-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads

Korku Evine Nasıl Gidilir?

Merhaba arkadaşlar, bu yazımızda sizlere son zamanların popüler aktivitesi korku evinden bahsedeceğim. Her ne kadar 2 yılı aşkın süredir ülkemizde oynan bir oyun olsa da bir çoğumuz henüz korku evinin ne olduğunu bilmiyoruz. Ben de sizlere hem genel bilgi vermek hem de evden kaçış oyununa nasıl katılacağınızı anlatmak istiyorum.
  • Genelde 15 yaşından küçükler katılamaz.
  • Gerçek bir mekanda oynanan yetişkin aktivitesidir.
  • Bayan erkek fark etmeksizin grup halinde oynanır.
  • Çoğunluka en az 2 en fazla 6 kişi katılabilirsiniz.
  • Bir saat süre içerisinde çıkışa ulaşmalı ve evden kurtulmalısınız
  • Oyun sonunda özel bir ödül yoktur, geçirdiğiniz bir saatlik eğlence işin ödülüdür.
  • Herhangi bir tehlikesi olmamakla birlikte özel bir rahatsızlığınız varsa oyuna katılmamalısınız
Evden kaçış oyunun bir türü olan korku evine katılmak için kendi şehrinizde bulunan firma hakkında araştırma yapabilirsiniz. Bu konuda Kaçış Merkezi sitesi https://www.kacismerkezi.com kullanabilirsiniz. Sitede Türkiye'deki tüm oyunları bulabilirsiniz.

Şehrinizdeki oyunu bulduktan sonra telefonla yer ayırtıp, rezervasyon saatinde oyun alanında olmalısınız. Oyuna zamanında gitmeniz oldukça önemlidir.

Korku Evine Nasıl Gidilir?


Bunun dışında evden kaçış oyunu hakkında çok fazla bilgi sahibi olmanıza gerek yok. Ekibinizi toplayın, yerinizi ayırtın ve oyun saatinde oyun alanında olun yeter. Gerisi tamamen eğlence ve kendiliğinden gelecektir.

Mirac mucizesi

Mirac mucizesi hakkında geniş bilgi.

Sual: Âyet ve hadisle bildirildiği halde, Mirac mucizesini inkâr eden olmuş mudur?

CEVAP

Ehl-i sünnet âlimleri, sözbirliği ile Miracın hak olduğunu bildiriyorlar.


[Fitne] yani imtihan uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazret-i Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı.

Resulullahın, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise sapık olur. (Bahr)

Birkaç saniyede Mekke'den Kudüs'e götüren Allahü teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allahü teâlânın kudretinden ancak kâfirler şüphe eder.

Mirac hakkında birçok hadis-i şerif vardır. Birkaçı şöyle:
(İsra gecesi [Miraca çıkınca] Cennetin kapısı üzerinde “Sadakanın on, ödünç vermenin sevabı onsekiz mislidir” yazılmış olduğunu gördüm.) [Beyheki]

(İsra gecesi her gökte, Muhammedün Resulullah ve arkasından Ebu Bekri Sıddık yazılı olduğunu gördüm.) [Ebu Nuaym]

(İsra gecesi, nura gark olmuş bir zat gördüm. “Bu kim?” dedim. Cebrail aleyhisselam, “Dünyada iken Allahü teâlâyı devamlı anan, kalbi camiye bağlı ve ana-babasına asi olmayan bir zattır” dedi.) [İ. Ebiddünya]

(Mirac’da, Cehennemde kokmuş leş yiyenlerin kimler olduğunu sordum. “Bunlar, gıybet ederek insanların etlerini yiyenlerdir” denildi.) [İ. Ahmed]

(Mirac gecesi, uğradığım her melek topluluğu, ümmetime hacamatı tavsiye etti.) [Hakim]

(Mirac Gecesi’nde ateşten makasla kendi dudaklarını kesenleri görüp, kim olduklarını sordum. “İlmiyle amel etmeyen din adamlarıdır” denildi.) [Buharî, Müslim]

(Mirac gecesi Cehennemi gösterdiler, çoğunun kadın olduğunu gördüm.) [Tirmizi]

(Mirac gecesi, ekin ekip bir günde biçen bir topluluk gördüm. Biçtiği mahsul yeniden eski haline dönüyordu. “Bunlar kim?” dedim. Cebrail aleyhisselam, “Bunlar Allah yolunda cihad edenlerdir. Bunların bir iyiliğine yedi yüz misli sevap verilir. Harcadıklarının yerine yenisi verilir” dedi.) [Bezzar]

Uzun bir hadis-i şerifin özeti:
(Cebrail aleyhisselamla bütün gökleri geçerek Sidre-i Müntehaya geldim. Cenneti gösterdiler. Daha sonra elli vakit namazla dönerken Musa aleyhisselamı gördüm. Elli vakit namazın ümmetime zor geleceğini, dönüp namaz vakitlerini azaltmasını Allahü teâlâdan istememi söyledi. Azar azar kaldırılarak, sonunda beş vakte indirildi.) [Müslim]

Bazı bid’at ehli, sahih-i Müslimdeki bu hadis-i şerife inanmıyorlar. Peygamber efendimizin derecesinin Musa aleyhisselamdan daha yüksek olduğu için, ondan öğrenmesi, onun tavsiyesine göre hareket etmesi uygun değil, böyle şey olmaz diyorlar. Halbuki bilindiği gibi, Kur’an-ı kerimde, Musa aleyhisselamın Hazret-i Hızır’dan ilim öğrendiği bildirilmektedir. [Bu kıssayı aşağıda yazdık.] Hazret-i Hızır peygamber olmadığı gibi derecesi Musa aleyhisselamla mukayese bile edilmez. Musa aleyhisselam, ülülazm bir Peygamberdir. Demek ki, mevki ve derecesi yüksek olan bir zat, derecesi daha aşağıdaki bir zattan ilim öğrenebilir, onun tecrübesine istinaden söylediği tavsiyeye uyabilir.

Mekke'den Kudüs'e ancak bir ayda gidip gelinebilir. Kısa bir anda Mekke'den Kudüs'e varıp gelmek ancak Allahü teâlânın kudreti ile olur. Buna inanıp da, daha uzaklara gittiğine inanmamak, Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeyi gerektirir. İşte mezhepsizlerin anlamadığı husus burasıdır. Allahü teâlâ dilerse niçin olmasın? Peygamber efendimiz, (Göklere ve daha uzaklara gidip geldim) buyuruyor. Bunu inkâr etmekteki maksat nedir? Gayrimüslimler, İslamiyet’i yıkmak için, böyle konularda yerli maşalarını kullanıyorlar. Bu kadar vesikaları ancak Mutezile veya İbni Sebeci olan inkâr edebilir.

İmtihan rüyada olmaz

Sual: Mirac rüyada oldu diyorlar. Peygamberimiz uyanıkken olmadı mı?

CEVAP
Rüyada olanlar da oldu. Ancak meşhur İsra olayı uyanıkken oldu. Namaz da o gece beş vakit olarak farz oldu.

İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinin meali şöyledir:
(Kuluna [Muhammed aleyhisselama] bir gece bazı âyetlerimizi [Allahü teâlânın kudret ve azametine delâlet eden nice harika olayları] göstermek için, onu Mescid-i Haram'dan [Mekke’den], çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya [Kudüs’e] götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören Odur.) [İsra 1]

Âyet-i kerimede geçen İsra kelimesi, gece yürümek anlamındadır. İsra kelimesi, rüya için kullanılmaz. Uyanık iken, yürümek manasına kullanılır. Yine aynı surede mealen buyuruluyor ki:
(İsra gecesi, sana, o temaşayı [o gece gösterdiğimiz olayları] ve Kur'anda lanetlenen [Cehennemdeki Zakkum isimli] ağacı da, yalnız insanlara bir fitne [imtihan] yaptık. [Miracı ve zakkum ağacını inkâr ettiler.] Bizim ikazımız, ancak onların taşkınlıklarını artırıyor.) [İsra 60]

İmtihan rüyada olmaz, uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamaz, kâfirler, hep birlikte isyan etmez, Müslüman görünen münafıklar, böyle şey olmaz demezlerdi. Onları Müslüman sananlar da, bunları mürted oldu zannettiler. Onun için bazı kitaplarda, (Mirac olayı, bir çok kişinin mürted olmasına sebep oldu) diye yazar. İnançları sarsan bir olay olmasaydı, Hazret-i Ebu Bekir de, inkâr fırtınası içinde, Resulullahın miracını tasdik etmezdi. Allahü teâlâ, bu tasdikinden dolayı Resulü Muhammed aleyhisselam vasıtası ile ona Sıddık ismini verdi. Burada sıddık, sözünde ve imanında çok doğru olan demektir. Ebu Bekri Sıddık, Resulullahın Miracını ilk tasdik edenlerden olduğu için yüksek derecelere kavuştu, Peygamberlerden sonra insanların en üstünü oldu. Allah’a ve Resulüne iman edip, Onların sözünü tasdik etmek müminlerin alametlerindendir. Bir âyet meali:
(Müminler, “İşittik, itaat ettik [Allah ve Resulünün sözlerini beğendik, kabul ettik]” derler, işte kurtuluşa erenler bunlardır.) [Nur 51]

İsra suresinin 60. âyet-i kerimesinde bildirilen fitne [imtihan] hâlâ devam ediyor, aklını ölçü alan mutezile kafalı kimseler, böyle bir mucizeye akıl erdiremedikleri için, Miracı bir türlü kabul edemiyorlar. Evet olay çok büyüktür, bir mucizedir, insanların yapması imkansızdır, ama bunu Allahü teâlâ yapıyor. Onun kudretinden hiç şüphe edilir mi?

Kâfirlerin telaşı ve soruları
Bu gidip gelmek, gayet kısa zamanda oldu. Geldiğinde, mübarek yatakları henüz sıcak idi. Gelince, nasıl gidip geldiğini anlattı. Burak’la Mescid-i Aksa’ya gittiğini, oradan gökleri geçerek Cenneti Cehennemi ve daha başka yerleri gezdiğini söyledi. Dönüşte yolda, develi yolcular gördüğünü, bir devenin ürküp yıkıldığını söyledi. (İnşallah çarşamba günü Mekke’ye gelirler) buyurdu. Kâfirler bu olayı işitince inkâr edip, “Akla zıttır, mümkün değildir” dediler. “Bu iş burada bitti, mal, mülk, saltanat verdik, davasından vazgeçiremedik. Ama artık ondan kurtulduk” diye sevinçlerinden oynamaya başladılar. Birkaçı hemen Hazret-i Ebu Bekir’in evine geldi. Çünkü onun akıllı, tecrübeli, hesaplı bir tüccar olduğunu biliyorlardı.

Kapıya çıkınca hemen sordular:
"Ey Ebu Bekir, sen çok kere Kudüs'e gittin geldin, iyi bilirsin. Mekke'den Kudüs'e gidip gelmek ne kadar zaman sürer" dediler. Hazret-i Ebu Bekir, "İyi biliyorum, bir aydan fazla" dedi. Kâfirler bu söze sevindiler. “Akıllı, tecrübeli adamın sözü böyle olur” dediler. Gülerek, alay ederek ve Hazret-i Ebu Bekir'in de kendi kafalarında olduğuna sevinerek, "Senin efendin, Kudüs'e bir gecede gidip geldiğini söylüyor, artık iyice sapıttı" diyerek, Hazret-i Ebu Bekir'e sevgi, saygı ve güven gösterdiler.

Hazret-i Ebu Bekir, Resulullah efendimizin mübarek adını işitince "Eğer O söyledi ise, inandım. Bir anda gidip gelmiştir. O, gerçek söyler. Ondan yalan sâdır olmaz" diyerek içeri girdi. Kâfirler neye uğradıklarını anlayamadılar. "Vay canına, Muhammed ne yaman büyücü imiş. Ebu Bekir’e sihir yapmış" diyorlardı.

Hazret-i Ebu Bekir hemen giyinip, Resulullah efendimizin yanına geldi. Büyük kalabalık arasında yüksek sesle, "Ya Resulallah! Miracınız mübarek olsun! Allah’a sonsuz şükürler ederim ki, bizleri, senin gibi büyük Peygambere hizmetçi yapmakla şereflendirdi. Parlayan yüzünü görmekle, kalbleri alan, ruhları çeken tatlı sözlerini işitmekle nimetlendirdi. Ya Resulallah! Senin her sözün doğrudur, inandım. Canım sana feda olsun" dedi.

Kâfirler bu hâle çok kızdı. Müminlerin kuvvetli imanına, Peygamberin her sözüne hemen inanmalarına, Onun çevresinde pervane gibi toplanmalarına dayanamadılar. Peygamber efendimiz daha önce Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı görmemişti, bunu kâfirler de bildiği için, Resulullahı mahcup, mağlup etmek için, imtihan etmeye yeltenip dediler ki:
“Sen Kudüs’e gittim diyorsun. Söyle bakalım! Mescidin kaç kapısı, kaç penceresi var?”
Resulullah hepsine cevap verirken, Hazret-i Ebu Bekir, “Öyledir ya Resulallah, aynen öyledir ya Resulallah” derdi. Çünkü Hazret-i Ebu Bekir, tüccardı, Kudüs’ü Mescid-i Aksa’yı iyi biliyordu, çok gidip gelmişti. Kâfirlerin kendileri de oraları çok iyi biliyorlardı. Bu bakımdan kâfirler, “Yanlış söylüyorsun” diyemiyorlar, inat için dahi olsa, Resulullahın cevaplarını inkâr edemiyorlardı.

Resulullah efendimiz, edebinden, hayasından karşısındakinin yüzüne bile bakmazdı. Mescid-i Aksa’nın kaç penceresi olduğunu bilmiyordu. Daha sonra bu olayı şöyle anlattı:
(Mescid-i Aksa’da etrafıma bakmamıştım. Sorduklarını görmemiştim. Kureyş beni yalanlayınca, o anda Cebrail aleyhisselam, Mescid-i Aksa’yı gözümün önüne getirdi. [Televizyon gibi] görüyor, sayıyordum. Sorularına, hemen cevap veriyordum.) [Buhari]

Çarşamba günü güneş batarken, Resulullahın bahsettiği kervan Mekke’ye geldi. Kervandakiler, fırtına eser gibi olduğunu, bir devenin yıkıldığını söylediler. Bu hâl müminlerin imanını kuvvetlendirdi. Kâfirlerin düşmanlığını artırdı.

Kur’an-ı kerim âyetlerinin inmesi, mucizelerin görülmesi müminlerin imanlarını kuvvetlendirdiği gibi, kâfirlerin de düşmanlıklarını artırırdı. İki âyet meali:
(Müminler, Allah anılınca kalbleri ürperen, âyetler okununca, imanları artan [kuvvetlenen] ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.) [Enfal 2]

(Andolsun ki, sana Rabbinden indirilen âyetler, onların [kâfirlerin] çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır.) [Maide 64]

Hazret-i Hızır ve Musa aleyhisselam
Bir kimse, ilim tahsil etmeden marifet ve keramet sahibi olabilir. Kur’an-ı kerimde, Kehf suresinin 60. âyet-i kerimesinden 82. âyetinin sonuna kadar anlatılan olayda, ilm-i ledünniden, bâtın ilminden bahsedilmektedir.

Kıssa özetle şöyledir:
Hazret-i Musa, “Ya Rabbi, benden âlim olan ve bâtın ilmini bilen zatı nerede bulurum?” diye sordu. Allahü teâlâ da, “Ya Musa, yola çık, çantana koyduğun balık canlanıp denize gittiği yerde, o zatı bulursun” buyurdu. Hazret-i Musa, Hazret-i Yuşa ile yola çıktı. Bir pınarın yanına oturdular. Bu pınar âb-ı hayat idi. Bu suya dokunan ölü canlanırdı. Bu sudan bir damla balığa değince, balık canlanıp denize gitti. Hazret-i Yuşa bunu gördü ise de söylemeyi unuttu. Hazret-i Musa sorunca, hatırlayıp balığın canlanıp denize gittiğini söyledi. Geri dönüp oraya gelince, o zatı gördüler. Hazret-i Musa, “Bana bâtın ilmini öğretir misin?” dedi. O zat, “Allahü teâlânın bana öğrettiği ilmin hepsini sen bilmezsin. Bilmediğin için de yaptıklarıma sabredemezsin” dedi. Hazret-i Musa, “İnşallah beni sabredenlerden bulursun” dedi. O zat, “Ya Musa, tuhafına gitse de, yaptıklarımdan bana bir şey sormayacaksın” dedi.

Üçü bir gemiye bindiler. Gemiciler, bunların iyi kimseler olduklarını anlayarak para almadılar. O zat, geminin bir tahtasını söktü. İçeri su girmeye başladı. Hazret-i Musa, “Gemiciler, bize iyilik etti, para almadı. Sen de bunları denizde boğacaksın” dedi. O zat, “Hani bana karışmayacaktın?” dedi.

Gemiden inince, sahilde oynayan çocukları gördüler. O zat, çocuklardan birini öldürdü. Hazret-i Musa, “Çocuğun günahı neydi?” demekten kendini alamadı. O zat, “Yine işime karıştın” dedi.

Antakya’ya uğradılar. Kimse yemek vermedi. O zat, yıkılmak üzere olan bir binanın koca duvarını bir eli ile tutup doğrultuverdi. Hazret-i Musa, “Bunu ücretle yapsaydın, bir ekmek parası çıkarırdık” dedi. O zat, “Artık ayrılma zamanımız geldi. Çünkü üç defa işime karıştın” dedi. Hazret-i Musa, “Bunların hikmeti nedir?” dedi. O zat, “Bunları Allahü teâlânın emri ile yaptım. Gemiciler on kardeşti. Geminin kazancı ile geçiniyorlardı. Bir derebeyi, sağlam gemileri zorla alıyordu. Bu geminin arızalı olduğunu duyunca almaktan vazgeçecekti. Biz de iyiliğe iyilik etmiş olduk.

Günahsız çocuğa gelince, bunun ana babası salih idi. Çocuk büyüyünce, küfre zorlayarak onlara zulüm ve işkence edecekti. Bunun yerine neslinden 70 Peygamber meydana gelecek hayırlı bir evlat vermesi için dua ettim.

Doğrulttuğum duvar, öksüzlere aitti. Babaları duvarın altına bir hazine saklamıştı. Duvarı düzeltmeseydim, yıkılıp hazine meydana çıkacak, eller alacaktı. Öksüzlere de bir iyilik etmiş olduk.

Kur’an-ı kerimdeki bu kıssa, bâtın ilmine sahip keramet sahibi kimselerin bulunduğunu açıkça bildirmektedir. Cenab-ı Hakkın ihsanı boldur. Dilediğine bu ilmi verir, onu marifet sahibi yapar.

Peygamber efendimiz Mirac'da Allahü teâlâyı gördü
Sual: Mutezile itikadında olan biri, (Peygamberimizin, Mirac’a gidince Allah’ı gördüğünü söylemek, Allah’a mekân isnat etmek olduğu için küfürdür. Bu bakımdan Mirac diye bir olay yoktur) diyor. Yanlış değil mi?
CEVAP
Evet, kesinlikle yanlıştır. Mekân isnat etmekle ilgisi yoktur. Burada iki sual var: 1- Mirac hak mıdır? 2- Allahü teala ile bir yerde konuşmak ona mekân tayin etmek mi olur?

1- Resulullah efendimiz, Mirac'ta mekânsız, zamansız, cihetsiz, sıfatsız olarak Allahü tealayı gördü. Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliğiyle Mirac’ın hak olduğunu bildiriyorlar. Kavl-ül-fasl kitabında deniyor ki: İsra sûresinin ilk âyet-i kerimesinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden, nice harika olaylardan bazılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselamı Mekke’den Kudüs’e götürdüğünü bildiriyor. İsra kelimesi rüya için kullanılmaz. Uyanıkken, gece yürümek mânâsında kullanılır. Yine buyuruldu ki:
(Sana [Mirac’da] gösterdiğimiz temâşâyı insanlar için bir fitne kıldık.) [İsra 60]

Fitne yani imtihan, uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazret-i Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı.

Resulullah'ın "sallallahü aleyhi ve sellem" Mekke’den Kudüs’e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise sapık olur. (Bahr)

Mekke’den Kudüs’e ancak bir ayda gidip gelinebilir. Kısa bir anda Mekke’den Kudüs’e varıp gelmek ancak Allahü teâlânın kudretiyle olur. Buna inanıp da, daha uzaklara gittiğine inanmamak, Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeyi gerektirir. İşte mezhepsizlerin anlamadığı husus burasıdır. Allahü teâlâ dilerse niçin olmasın? Peygamber efendimiz, (Göklere ve daha uzaklara gidip geldim) buyuruyor. Bunu inkâr etmekteki maksat nedir? Gayrimüslimler, İslamiyet’i yıkmak için böyle konularda yerli maşalarını kullanıyorlar.

2- Zaman ve mekân mefhumu mahlûklar yani insanlar içindir. Yaratan yani Allahü teâlâ için değildir. Zamanları, mekânları her şeyi o yaratmıştır. İnsanlara göre olan “ezel” ile “ebed”i birleştirip Cenneti Cehennemi insanlarla nasıl doldurduğunu Habibine göstermiştir. Şimdi Cehennem boşken, ezel ile ebed birleşince, Resulullah efendimiz, "sallallahü aleyhi ve sellem" Cehenneme girenleri görmüştür. Allahü teâlâyı, Cenneti ve Cehennemi âhirete giderek görmüştür.

Zaman, insanlar içindir
Allahü teâlânın kullarının cennetlik veya cehennemlik olmasını bilmesi de böyledir. (Allah ileride ne olacaksa bilir) demek insanlara anlatmak içindir. Yoksa Allahü teâlâ için zaman diye bir mefhum yok, ilerisi gerisi diye bir şey yok. Gelecek ve geçmiş, insanlar içindir. Allahü teâlâ hepsini bir anda görüyor, biliyor. An kelimesi de Allah için söylenmez, ama başka kelime olmadığı için böyle söyleniyor.

Bid’at ehli bazı kimseler, Peygamber efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdiremiyorlar. Bir kısmı da hâşâ (Mirac'ı kabul etmek, Allah’a mekân tâyin etmek olur) diyerek Mirac’ı inkâr ediyor. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselamla Tur Dağı’nda konuşmuştur. Tur Dağı Allah’ın mekânı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de, Allahü teâlâyı, nasıl olduğu anlaşılmadan görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekânı değildir. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir. Nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur.

Cesed beden demektir
Sual: S. Ebediyye kitabında deniyor ki:
(Ehl-i sünnet vel-cemaat âlimleri buyurdu ki, miracda, ruh ve cesed birlikte olarak, Mekke-i mükerreme’den Kudüs’e ve oradan, yedi kat göke ve sonra Sidre denilen yere ve Sidre’den Kâbe kavseyn makamına, uyanık olarak, gece, bir anda götürülmüş ve getirilmiştir.)
Cesed, ruhsuz bedene denmiyor mu? (Ruh ve cesed birlikte) demek yerine, (Ruh ve beden birlikte) demek gerekmez mi?
CEVAP
Bazı kelimelerin birkaç mânâsı olur. Bu da cümledeki durumuna göre mânâsı değişir. Örnek verelim:

Harç kelimesinin birkaç manası vardır. Mesela maliyede harç demek, vergi demektir. İnşaatta, su, kum karıştırılmış çimento demektir. Ziraatta, gübre karıştırılmış toprak demektir. Mutfakta da harç vardır: Köfte harcı, dolma harcı gibi. Maliyenin harcı, çimento değildir. Ziraattaki harç, vergi değildir. Mutfaktaki köfte harcı da, vergi veya çimento değildir.

Piyasada birçok Osmanlıca sözlük vardır. Hepsinde de cesed için; ten, gövde, vücut, beden, ruhsuz vücut diye yazar. Ruh ve cesed kelimeleri birlikte kullanılınca, ruhsuz yani ölü beden anlaşılmaz. Ölünün cesedi soğuktur denirse, ruhsuz beden olduğu anlaşılır. Cesedin çoğulu ecsaddır. Cesedler, cisimler, tenler, vücutlar demektir. Mesela madde âlemine, âlem-i ecsad denir.

Bir de cümlenin sonunda, (Uyanık olarak, gece, bir anda götürülmüş ve getirilmiştir) deniyor. Uyanık dendiği için de, ölü denmediği, canlı olarak götürüldüğü pek açıktır...

Mucize ve Keramet haktır

Sual: Mucize ve kerameti inkâr eden kâfir olmaz mı?
CEVAP
Mucizeyi de kerameti de yaratan Allah’tır. Bunu inkâr eden kâfir olur.
Mucize, peygamber olduğunu söyleyen kimsenin, doğru söylediğini bildiren şeydir.

Mucizeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Her şeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Allahü teâlâdan başka yaratıcı yoktur. Şu kadar ki, bu dünyanın ve dünya işlerinin düzgün olması için, Allahü teâlâ, her şeyin yaratılmasını sebeplere bağlamıştır. Bir şeyin yaratılmasını isteyen kimse, o şeyin sebebini kullanır. Sebeplerin çoğu, düşünmekle, tecrübe ile, hesapla bulunacak şeylerdir. Bir şeyin sebebi yapılınca, Allahü teâlâ, o şeyi, dilerse yaratır. Mucize ve keramet böyle değildir. Allahü teâlâ bunları sebepsiz olarak, harika olarak yaratır. Sebebe yapışmak, Allahü teâlânın âdetine uymaktır. Allahü teâlânın sebepsiz yaratması, âdetin haricine çıkmak olur, harika olur.

Mucize, yalnız Peygamberde hasıl olur. Başkasında hasıl olmaz. Herhangi bir kimseyi övmek için (Mucize yaptı) demek, (Mucize olarak kurtuldu) demek, Onun Peygamber olduğunu söylemek olur. Bunda niyete bakılmaz söze bakılır. Herhangi bir kimseye peygamber demek küfür olur. Söyleyenin imanı gider. Allahü teâlâdan başkasına yaratıcı demek, (falanca yarattı) demek de böyledir. Müslümanlar, böyle tehlikeli şeyler söylememelidir.

İnsanların bütün işleri, âdet-i ilâhiyye içinde meydana gelir. Allahü teâlâ, âdetini bozarak, sebepsiz şeyler de yaratır. Bunlar Peygamberlerden meydana gelirse Mucize, evliyadan meydana gelirse Keramet, diğer müminlerden meydana gelirse Firaset, fâsıklardan meydana gelirse İstidrac, kâfirlerden zuhur ederse Sihir denir.

Kur’an-ı kerim ve Harikalar
Her müslümanın Kur’an-ı kerime inanması şarttır. Bir âyetinden bile şüphe eden müslüman olamaz. Kur’an-ı kerimde birçok mucize ve keramet bildirilmiştir. Mesela:
Hazret-i Davud’un elinde demir, hamur gibi yumuşardı. (Sebe 10)

Cinler, kuşlar ve rüzgar Hazret-i Süleyman’ın emrinde idi. Erimiş bakır sel gibi aktı. (Sebe 12, Neml 17)

Dağlar ve kuşlar Hazret-i Davud’a boyun eğdi. (Enbiya 79)

Hazret-i İbrahim’i ateş yakmadı. (Enbiya 69)

Hazret-i İbrahim’in kestiği dört kuş dirildi. (Bekara 260)

Hazret-i Yunus’u balık yuttuğu halde, zarar gelmeden kurtuldu. (Saffat 139-145)

Firavun, Hazret-i Musa’ya, (Peygamberlik sözünde doğru isen haydi bir mucize göster) demişti. Hazret-i Musa da, asasını yere bırakınca, hemen bir ejderha oluverdi. (Araf 106)

Hazret-i Musa’nın asası yılan olup, sihirbazların sihrini bozarak, gösterdikleri şeyleri yuttu (Taha 69) [Kâfirlerin sihir ile harika şeyler yaptığı bu âyetten de anlaşılmaktadır.]

Hazret-i İsa beşikte iken konuştu. Elindeki çamurdan şekle üfleyince, canlı kuş oldu. Körleri iyi etti. Ölüleri diriltti. (Maide 110, A. İmran 49)

Hazret-i Zekeriya, Hazret-i Meryem’in yanında yazın kış, kışın ise yaz meyveleri görürdü. (A.İmran 37)

Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf, iki aylık mesafedeki Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirdi. Hazret-i Süleyman, (Bu Rabbimin bir lütfudur) dedi. (Neml 40) [Hazret-i Süleyman’ın veziri peygamber olmadığı halde, bu kerameti göstermiştir.]

Eshab-ı kehf, yiyip içmeden, 309 yıl uykuda kaldıktan sonra uyanmışlardır. Kur’an-ı kerimde bu olay için, (İşte bu, Allah’ın âyetlerinden [kudretini gösteren delillerden biri]dir) buyuruldu. (Kehf 17)

Hazret-i Hızır’ın harikası, sepetteki pişmiş ölü balık canlandı. (Kehf 63) [Bazı âlimlere göre Hazret-i Hızır, nebi değil velidir. Veli ise, gösterdiği harikalar mucize değil keramettir.]

Ay ikiye ayrılınca, kâfirler, Resulullah için (Bize sihir yaptı) dediler. (Kamer 1,2)

Resulullah, Mescid-i Aksaya ve bilinmeyen yerlere bir anda gidip geldi. Mirac hadisesi. (İsra 1)

Mucizeler de Allah tarafından meydana gelir, fakat kâfirler inanmaz. (Enam 25, 109)

Peygamberlerin, elinde meydana gelen mucizelerin yaratıcısı da Allahü teâlâdır. (Hazret-i İsa, ölüleri diriltirdi) demekle ona yaratıcılık vasfı verilmiş olmuyor. Yine Allah yaratıyor. Nitekim, Allahü teâlâ, peygamberlerine verdiği mucizeleri bildirdikten sonra (Bunları yapan biziz) buyuruyor. (Enbiya 79)

Cin suresinin son âyetlerinin tefsirinde (Allahü teâlâ bazı gaibleri, gizli sırları peygamberlerine bildirir, onların gaibden haber vermeleri mucizedir) buyuruluyor. (Medarik)

Hazret-i Ali anlatır:
Resulullah efendimizle gezerken rastladığımız her ağaç ve her taş, (Esselamü aleyke ya Resulallah) derdi. (Tirmizi)

Bir köylü, yakaladığı keleri Peygamber efendimize göstererek, (Bu hayvan senin peygamberliğini tasdik etmedikçe, inanmam) dedi. Keler de, şehadet etti. (Beyheki)

Birçok deve ve geyik konuşup Peygamberimizi tasdik etmiştir. (Nesai)

Bir çoban, bir kurdun konuştuğunu duyunca hayret etti. Kurt, çobana, (Ey çoban, Muhammed aleyhisselam hak peygamberdir) dedi. Çoban, Resulullahın huzuruna gelip, kurdun söylediklerini anlatınca, (Kurt doğru söyledi, hayvanların konuşması kıyamet alametidir) buyurdu. (Taberani)

Resulullahın gelecekten haber veren çok mucizesi vardır. Mesela halife olacak zatlara, (Emir olunca şöyle yap) ve (Benden sonra, Ebu Bekir’e ve Ömer’e uyun) buyurmuştur. (Tirmizi)

Abdülgani Nablüsi hazretleri buyurdu ki:
(Evliyalığı inkâr etmek, dinin bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür. Evliya ve Peygamber, ne kadar yüksek olursa olsun kuldur. Hârika, keramet hasıl olmasında, kulların hiç tesiri yoktur. Her şeyi yalnız Allahü teâlâ yaratmaktadır. Ancak Allahü teâlâ, Peygamberlerini ve evliyasını başka kullarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet ve mucize gibi harikaları, nimetleri bu zatlara ihsan etmiştir.) (Hadika)

Kaynak: dinimizislam


Yüz Tanıma Teknolojisi

 Udentify, perakende sektörü dikeyinde yüz tanıma teknolojisini kullanarak müşteri satın alma alışkanlıklarını ve Pazar Analitiğini ölçümleyen iş zekası çözümüdür. Fiziksel ortamda müşteri tercihleri ve pazar analitiği verisi toplanmasını sağlar. Müşterinin yaş ve cinsiyet gibi demografik bilgileri tespit edilir. Mağazaya giren müşterilerin reyonlarda geçirdiği sure, etkileşime geçtiği ürünler, satın alma yaparken izlediği rota verileri tutulur. Veri madenciliği teknolojisi ile bu veriler anlamlandırılır  ve mağaza yöneticisine her yaş ve cinsiyetteki kullanıcının farklı saat aralıklarında en çok izlediği yol, reyonlara ve kategorilere gösterilen ilgi, en çok beğenilen ürün grupları, mağaza alan verimliliği, yoğunluk olan bölgeler (ısı haritası), personal verimliliği, kasa önü sıra kontrolü gibi büyük veri hizmeti sunulur.

Yüz  Tanıma Teknolojisi


 Tüketici içgörüsü ve satın alma alışkanlıklarının anlamlandırılması sonucu ortaya çıkan veri mağazalara müşteri talebini doğru algılama ve kişiselleştirilmiş pazarlama stratejisi oluşturma imkanı verir. Günümüz rekabetinde müşteriler markalardan onları anlamalarını ve sadece ilgilendiği ürünleri karşısına çıkarmalarını bekliyor. Tüketicilerin %61’i kendisine özel önerilen ürünleri almaya daha istekli davranıyor, %75’i ise satış temsilcisinin önerilerinin satın alma kararlarını etkilediğini dile getiriyor.

 Tüketici talebi doğrultusunda oluşturulan koleksiyonlar ve ürün portföyleri daha arzulanan satışlar elde etmenin ilk kuralıdır.  Markalara müşteri deneyimini iyileştirerek daha bağlı kullanıcılar elde etmelerini sağlar.

 Organize perakendeciler günümüzde müşteri deneyimini arttırmaya yönelik bütün startejilerini deneme yanılma üzerine kuruyor. Mağaza tasarımı değişikliğinde satışların artışı ya da azalışı yöneticiler için belirleyici etken olarak göze çarpıyor. Udentify ise müşterilerin ilgi gösterdiği ve etkileşime girdiği ürün gruplarının tespitini yaparak perakendecilere yanılma payı olmadan satışlarını arttırma ve daha bağlı müşteriler yaratma olanağı veriyor. Markanın bir bölgedeki mağazasında büyük beden gömlek reyonunda müşterilerin daha çok zaman geçirmesi ve gömlekler ile etkileşime geçmesi bu ürün grubuna olan ilgiyi gözler önüne serer. Perakendecilere ise beğenilen ürün grubunun kapladığı alanı ve bu ürün portföyündeki çeşitliliği arttırması gerektiğinin sinyalini verir. Çeşitlendirilmiş ve önem verilmiş ürün koleksiyonları daha yüksek karlılık ve satış oranlarına işarettir.

 Satış sorumluları ise günümüz mağazacılığında düzenleme yapmaktan, asıl işi olan müşteriye yardım etme görevini ikinci plana atmaktadır. Udentify ile mağaza sorumluları temsilcilerin bulunduğu bölgede geçirdiği süreyi ve yardım ettiği müşteri sayısını tespit edebilirken bu veriler ışığında çalışanının verimliliğini gerçek zamanlı denetleme fırsatına sahip olur.
 Udentify, özel günlerde ya da yoğun saatlerdeki müşteri yoğunluğunu tahmin ederek operasyon planlamasını kolaylaştırır ve karışıklığı önler.


 Veriye dayalı yönetim modeli birçok sektörün geleceği olacaktır. Udentify ile organize perakende sektörünün geleceğine şimdiden hoşgeldiniz.

Kaynak ve detaylı bilgi için >>  Hakkımızda  http://udentify.co/hakkimizda.html

ALMANCA TERCÜME

Almanca dünyamızda yaklaşık 120 milyonun üzerinde kişi tarafından anadil olarak konuşulmaktadır. Almanca tercüme şehrimizde oldukça gereklidir. Almanya ve Avusturya’nın tamamında, İsviçre, Lüksemburg, Liechtenstein ülkelerinin bir bölümünde ana dildir.

Almanya, Türkiye için her dönemde ticari ilişkiler, ithalat ve ihracat alanında daima en çok işlemin gerçekleştiği ülke olmuştur ve yakın gelecekte de hep böyle olması beklenmektedir.  Almancaözel ders anlamında istanbul'da büyük bir açık vardır.Almanya dünya ekonomisine de çok ciddi önemli katkılarda bulunan önemli markalara da sahiptir. Mercede, Bmw, Audi bunlardan sadece birkaçıdır.

Ayrıca, çeşitli nedenlerle ülkemizi en çok ziyaret eden ve en çok tatil yapan ülke vatandaşları Almanlar olmaktadır. Özellikle güney yörelerimizde, turizm alanında en geçerli dildir. Bu sayede birçok ticari alanda başarılı olmak için, Almanca konuşma çok büyük bir ayrıcalıktır.

Almanya, bilim ve teknikte dünyanın en ileri gelen ülkelerindendir ve Almanca dünyada önemli bir kültür dilidir.Almanca tercüman önemli ihtiyacıdır. Goethe, Mozart, Beethoven, Freud, Einstein gibi çok önemli bilim adamı ve sanatçılar eserlerini bu dilde yazmışlardır. Dünya üzerinde basılan kitapların yaklaşık %10 ’u Almanca olarak yayınlanmaktadır.

Ayrıca bilindiği gibi Almanya’da pek çok vatandaşımız yaşamaktadır. Belirli bir temele sahip olarak, bu ülkede staj yapmak ve çok çeşitli teknik imkanlardan yararlanma olanağı vardır.Almanya da yaşayan vatandaşlarıkmız artık bir değil iki hatta üç kuşaktır almanya da yaşamakta ve burada artık yerli olmuşlarıdr. Vatandalarımız Almanya ya çok hizmet etmişler ve ülkemizi ve değerlerimizi en dogru en guzel şekilde temsil ederek hepimizi gururlandırmıslardır.

Almanca özel ders olarak öğrenilmesi gereken dünyaca ünlü en gerekli dillerden biridir. Bu anlamda sizlere de şiddetle Almanca özel ders eğitimlerini tavsiye ederim. kŞimdilik bu kadar yeterli . Tekrar görüşmek üzere.

ALMANCA TERCÜME

Casus Telefon

Bildiğiniz gibi iş hayatında her daim rekabet söz konusudur ve rekabet ortamında çeşitli olumsuzluklarla karşılaşmak olası bir durumdur. Bunlardan ilk sırada gelen ise sektöründe başarılı bir konuma sahip firmanın çalışanlarının yeteri kadar iş ahlakına sahip olmayışı ve firmadan dışarı bilgi sızdırarak maddi kayba yol açacak bir tutum sergilemesidir. Eğer çalışanlarınızdan ya da iş ortağınızdan yana böyle bir endişeniz varsa bu aşamada probleminizi konuşarak çözmeniz tabi ki yersiz bir hamle olacaktır. Bunun yerine kullanımını tercih edeceğiniz Casus Telefon, istediğiniz tüm bilgilere kolayca erişmenizi sağlayacaktır. Bugün teknolojinin gelişmesiyle insanların pek çok noktada ihtiyaç duyacağı programlar tasarlanmış ve bu programlar çok yönlü özelliğe sahip olmasıyla da etkin bir çözüm yolu olarak kullanıcılarına sunulmuştur. İş hayatınızda merak ettiklerinizi Casus Telefon Yazılımı ile oturduğunuz yerden öğrenebilir ve hızlı şekilde almanız gereken önlemleri alarak ciddi kayıpları engelleyebilirsiniz. 

Casus Telefon


Programda yer alan 200’ü aşkın özellik bulunmaktadır. Bunlardan en çok işinize yarayacak olan ortam dinleme, sesli arama dinleme, yer tespiti, şifrelere ulaşım, resim galerisi görüntüleme, not defteri ajanda gibi uygulamalara erişim, kamera açma ile resim çekebilme, SMS ile mail görüntüleme gibi avantaj içeren özelliklerle işletmenizde arkanızdan çevrilen işleri kolayca öğrenebileceksiniz. Bunun yanı sıra Telefon Dinleme uygulamasını kullanmak isteyenlerin aklına takılan hususlardan biri hedef kişinin başka bir sim kartı varsa takip nasıl yapılacak? Sorusundan oluşmaktadır. Kullanıcı hedef telefona yazılımı yükledikten sonra yazılım telefonun kendisine yükleneceği için sim kart değişikliğinde anında SMS ile bilgi verilir ama takibinizi engelleyici bir unsur oluşmaz. Yani hedef kişi sim kart değişikliği yapsa dahi takibiniz aynı şekilde gizlice çalışmasını sürdürür ve sürekli tarafınıza bilgi mesajları gelir. 

Bu sayede birlikte çalıştığınız kişiler üretimden çalıyor mu? Sizin bilginiz olmadan firmanız üzerinden başka bir iş çevriliyor mu? Gibi aklınızda dönüp dolaşan kuşkulardan kurtulabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey uygun bir zamanda Casus Telefon programını hedef belirlediğiniz kişinin android ile ios tabanlı cep telefonuna yüklemek ve özellikleri aktif hale getirmek olmalıdır. Bu aşamadan sonra program kesinlikle kendini belli etmeyecek profesyonellikte çalışacak ve hedef kişinin her aktivitesini tarafınıza bilgi mesajı olarak eş zamanlı şekilde iletecektir. Sesli görüşmeleri canlı şekilde dinleyebilir, isterseniz de kayıt altına alarak daha sonra inceleyebilirsiniz. Ortağınızın firma dışındayken neler yaptığı, nereye gittiği ve kimlerle görüştüğü gibi hususları, Telefon Dinleme yazılımının ortam dinleme ile yer tespiti özelliğini kullanarak ortaya çıkarabilirsiniz. Ulaşacağınız bilgiler dahilinde çalıştığınız kişileri eleyebilir, en önemlisi firmanızın daha çok zarar etmemesi adına gerekli önlemleri alarak kendinize kısa sürede bir düzen oluşturabilirsiniz. Bunun için zaman kaybetmeden teknolojinin gücünden faydalanmanız ve kendinizi garantiye alarak hareket etmeniz yeterli olacaktır. 

Daha Fazla Bilgi İçin : www.casus-bocek.com

Burun Estetiğinden Sonra Beklentiler

Estetik operasyonlar günümüzde büyük gelişme gösterdiler. Hemen hemen herkes vücudunda beğenmediği bir bölümü değiştirmek veya düzelttirmek üzere bu tipte operasyonları yaptırıyorlar. Burun ise estetik operasyonlar için en çok tercih edilen bölgelerden birisi. Bunun nedeni burnun yüz üzerinde çok önemli bir etkisinin olmasıdır diyebiliriz. İzmir burun estetiği klinikleri günümüzde İzmir ve ülkemizin diğer illerinde ikamet eden ve estetik operasyon yaptırmak isteyen kişilere en üst düzeyde seçeneklerle estetik operasyonları yaptırma imkanını tanıyor. Üstelik İzmir ilindeki kliniklerde fiyatların da diğer illere göre çok daha ideal olduğunu söylemek de mümkün. Biz sizlere bu yazımızda burnunuzda estetik operasyon yaptırmanızın ardından beklentilerinizin ne şekilde olması gerektiği hakkında bilgiler aktarmaya çalışacağız.

Bildiğiniz üzere estetik operasyonları yaptırırken kişilerin beklentilerinin ne seviyede olduğunun da operasyonun başarısında payı büyük. İster nefes alma problemleri gerekçesiyle ister de, estetik kaygılar nedeniyle bu operasyonu yaptırıyor olun. Beklentilerinizin gerçekçi seviyelerde olması büyük önem taşıyor. Aksi halde harcadığınız paralara değmiyor diyebiliriz. Ucuza kaçmaya çalışarak burunda yaptırılan estetiklerde ise kişilerin ilk hallerinden daha da kötü hallere dönüşmesi de söz konusu. Bu noktada mutlaka ideal kliniği, ideal ücretlerle tercih etmenizde fayda olduğunu söyleyebiliriz.

Estetik Operasyon Ardından

Estetik operasyonların ardından, operasyonun şiddetine göre işinizden birkaç gün ile birkaç hafta arasında izin almanız gerekiyor. İzmir burun estetiği 2016 yılı için işe veya normal hayata dönme sürelerinin daha az olduğunu duyuruyorlar. Bunda gelişen cerrahi tekniklerin payı büyük diyebiliriz. Tabi burun estetiği türü estetiklerde estetiğin şiddeti büyük önem taşıyor. En basitinden burnunuzun ucundaki bir düşmeyi kaldırmak üzere estetik yaptırıyorsanız bu durumda 1-2 gün içerisinde dahi normal hayatınıza geri dönmeniz söz konusu. Bununla birlikte burnunuzun kırılmasının, kemerli bölümünde değişimlerin yapılmasının gerektiği operasyonlarda ise süreç gittikçe uzuyor diyebiliriz.

burun estetiği


Nelere Dikkat Etmek Lazım

Burun estetiği yorumlar türü aramalar sayesinde estetik operasyon yaptırmadan önce dikkat etmeniz gerekenler hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Biz sizlere bu bölümde mümkün olduğunca operasyon ardından etkinin nasıl olduğunu aktarmaya çalışacağız. Gözlerinizin ve burnunuzun etrafındaki bölgenin oldukça yumuşak bir hisse sahip olacağını ve yine aynı bölgenin birkaç gün boyunca akacağını söyleyebiliriz. Soğuk kompres yaparak söz konusu ağrıları ve akmaları minimuma indirmeniz mümkündür. Doktorunuz ek olarak ağrı kesiciler de yazabilir. Bu ağrı kesicileri kullanarak ve düzenli soğuk kompres uygulayarak etkileri minimuma indirebilir, ameliyatın ardından birkaç gün sonrasında rahatlık hissine sahip olabilirsiniz. Düzenli şekilde dikkat etmeniz halinde ise 10 ila 14 gün içerisinde hem şişkinliklerinizin hem de akıntılarınız durması söz konusu hale gelecektir. İzmir burun estetiği doktorları da ters bir durumda her zaman başvurabileceğiniz görüşlerini alabileceğiniz kaynaklardır diyebiliriz.

Son olarak, ameliyatın ardından geçen birkaç gün boyunca kafanızı dik bir pozisyonda tutmanız da gerekebilir. Normal aktivitelerinize dönmeniz ameliyatın şiddetine bağlı olarak birkaç gün ila birkaç hafta arasında sürebilir. İzmir burun estetiği fiyatları da doğrudan ameliyatın burnunuzda ne tür bir sorunu çözmek için uğraştığına bağlı değişim gösterecektir. Estetiğe karar vermeden önce diğer seçenekleri değerlendirdiğinizden de emin olun.