Zamanımızda pek çok duyarız; tövbe edeceğim ama hazır değilim. Bu söz oldukça yanlıştır. Tövbe için acele etmek gerekir. Günahları terk etmek Allah'ın emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçınmak bizim asli görevimizdir. Aksi takdirde cezaya maruz kalırız. Tövbeye hazır olmama durumu şeytandan gelen bir vesvesedir. Bazı insanlar genel olarak çoğunluğu hep sonraya bırakmışlardır. Kimileri tövbe etmeden ahirete göç etmişlerdir, kimileri ise yaşlandıklarında tövbe etmişlerdir. Gençlikte yapılan ibadetin değeri ile yaşlılıkta yapılan ibadet arasında dağlar kadar fark vardır. Çünkü insan genç iken nefsi onunla daha çok savaş halinde olur ve genç iken daha güç kuvvet sahibi olduğundan günah işleme potansiyeli daha çoktur. Bu yüzden genç yaşlarda ibadet o derece kıymetlidir. Ama buradan yanlış bir şey anlaşılmasın! Yaşlanınca yapılan ibadetlerde makbuldür ama dediğimiz gibi genç yaşlarda ki ile aynı değildir. Genç insan ibadetleri yapmak için ve günahlardan kaçınmak için çok çaba sarf etmesi gerekir ve zor gelebilir. Yaşlı insanlar ise bu zamana kadar zaten yapacaklarını yapmış günahları işlemiş ve artık takati kalmamış diyebiliriz. Ama her halükarda ne zaman tövbe edilirse edilsin, Allah tüm günahları affedendir.
Bazı insanlarda tövbe etmekten korkar. Buda şeytanın aldatmacası olarak bilinir. Sonra tövbe edersin, daha gençsin, çok yaşayacaksın veya tövbe edip bozarsan daha büyük günaha girersin gibi vesveselerle insanları tövbeden geri çekmeye çalışmaktadır. Bu tip insanlar buna aldanır ve tövbe etmez. Ve bizde şöyle diyoruz. Hiç tövbe etmemek yerine tövbe etmek ve sürekli tövbe etmek daha iyidir. İnsanız ve günahsız değiliz elbette günahlarımız olacak. Şeytana ve nefsimize uyup tövbemizi bozabiliriz. Bu iyi bir şey olamakla beraber tekrar tövbe etmek en güzelidir. Bu yüzden tövbe etmek için acele etmek gerekir. Ansızın ölmek var. Tövbe ettiğimiz zaman ise ölümümüz o ana denk gelirse günahsız şekilde ahirete göç edebiliriz.
Ne kadar tövbeni bozarsan boz her zaman her gün her saat tövbe et! Ecelim ne zaman geleceği belli olmaz. Ama şu kar ki tövbe eden kişi tövbesini sürekli bozuyorsa samimi bir şekilde tövbe etmemişte sayılır. Eğer tam anlamıyla tövbe edilip, günahlardan pişmanlık duyup ve bir daha o günahlara girmemek için edildi ise tövbe sahih olur. Bu sebepten bozulan tövbelerin de tövbesi gerekir. Ve bir daha yapmamaya niyet etmeli gece gündüz göz yaşı dökmeli, kötü arkadaşlardan uzak olup, iyi insanlarla beraber olunmalı. Kişi arkadaşını iyi seçmeli. Kötü yola da iyi yola da götüren arkadaştır.
Herkes için sonu önemlidir. Şu zamanda İslam dinine düşmanlık besleyen bir kimse hemen veya yakın zamanda tövbe edip İslam için canını verebilecek bir hale gelebilir. Fakat bunun aksi de olabilir.
Peygamber Efendimiz Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) bir hadisi şerifte şöyle buyurmaktadır:
"İnsanlar değişik sınıflarda yaratılmıştır:
Bazısı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar ve mümin olarak ölür.
Bazısı kafir (bir anne babadan) doğar, kafir olarak yaşar ve kafir olarak ölür.
Bazısı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar ve (son döneminde dinden çıkıp) kafir olarak ölür.
Bazısı kafir (anne babadan) doğar, kafir olarak yaşar ve (ölmeden önce İslam'a girip) mümin olarak ölür." (Tirmizi, Fiten, 26; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 3/19...)
Tövbe bizim için ne büyük nimettir. Bu nimetten faydalanmak ne güzeldir. Bu nimetten mahrum kalmak ne kötüdür. Gelin hemen tövbe edelim. Her günah işlediğimizde tövbe edelim. Bizler masum, günahsız değiliz. Sadece peygamberler günahsızdır. Peygamberler asla günah işlemezler. O büyük zatların böyle bir özelliği vardır. Şunu da unutmayalım Allah (celle celaluhu) tövbe edenleri sever.
Sonuç olarak; sık sık tövbe edelim ama bu tövbe samimi bir şekilde olsun, bir daha günahlara girmemek olsun. Allah'ın emirlerini ve yasaklarını dikkate almak olsun ve emrettiklerini yapmak, yasak kıldıklarını yapmamak olsun.
Samimi tövbenin alameti şunlardır:
* Her an günahlarından üzüntü duymak,
* Bir daha o günahlara dönmemek,
* Kötü arkadaşları terk ederek iyi insanlarla beraber olmak,
* İbadetlere yönelmek, ve ahiret için daha çok çalışmak.
Yukarıda saydıklarımız aynı zamanda gerçek bir tövbenin kabul olduğunun alametleri olduğunu da söyleyebiliriz. Çünkü insan tövbe sayesinde değişmiştir.
ads
Hiç yorum yok: