-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads

Rüyada mıyız? Gördüklerimiz Hayal Mi?

 Bu konu biraz uzun olabilir belki saçma  bile gelebilir ancak aşağıda  açıklayacağım fikirleri ispatlama imkanı olmasa da hayal gücü güçlü olan insanlar beni anlayacaklardır.


1. Teori: Aslında Rüyadayız. 

Rüyadayız çünkü; ilk ne zaman uyuduğumuzu bilmediğimiz için (çünkü  uyuyan kişi uyuduğu o anı bilmez, ama uyandığını bilir ) rüyadayız evet  uyuduğumuz zaman kim bilir kaçıncı rüyaya uyuyoruz bilmiyoruz. Uyandığımızı  hatırlıyoruz ama rüyamızı hatırlamıyoruz genelde. Buna iF ailesi olarak  rüya için binlerce  rüyalara  giriyoruz  diyebiliriz.



Çok  uyuyan insan daha çok   rüya içinde rüyaya  girerken az uyuyan kişi de o nispette daha çok rüyada kalır ve bilinçli bir şekilde rüya aleminde olduğunun farkında olmadan rüyada dır.

Gördüğümüz olaylar, sıra dışı durumlar, acılar, sevinçler, mutluluk, evlilik,  boşanma, vs. bunların her birini zaman içinde insan unutuyor kısmen de olsa sanki rüya aleminde yaşamış  gibi.  Dön bak geçen senelere dün  gibi yada  bugünden az bir saat önceki  gibi  değil mi?


Dikkat ederseniz; hep ölenler başkaları olurken bir  türlü sen neden ölmedin? düşündün mü? belkide çoktan öldün haberin bile yok olabilir mi?

Neden olmasın: düşüncelerinizi düşündüğümde evet  zaten hep onlar ölecek diye düşünürken kendinizde ölümden korkarak bir türlü ölmeyişiniz ve aslında o korku ile her an ölüşünüz..



Ölüm değildir ki  gelen haber;  gelen bilesin ki ölenin haberidir. Yakınından biri ölür ya bir anda haberi gelir falanca kişi öldü diye duyarsın o anda bir şok geçirirsin. Daha dün konuşmuştuk dersin iyi insandı der geçersin ve hayatına devam. Sonra başka birinin ölüm haberleri dünya çapında ölenler binler ama sen hala ölmedin? Acaba o haber ölüm haberi senin ölümün mü? Düşündün mü bunu? Sen ne zaman öleceksin; mutlaka öleceksin işte o an uyanacak insan. Ölüm insanın uyanması ise, bu dünya rüya alemi olamaz mı?  (tabi bu sözlerim İslam'a ters ise uyarınız. Hata işlemekten günah işlemekten  ALLAH'A sığınırım.

Gök yüzüne baktığınızda ne görüyorsunuz? yıldızlar, bulutlar,  ay güneş, gezegenler vs. dünyanın tam tersinde ki yukarı baktığına göre  yukarı bakan o mu sen mi? yoksa aşağı bakıyoruz da haberimiz mi yok.

Zaten uzay boşluğunda isek yukarı aşağısı olur mu bilemem. yer küre vardır. Belki de yukarısı aşağısı, aşağısı yukarısıdır. Hem neye göre yukarı veya aşağı. Aya inildi mi? çıkıldı mı? gibi  düşünebilirsiniz.  Aya inildiyse, dünyaya çıkıldı mı? aya çıkıldıysa dünyaya inildi mi?

Kısacası; Ay mı  yukarda, dünya mı aşağıda, tersi olarak yukarıda olan dünya mı? yoksa aşağıda olan ay mı?

Güneş çok sıcak olduğu söyleniyor? Peki güneşe kadar kim gitti? nereden bilinebilir belki güneş buz kütlesi bize yanlsama veya hayal dünyamızda    rüyamızda sıcak oluyor ken, aynı zamanda  güneşten uzaklaştıkça sıcaklık  artar. Yaklaştıkça ise  insan  donar. 

Buna örnek olarak; yüksek dağlar üzerinde ki karlar ve yükseklerde her zaman hava  soğuk olur ve  güneş dünyaya yakın oldukça    hava  soğur. Uzaklaşınca  ısınır...

Güneş seninle benim  gördüğüm  gibi olduğuna emin misin? emin olmak için benim gözümle benimde senin gözünle bakmam gerekmez mi?

Yıldızlar evet kimbilir kaç milyar yıl önce ölmüş kara delik olmuştur ve ışığı yeni geliyor olamaz mı?

Hiç  yıldıza  giden var mı?  Gitmek imkansız zaten.. Manevi olarak gidenler elbette olabilir.

Bu dünya rüya dan ibaret değilse peki ölünce uyanmayı açıklayın. Bu dünya imtihan dünyasıdır. belki 1 sn bile   zaman geçirmedik  ama  80  yıllık insana sorsan dün gibi demesini de açıklayın.

Etrafınıza iyi bakın her şey sanki alemi  rüya da olduğunuzu vurguluyor ve sadece ve sadece  yegane tek sınırsız, sonsuz (tek, yegane) Büyük ancak (illa)  ALLAH (C.C)....

Bizler tabi ki varız   yok demiyorum. Ama nasıl varız, rüya hayatında ki gibi,  kimisi hayalinde kurduğu  bir dünyada yani herkes kendi dünyasında olabilir mi?  anne baba, eş dost,  hepsi kişinin rüyasında ki karakterler olsa mı gerek!

Bunlar derine  girdi bu kadar yeterli 1.  aşama  sonra devamı gelir.

2.  Teori: Aslında olan oldu hepimiz çoktan öldük:

Evet herşey oldu bitti, hepimiz sadece ALLAH (c.c)'ın bize verdiği vakit içinde neler yapmamız gerektiği için bir zaman dilimi ile ölüme  doğru yani uyanışa doğru  gidiyoruz.  Ve bu teori  hem rüya hem gerçek:

Nasıl mı?

Bilincimiz yerinde olarak uyku halinde olduğumuz  halde öldüğümüzde  uyandığımız anı düşünün. Daha ölmedik dimi ama. Ya çokta öldüysek ve bundan haberimiz olmadıysa; örnek olarak;  ana karnında ki   halimizi   hatırlamıyoruz!

Devamı gelir.... Mi? Allah (c.c) en iyisini bilir...

Kameralarda Güzel Çekim

 Kameralarda Güzel Çekim Nasıl Yapılır?


Siyah Madde ile kameralarda daha güzel çekim

Sİyah madde ile Çekim


Siyah bir madde ile çok fazla ışığı mekanizmasına çekerek ekstra siyah tabakaları ile bazı ışıkları yok edebilme özelliği ile daha iyi görünümlere olanak tanıyor.

Kamera


Surrey Nanosystems’in en yüksek dereceli görevlisi Ben Jensen, Independent’a, “tepeleri görmek istiyorsunuz ancak sanki orada hiçbir şey yokmuş gibi gördüğünüz şey yalnızca karanlık kocaman bir çukura benziyor. Bu çok garip geliyor,” diye açıklama yapmıştır.  Surrey Nanosystems’taki bilim araştırmacıları , Vantablack ismi ile anılan yeni bulunan siyah maddeyi çoğaltmak amaçlı İngiltere’nin Ulusal Fizik araştırma yeri  ve bir İngiliz firması  olan ABSL Space Products ile beraber  çalışmaktadırlar.

Diş içinde kök hücre keşfi

Diş içinde kök hücre keşfi Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda hücre gelişiminin tek yönlü olduğu bilinmekteydi. Kök hücre tek bir tür olarak gelişim gösterir yani kök hücre nöron ve glia denilen sinir dokusu oluştururlar. Bu yapılarda sinir hücrelerini oluşturur.

Ama bu işlemin tam tersi hiç düşünülmemişti. Yani sinir hücresinden nöron ve glia oluşturmak. Bu da hayret verici bir şekilde diş içerisinde oluştuğu keşfedildi. Bu keşif kök hücre üretimi için artık embriyo kullanımı yerine dişlerin kullanımına olanak sağlayacaktır. diş Araştırmacılar oluşan kök hücrelerin dişin tam orta tabakasında meydana geldiği ve bu kök hücrelerin kemik, kıkırdak ve dişe dönüştüğünü belirtiyorlar, fakat bu kök hücrelerin nereden geldiği konusunda henüz kesin bir şey söyleyemiyorlar. Eğer bunun nasıl oluştuğunu bulabilirlerse laboratuar ortamında da bu kök hücre oluşturma işlemi yapılabilecek. 

diş


 Araştırmacılar yaptıkları bir dizi deneyler sonucunda sinir dokularının diş eti boyunca ilerleyerek diş içine girdiğini tespit ettiler. Şimdiye kadar yapılan deneylerde bir hücrenin başka bir hücreye dönüşemeyeceği yönündeydi. Ancak bu keşifle birlikte bunun mümkün olduğu bulunmuş oldu. 

Kaynak: http://news.sciencemag.org/biology/2014/07/unexpected-stem-cell-factories-found-inside-teeth

Pil Ömrünün Kısa Olma Nedenleri

Pil Ömrünün Kısa Olma Nedenleri nelerdir


Pil Kapasitesi Azalmasına neden olan etken


Genel olarak pil ömürleri döngü içerisinde değişmektedir. Uzun süreli dayanıklılık söz konusu olmamakla birlikte sürekli bu döngü içinde  şarj etmemiz gerekir.




Artık daha  kaliteli pil üretimi konusunda bilim adamları pil kapasitesini artırma yönünde çalışmalarına hızla devam ediyor. Çok gelişmiş lityum-iyon pilleri  bile zaman geçtikçe ömürleri azalmaktadır. Çünkü buna neden olan durumu  bilmediğimiz için bu kapasitesine etki eden durumu düzeltmek içinde hiçbir şey yapamıyoruz. ABD Enerji Departmanı'nda yapılan yeni çalışmalar bu etkeni ortaya çıkardı. Bu çalışmalara göre sorun küçük, nano boyutlu kristallerde bulunduğunu bilim adamları çalışmaları sonucunda açıkladılar.

Düşünmek Düşünmeye Çalışmak.

Sen hiç Düşündün mü?


Düşünmek, insanın en önemli etkin özelliklerinden biridir. Tabi ki her insan düşünür ama neyi? Düşünmeyi başarmak aslında bir o kadar kolay olmasına rağmen bir o kadar da zor..

Her insan düşünür evet.   Düşünmeyen insan yok ama düşünmek gerek.  Neyi ne zaman niçin neden niye düşündüğünü bilmeden düşünmek sadede düşünmediğini düşünmekdir. Bir insana düşünme desen  mutlaka düşünür neyi düşünür neyi düşünmediği yada düşünmemeyi düşünür. Ancak amaç  düşünmektir.

Gerçek anlamda düşünmek için ilk önce düşünmeyi bilmek gerekir. Bu sebeple  bu yazımızda ilk aşama olarak neyi düşünmeyi düşünmeniz ve neden  düşündüğünüzü düşünmeniz gerek.

Bunun için ilk önce düşünmeyi düşününüz.  Ve neden düşünmeyi düşündüğünüzü düşünerek  asıl olan düşünmeniz gereken ney ise onu düşünmeniz ve sonra düşündüğünüzü  tekrar düşünmek ve sonuca ulaşmakiçin  tekrar tekrar düşünerek bu şekilde düşüşnceler birbirini kovalayarak sizi düşünmeye sevk edecektir.

Unutmayın düşünmek için düşünmek mutlaka şarttır.  yoksa hindi de düşünür..  Düşünmek evet ilk olarak  düşünmeyi düşünün... 


Düşünmek Düşünmeye Çalışmak.


Örnek olarak görselden  misal verelim.  Ne kadar güzel dimi?  Evet bunu düşünün  ancak  denizin mavi rengini  taşları  dalgaları  gökyüzünü  hepsini düşünün ama  üstüne basıp geçtiğini o  taşların hepsinin  normal bir taş olmayacağını içinde   amber,  yakut hatta elmas bile olabileceğini düşünün. Hazineyi yerin dibinde  değil  çakıl  taşları arasında arayın. Kim bilir önemsiz gördüğünü bir taş  belkide  bir zümrüttür..

Devamı gelecek şu an için düşünmeye başlamak için bu ön bilgi yeterli.  (iF)

Mars'a Gitme Zamanı Ne Kadar?

Mars'a Gitme Zamanı Ne Kadar?


İnsanoğlu olarak kendi dünyamızdan başka gezegenleri geçmişimizden bugüne kadar merak etmişizdir. Başka gezegenlere yolculuk yapmak, keşfetmek veya gezmek bir çok insan için hayalden öteye gidemez.

Mars gece gökyüzünde rahatlıkla görülebilecek kadar aslında bize yakın bir gezegendir. Gökyüzünde en parlak olan gezegendir bu yüzden ayırt edilmesi oldukça kolaydır. Genel olarak parlak ve kırmızı olarak görünmektedir.

2 senede  bir, Mars ve Dünya en yakın yerlerine ulaşırlar, buna “karşı konum” denilmektedir. Bundan dolayı  Mars, Dünya’ya 55.000.000 km kadar yakın olabilmektedir. Bunun yanı sıra  her iki yıldsene süresince , uzay ajansları mars  gezegenine  uzay gemileri veya araçları göndermek  için bu yörüngesel düzenin  özelliklerini  kullanmaktadırlar.



Bu açıklamar sonucunda  asıl merak ettiğimiz konuya gelelim. Mars'a ne kadar zamanda gidilebilir?  Sorunun cevabını kısaca verelim:  200 veya 350 gün arasında değişen ve uzay aracına bağlı olarak farklılık göstermektedir.

Matrix'te mi yaşıyoruz?

Matrix'te mi?


Bir kaç bilim araştırması sonucunda bilgisayar simü lasyonunda yaşadığımızı öne sürmüşlerdir. Ancak bu durumun yüksek olasılıkta olduğunu söylemişler ve gerçeklerin nasıl bulunacağı konusunda araştırmalara devam etmektedirler.

Matriks Geçmişten bugüne kadar bilim kurgu dalında onca yazı ve filmler meydana çıkarmışlar. Bundan dolayı yaşadığımız dünyanın aslen göründüğü gibi değil de bir bakıma matrix gibi bir yerde hayatımızı sürdüğümüzü dile getirdiler.

Bir önceki sene , filozof ve fizikçiler, 2003’te Philosophical Quarterly’de “Bir Bilgisayar Simülasyonunda mı Yaşıyorsunuz?” isimli bilimsel yazısını  yayımlayan filozof Nick Bostrom tarafınca  öne atılan  bu fikrin  üzerinde daha oldukça yoğun bir araştırmaya yapmaya başladılar. Temel olarak, Bostrom, programlama mekanizmasının  hızlı şekilde büyümeye ve  bir gün bütün kainatın  dijital bir simülasyon oluşturabileceğimize  işaret ettiğini tartışımaktadır.

Dünyanın Sonumu Geliyor?

Dünyanın Sonumu Geliyor Acaba?


Dünyamızda her geçen zamanda farklı değişiklikler göstererek bizlere sona yaklaştığının sinyalini veriyor. Yakın zamanlar içinde acaba dünyanın sonu gelir mi? Dünyanın sonu demek bir bakıma da kıyamet demektir.

Tabiki kıyamnetin ve  dünyanın sonunun ne  zaman  olacağını   Allah (c.c.)'dan başka hiç kimse bilemez.  Bu  aşağıdaki  bilgiler sadece   tahmini olarak  bir kalemden çıkmış  sözlerdir.  Ancak bakılırsa son dönemlerde    dünyada    hızlı bir  değişiklik sözü konusu. Fakat  zaman zaman   uzun yıllar arasında böyle durumlar  olmuştur. Mevsim değşiklikleri vs. Buna benzer durumlar   geçmiş zamanlar belki biz daha yokken olmuştur.

Kurtuluş Günü ismindeki filmi bir  çoğumuz izlemiştiriz. (Independence Day) sinema filminde  bizlere aksettirdiği bir şey varsa o da dünya harici yaratıkların  gezegenimize  ayak bastıklarında  tek amaçlarının "ihtiyaçları olanı alıp geri dönmek" olmadığı aşikardır. 1960 senesinde  astrofizikçi Frank Drake, Samanyolu galaksisinde hayat süren  uzaylı medeniyetleri anlamak  için gerekli tüm aytıntıları dikkate alıp araştırma içine girmiştir. Drake denklemi ismini  verdiği bu çalışma yeni yıldızların varolma  sıklığı ve hayat belirtisi göstermekte olan bu  gezegen sistematiğinin  sayısı gibi konuları ele almaktadır. Bu sayılar birer varsayım olsa dahi  Drake en iyi ihtimalle galaksimizde 1000 ile 100.000.000 arasında  değişmekte olan dünya dışında birer  medeniyetlerin olduğunu söylemektedir.

Dünyanın Sonumu Geliyor?


Bundan dolayıdır ki, elbette kainat sadece insanlar için varolmamıştır. Binlerce gezegen vardır ve buralarda yaşayan bizim onları, onlarında bizi göremediği değişik alemlerde var diyebiliriz.

Bir önceki ilgili yazımızı okumak isterseniz bağlantıya gitmeniz yeterli olacaktır. Mars’a hayata dair kanıt niteliğinde ışık!