-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads

Felsefi Kitaplar



JOSTEİN GAARDER - SOFİE'NİN DÜNYASI

Platon (Eflatun) - DEVLET

Satılık Filozoflar - Balıkçı veya Ölüler Canlanınca

Chuck Palahniuk - Tıkanma

Totem ve Tabu Sigmund Freud

Metazfizik üzerine Konuşma Leibniz

Gübneş Ülkesi Tommaso Campanella

Duvar Jean Paul Sartre

Devlet Platon

Allah Felsefe ve Bilim

Sokratesin Savunması

Nietzsche Ağladığında

Sofie'nin Dünyası

Tanrı Yanılgısı, Richard Dawkins

Yanılmışım, Tanrı Varmış.

Georges Politzer - Felsefenin Başlangıç İlkeleri

Georges Politzer - Felsefenin Temel İlkeleri

Felsefi Sözler

sözler







"Düşünüyorumda düşüncelerin en güzeli senin beni düşünüp düşünmediğini düşünürken düşündüğünü düşünmek olsa gerek diye düşünüyorum."

"Hayatta varolduğu için düşlenen şeyler vardır ve düşlendiği için varolacak şeyler..."
(Henri Frederic Blanc-Uyku İmparatorluğu)

"İnsanların gözleri öyle kelimelerle konuşur ki dil onları telaffuz edemez."
(Crow kabilesi)

"Geçmiş dert için yakınmak ,yeni dert edinmektir."
(Shakespear)

"İnsanların umudunu kırma..belki de sahip olduğu tek şey odur."

"Söz ağzınızdan çıktımı size hakim olur. Söylemedikçe siz ona hakim olursunuz."

"Silgi kullanmadan resim çizme sanatına hayat denilmektedir."
(John Christian)

"Dosttan bol şeyde yok dünyada,dosttan bulunmaz şeyde."
(La Fontaine)

"Bugünün bir daha asla doğmayacağını düşün."
(DANTE)

"Dertli olmanın sırrı, dertli olup olmadığımızı düşünecek kadar boş vakte sahip olmamızdır."
(BERNARD SHAW)

"Aslında hiçbirşey iyi veya kötü değildir. Herşey bizim onlar hakkında ne düşündüğümüze bağlıdır."
(SHAKESPEARE)

"Hayata en önemli şey kazançlarınızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zeka gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur."
(WILLIAM BOLITH)

"Biz dünyaya anlaşılmak için değil anlamak için geldik. Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde bütün ruhumuzla başkalarını anlamaya çalışsaydık hayat ne kadar güzel olurdu."
(RENAN)

"Hayata yapılacak o kadar çok hata varki, aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok"
(SARTRE)

"Herkes hazza kosar,cok azı onun basında beklemeyi bilir."

"Ben sana bir elma versem, sen bana bir elma versen, bende bir elma, sende bir elma olur.
Ben sana bir bilgi versem, sen bana bir bilgi versen, bende iki BİLGİ, sende iki BİLGİ olur."
(KONFİÇYUS)

"Ölümle hiçbir zaman karşılaşmayacaksın. Ölüm varsa sen yoksun, sen varsan ölüm yok. O halde ölümden korkmak ahmaklıktır."

"bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa orada güneş batıyor demektir."
(Çin? Atasözü)

"Yiğit harpte, dost dertte, olgun adam hiddette belli olur."
(Arap Atasözü)

"Bilmediğini bilenin arkasından gidin, bilmediğini bilmeyeni uyarın, bilmediğini bilene öğretin, bilmediğini bilmeyenden kaçının."
(Conficius)

"Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz."
(Seneca)

"Üzüntü kendi kendini giderir, ama mutluluğun tam zevkini çıkarmak için onu paylaşacağınız birinin olması gerekir."
(Mark Twain)

"Konfor, bir misafir olarak gelir, gitmemek için elinden geleni yapar, sonunda bizi esir ederek kalır."
(Lee S. Bickmore)

"Bencillik dostluğun zehiridir."
(Balzac)

"Bizi esas yoran yaptığımız iş değil, yapmadan kenarda bıraktığmız işlerdir."
(Ebner-Eschenbach)

"Planınız bir yıl içinse pirinç ekin, on yıl içinse ağaç dikin, yüz yıl için ise insanları eğitin."
(Huang-Çe)

"İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar."
(Newton)

"Çektiğimiz sıkıntı parasızlık sıkıntısı değil, bilgi sıkıntısıdır."
(İ. İnönü)

"Alkışı en sessiz şekilde karşılayan, alkışı hak etmiş demektir."
(Emerson)

"Asla herşeyi bildiğini sanma. Gerçekten çok bilgili olsan da "ben cahilim" diyebilecek cesaretin daima olsun. "
(Ivan Pavlov)

"Başkalarına karşı zafer kazanan kuvvetlidir, kendi nefsine karşı zafer kazanan ise kudretlidir."
(Lao-tzu)

"Eğitim sadece okumak değildir. Okudukları üzerinde düşünebilmek yeteneğidir."
(Hilty)

"Başka birinin sizin kadar iyi yapabileceği bir şeyi bırakın o yapsın, siz yapmayın."
(Andre Gide)

"Başkaları ile ilgilenirsen iki ay içinde birçok dostlar kazanabilirsin; başkalarının seninle ilgilenmesini beklersen, iki yılda bile tek dost kazanamazsın."
(Dale Carnegie)

"Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir."
(Cenap Şahabettin)

"Bilim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder."
(İbni Sina)

"Akıllı bir kimse düşmanından akıl öğrenmeyi ihmal etmez."
(Beydaba)

"Öyle horozlar var ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar."
(L. Dumont)

"Düşüncelerini değiştirmeyenler yalnızca deliler ve ölülerdir."
(T. Lowell)

"İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayasını gözler göremez."
(Exupery)

"Boş bir çuval dik durmaz."
(Benjamin Franklin)

"Tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur."
(N. F. Kısakürek)

"Kararsızlık ve gecikme, başarısızlığın sebebidir."
(W. E. Channing)

"İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır."
(V. Hugo)

"Buluş, başkalarıyla aynı şeye bakıp, farklı düşünebilenler tarafından yapılır."
(A.S. Gyorgyi)

"Okumak bir insanı doldurur, insanlarla konuşmak hazırlar, yazmak ise olgunlaştırır."
(F. Bacon)

"Güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer."
(Tolstoy)

"İnsanlar başaklara benzerler, içleri boşken başları havadadır, doldukça eğilirler."
(Montaigne)

"Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumdu, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi."
(Allen)

"Fısıldanan sözler, çok kere yüksek sesle söylenenden daha uzağa giderler."
(Çin Atasözü)

"Çok dinlememiz ve az konuşmamız için iki kulağımız bir dilimiz vardır."
(Diogenes)

"Memleketin nasıl yönetildiğini anlamak mı istiyorsunuz;onun müziğine kulak veriniz. Nerede güzel eserlerden oluşmuş uyum vardır, orada adalet ve erdem hüküm sürer."
(Konfüçyus)

"En büyük düşman, benliğinizin dışında değil içindedir."
(R. Rolland)

"Bütün günler ölüme gider, son gün varır."
(Montaigne)

"Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir."
(Pascal)

Filozoflar



John Locke (1632-1704)
[Metafizik, Epistemoloji]

18.yy’ın en önemli materyalist düşünürlerinden biri. Avrupa’daki aydınlanma çağının ilk kurucusu olarak da biliniyor. Locke, gelenek ve otoriteden kurtulmak gerektiğini, insan hayatına sadece aklın kılavuzluk edebileceğini ve sezgisel olarak insanların bir bilgiye sahip olmadığını söyler. Bu düşünceleriyle de Locke Liberalizmin öncüsü kabul edilir. Locke’a göre özgürlükler çok önemlidir. Bir insanın özgürlüğü, diğer kişinin özgürlüğünü kısıtladığı noktada bitmelidir. Hükümetlere, insan hürriyetine ve yargı bağımsızlığına önem verir. Descartes’dan etkilenmiş ama düşünceleri ona hiç bir zaman tam olarak benzememiştir.

Epikuros(Epikür) (341-270)
[Metaryalizm]

Ahlak Felsefesinin en önemli düşünürlerinden biri. Felsefesinin ana fikri “mutluluk”. İnsan hayatının temel amacının “Mutluluğa ulaşmak”olduğunu öne sürer. Bu yol ona göre doğru “yol”dur. Mantık da doğru yola giderken kullanılması gereken bir araçtır. Epikür’e göre insan tanrı ve ölüm korkusundan kurtulmalıdır. Buna da ancak önyargı ve kuruntulardan kurtularak ulaşılacağına inanır. İnsanlar da dahil, dünya’daki herşeyin atomlardan meydana geldiğini savunur. Ölünce de yok olunacağına inanır. Tanrı ve ölüm ile ilgili en önemli sözü: “Ölümden korkmak anlamsızdır, çünkü yaşadığımız sürece ölüm yoktur, ölüm geldiğinde ise artık biz yokuzdur”.

Kıbrıslı Zenon (Citium) (335-263)
[Stoacılık]

Listede bulunan diğer isimlere göre daha az tanıdık bir isim Kıbrıslı Zenon. Ama o Stoa felsefe okulunun kurucusudur. Stoa felsefesinde mutluluk dış koşullarda aranmamalı, doğaya uygun yaşanmalıdır. Ayrıca Stoacılar dünya vatandaşlığını da savunurlar. Kıbrıslı Zenon’a göre gerçek olan herşey maddedir. Zenon, evrenin hareket halinde olan bir maddde olduğunu söyler. Bu madde de ateştir. Ateş heryere girer ve dağılır. Tanrıya inanır. Zenon’a göre Tanrı doğanın içindeki akıl ve rasyonel güçtür. Ona göre insan ruhunun en iyi ifadesi “akıldır”.


İbn-i Sina (980-1037)
[Tasavvufi Anlayış]

İbn-i Sina hem bir filozof, hem hekim hem de bir bilimadamıdır. İbn-i Sina’ya göre her element sadece kendisine özgü niteliklere sahiptir ve dolayısıyla daha değersiz metallerden ,altın ve gümüş gibi daha değerli metallerin elde edilmesi mümkün değildir. Deneycilikle akılcılığı birleştirir, Tasavvuf alanında da çalışır. İbn-i Sina mantığı psikolojiden çıkarıp düşünce kanunlarını psikoloji üzerine kurmuştur. İbn-i Sina’nın Aristonun öğretisi olduğu tümdengelim yoluyla sonuç çıkarma çözümlemeleri İslam Ortaçağında klasik olmuş, sonraki mantıkçılara da ışık tutmuştur.İbn-i Sinaya göre insanın tanrısal olanla bağlantıya geçmesinin yolunun bir çeşit manevi sezgiyle olduğunu düşünür. Filozofa göre iyilik , yetkinlik ve mutluluk fikrinin doğması için kötülüğün olması gereklidir. Böylece mutlu olmak isteyen insanın önce ruhunu temizlemesi gerektiğine inanır. İbn-i Sina’nın eserleri 12.yy’da Latinceye çevrilmeye başlamış, bazı eserleri Batı’da Üniversitelerin temel ders kitapları olarak okutulmuştur.


Thomas Aquinas (1225-1274)

[Skolastik Felsefe, Epistemoloji]
Ünlü Hristiyan Filozof. Kilise öğretisindeki çelişkileri ve Hristiyan inancını sistemleştirmekle uğraşmıştır. Eski bilgileri sentezlerken yardım aldığı kişi Aristoteles ve felsefesi olmuştur. Thomas’ın Tanrı’nın varlığı ile ilgili görüşleri 1917′de Kilise’nin yasası kabul edilmiştir.


Konfüçyüs (551-479)
[Antik çağ, Etik Felsefe]

Konfüçyüs’ün ana teması insancıl olmaktır. Buna ulaşmanın yolu da diğer insanlara ve atalarımıza saygı duymaktır. “İyi” insan dünyayla uyum içinde yaşayan insandır. Konfüçyüs’ün öğrencileri ile yaptığı konuşmaları toplayan analektler, Çin edebiyatının 13 klasik eserinden biri sayılmaktadır. Onun için 4 temel esas vardır.
1. Ana-babaya saygı
2. Merhamet
3. Adalet
4. Ayinler
O bu 4 erdeme ulaşmanın çok zor olduğunu ama herkesin bunun için çaba göstermesi gerektiğini söyler. Ayrıca “Bilgi”yi en önemli araç olarak görür.

Rene Descartes (1596-1650)
[Kartezyenizm]

Fransız Filozof, Batı düşüncesinin en önemli düşünürlerinden biri. Modern Psikolojinin ve Matematiğin kurucusu olarak bilinir. Batı düşüncesini altüst eden bir felsefe sistemi kurdu. Buna göre öğrendiğinin, gördüğünün, duyduğunun, inandığının hepsini birden büsbütün silerek, her şeyden kuşkulanmaya başladı. Yalnız tek bir şeyden emindi: düşüncenin varlığı. Buradan hareketle, evrenin açıklamasını yaptı. Sıkça duyduğumuz “Düşünüyorum Öyleyse Varım” (Cogito ergo sum) sözünün mimarıdır.
+Descartes'in temellendirmesi.
Örneğin elimizde bulunan kırmızı bir elma düşünelim.Gerçekten var mıdır, var ise kırmızı mıdır, veya boyutu o kadar mıdır? Descartes'e göre yanıltıcı duyu organları bizi bu elmanın doğru bilgisine götürmeyebilir. İşte bu şüphe durumu Descartes i "Cogito ergo sum" a götürmüştür. Şüphe ederek durumu şüphe edemeyeceği son noktaya kadar götürmüştür. Artık kesin bir şey varsa o da şüphe ettiğidir. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmemiz ise var olduğumuzun kanıtıdır. Ve son tahlilde "Düşünüyorum, öyleyse varım".

Plato (Eflatun) (427-347)
[Epistemoloji]

Çok önemli bir Yunan Filozofu. Batı Dünyasının ilk yüksek öğretim kurumu olan “Atina Akademisinin” kurucusu. Eflatun, Sokrates’in öğrencisidir. Bu nedenle de Sokrates gibi ahlakçı bir pencereden olaylara yaklaşmıştır. Buna göre insanların mutlu olması ancak erdemli bir hayat sürebilmesiyle mümkündür.Eflatun, hem doğada, hem de ahlak ve toplum yaşamında mutlak ve değişmez olanın peşinden koşmuştur.

Aristoteles (384-322)

Platon ile birlikte Batı düşüncesinin en önemli 2 filozofundan biri sayılır. Aristoteles’in en büyük başarısı bilimsel çalışmayı yöntemleştirmesidir. Aristoteles, ele aldığı her sorunu sistematik olarak inceler. Yani önce konuyla ilgili söylenenleri toplar sonra bu olgulara dayanarak kendi anlayışını oluşturur. Kurduğu kavramların sağlam, açık ve tutarlı olmaları yüzünden Aristoteles, iki bin yıl boyunca felsefenin büyük ustası sayılmıştır. Kendisi aynı zamanda bilim dilinin de yaratıcısıdır; bugünkü bilimsel kavramlarımızın ve terimlerimizin birçoğu onun formüllerinden çıkmıştır.

Sokrates (469-399)
[Epistemoloji]

Yunan felsefesi kurucularından. Sokrates, başta öğrencisi Platon olmak üzere Yunan gençleri üzerinde giderek kendisini taklit etmeye varan derecede yükselen bir etki yaratır. Ahlak felsefesinin kurucusu olarak kabul edilen Sokrates’in yaşamının en belirgin olaylarından biri MÖ 399 yılında hakkında açılan davadır. Platon'un Sokrates'in Savunması adlı eserinde anlattığı kadarıyla Sokrates, şehrin tanrılarına inanmamak onların yerine başka tanrılar koymak ve böylece gençliği zehirlemekle suçlanır. Sokrates bu suçlamalar sonucunda ölüme mahkûm edilir.
+ Sokrates'in Savunmasından;
...Ey yargıçlar, ölüm karşısında umutsuz olmayın, ve pekinlikle bilin ki, ister bu yaşamda olsun isterse ölümden sonra, iyi bir insanın başına hiçbir kötülük gelemez. O ve onun olan hiçbirşey Tanrılar tarafından gözardı edilmez; ne de benim yaklaşan sonum yalnızca bir şans sonucunda olmuştur...
...Ayrılma saati geldi, ve kendi yollarımıza gidiyoruz; ben ölmeye, siz yaşamaya. Hangisinin daha iyi olduğunu yalnızca Tanrı bilir...

Kaynak >>  http://www.frmtr.com/felsefe/4755018-dunyayi-degistiren-10-filozof.html

Ateist'e Verilen En Güzel Cevap

İslam

Ateist Nedir?

Ateistin Kısaca Tanımı:

Ateist'ler Yüce Allah'a inanmazlar. "Her şeyin  doğa kanunları ile varoluyor. Bir yaratıcı yoktur. Zaman ilerledikçe her şey şekil  değiştirmektedir derler. Ateistin    kısaca tanımı budur. Bir başka açıdan bakacak olursan Yaratıcısının var olmadığına her şeyin  tesadüfen oluştuğuna inanırlar. Halbuki  Hayatta tesadüfe yer yoktur. Bu kadar  beyinsizce ahmakça  düşüncenin sebebi düşünürün kafasının içinde gerçekten beyin olmadığıdır. Soruyorum size sizce bu  da bir tesadüf müdür?

Bir ateistin 3 tane sorusuna  verilen muhteşem cevaplar..

Genç bir çocuk yıllarca  ülke dışında eğitimini tamamlamak için yurtdışında yaşıyormus. Okulu bittikten sonra  anayurduna  gelen kişi ateist olarak geri döner. Kafasına takılan ateist olmasına neden olan 3 soru vardır  bu soruların cevabını her kimse sormuş ise de mantıklı  iyi bir cevap alamamıştır.  Bu durumdan dolayı kendini iyi kötü hisseden ve çıkmazlara giren biri olmuştur. Ailesi çocuklarını bu durumdan kurtarmak amacı ile  yaşadığı yerin büyük alimlerden  olan kişini huzuruna varmışlar.   Hoca ile genç arasında geçen dialog şöyledir:


Genç Çocuk: Kimsin sen? Sorularıma cevap verebilecek misin?
Hoca: Allah'ın bir kuluyum ve Onun izniyle sorularına cevap verebileceğim.

Delikanlı: Emin misin? Profösörler bile cevap veremedi bana.
Hoca: Allah'ın izniyle cevap vermeye çalışırım.

Genç Çocuk: 3 sorum var

1. Allah yaşıyor mu? öyle ise, şeklini bana göster.
2. Takdir (kader) nedir?
3. Eğer şeytan ateşten yaratıldıysa neden cehenneme yollanıyor, cehennemde ateş dolu değil mi? Ateş ateşi nasıl yaksın. Tanrı bunu düşünemedi mi?

Bu arada, aniden bizim hocamız delikanlının başı üzerinde bir saksı kırar.

Genç Çocuk: canı yana yana sorar; Neden sinirlendin ki?
Hoca: Sinirlenmedim. Bu benim üç soruna bir cevabım der.
Genç Çocuk: Hiç birşey anlamadım.
Hoca: Nasıl hissetin kendini saksıyı başında kırınca?
Genç Çocuk: Tabii ki, fena bir acı hissettim.
Hoca: Yani, acının varlığına inanıyor musun?
Genç Çocuk: Evet.
Hoca: Bana bu acının şeklini göster o zaman!
Genç Çocuk: Gösteremem.
Hoca: Bu benim ilk cevabım. Herkes Allah'ın varlığını hisseder ama Allah'ı göremez.

Hoca: Dün gece rüyanda benim başında saksı kırdığımı gördün mü?
Genç Çocuk: Hayır.
Hoca: Bugün böyle birşey ile karşılaşacağını hiç düşündün mü? Aklından geçti mi?
Genç Çocuk: Hayır.
Hoca: Bu işte takdirdir.(kader)

Hoca: Biz neyden yaratıldık? Topraktan yaratılmış değil miyiz?
Genç Çocuk: Evet böyle denir.
Hoca: E o zaman ? Saksıda topraktan yapılmadı mı? Allah isterse ateşten yaratılan şeytanı ateşin içinde cezalandıramaz mı?