandır, peygamberlerin ahlakadır, büyüklerin ve büyüklüğün nişanıdır, kamil imanın göstergesidir, güzel yaşamanın sebebidir, rahatlığın nedenidir, doğruya ulaşmanın yoludur.
Af konusunda en güzel ahlakın zirvesi olan Hz. Muhammed (s.a.v.)'i örnek almamız gerekmektedir. Zira oi nefsi için hiç kimseye öfkelenmemişti, kendisine yapılan bütün kötülükleri affetmişti, intikam almaya kalkışmamıştı. Mekke'yi kan dökülmeden fethetmişti. Fetih günü Kabe'yi tavaf edip ve iki rekat nama kıldıktan sonra, Kabe kapısının halkasını tutarak Mekkeliler'e,
"Ne yapacağımı sanıyor ve benim hakkımda ne düşünüyorsunuz? diye sormuştu. Onlar üç defa,
"İyilik ümit ediyoruz. Sen kerim bir kardeş ve kerim bir kardeşin oğlusun" diye cevap veriyorlardı.
Yazar: Siraceddin Önlüer
Kırk Hadiste Müslüman Şahsiyeti [ Semerkand ]
ads
Hiç yorum yok: