24 yıl önce keşfedilen gamma ışınları, bilinen ve bilinmeyen yönleriyle, bilim adamlarını hâlâ hayretler içinde bırakmaktadır.
Fotoğraf makinesi flaşlarına benzeyen ve yüksek enerjiye sahip bu ışınların patlaması, diğer bir ifadeyle yanıp sönmesi, ancak birkaç saniye sürmekte ve aynı yerde iki defa ortaya çıktıkları görülmemektedir.
Gama ışını patlamalarını inceleyen astronomlar yakın zamana kadar bunun Samanyolu içinden veya yakınlarından kaynaklandığına inanmakta ve sebeplerini bilememekteydiler. Ancak 1991 yılında fırlatılan bir uydu ile bu ışınların birçok sırları çözülmüş ve kaynağın Samanyolu olmayıp galaksimizden milyonlarca ışık yılı uzaklıkta olduğu tespit edilmiştir.
ABD'deki Compton Rasathanesi'nde son iki yıldır yapılan çalışmalarla, gamma patlamaları günde bir defadan, iki yılda yaklaşık 600 kez gözlenmiş ve gökyüzünü çapraz bir şekilde geçip havai fişeklerin kürevî bir şekilde açılması gibi parıltıların atmosferimizi kapladığı tespit edilmiştir.
Takip edilen havaî fişek benzeri simetrik görüntülerle, astronomlar, patlamaların kaynağının galaksimizin dışında, hatta görülen kâinatın sınırlarında olabileceğini düşünmeye başlamışlardır. Gerçekten de patlamalar Samanyolu'nun içinden kaynaklansaydı, dünyadan tespit edilen dağılımlarına ait görüntülerde çarpıklıklar görülecek ve galaksinin merkezine doğru yoğun bir yapı ortaya çıkacaktı.
İşte gamma ışını patlamalarının mükemmel bir şekilde simetrik dağılımı, kaynağın galaksimiz olmadığını göstermekledir. Çok uzaklardan gelmelerine rağmen bu şekilde parlak görülmeleri, bu ışınların ne kadar çok enerji taşıdıklarına dair kriter olarak değerlendirilmektedir. Yapılan tahminler, bir gamma ışını patlamasının 10 saniye içinde ürettiği enerjinin, güneşin 10 milyon yılda ürettiği toplam enerjiye eşit olduğunu göstermektedir. İşte bu kadar büyük bir enerjinin kaynağının ne olduğu bilim adamlarının cevaplamaya çalıştıkları önemli bir sorudur. Bu alanda yürütülen bir teoriye göre, nötron yıldızları veya daha yoğun haldeki kara delikler ışın patlamalarının sebebi olabilir. Enerjileri sona eren bazı yıldızlar çekim kuvvetinin tesiriyle küçülmeye başlarlar ve proton, elektron gibi yüklü parçacıklar uzaklaşır, geriye sadece yüksüz nötronlar kalır. Kütlesi ve çekim kuvveti son derece artan, bu hale gelmiş nötron yıldızına düşen bir nesne çok büyük enerji patlamalarına yol açar. Öyle ki bir avuç kumun dahi nötron yıldızına düşmesiyle milyarlarca tonluk dinamit patlamış gibi bir enerji ortaya çıkabilir. İşte iki nötron yıldızının çarpışması sonucunda da, bir gamma ışını patlamasında görülen enerjinin ortaya çıkması mümkün olabilir.
Etrafımızı görüp tanımada ışık ne denli öneme sahipse, kâinatın bilinmeyen derinliklerini tanımada da aynı öneme sahiptir. Bu ışınlar bir taraftan idrak edemediğimiz büyüklüğü ile kâinatta, taşıdıkları yüksek enerjiyi bir yerden başka bir yere taşıyarak yine bilemediğimiz dünyalarda enerji dengesini sağlamakta ve bu şekilde termodinamikteki entropi kanununun yürürlükte kalmasına vesile olmakta, diğer taraftan da insan olarak bize bilinmeyen dünyalardan, araştırmakla öğrenebileceğimiz bilgiler taşımaktadır.
Mehmet Güneş
ads
Hiç yorum yok: