-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads

Dünyanın Sonumu Geliyor?

Dünyanın Sonumu Geliyor Acaba?


Dünyamızda her geçen zamanda farklı değişiklikler göstererek bizlere sona yaklaştığının sinyalini veriyor. Yakın zamanlar içinde acaba dünyanın sonu gelir mi? Dünyanın sonu demek bir bakıma da kıyamet demektir.

Tabiki kıyamnetin ve  dünyanın sonunun ne  zaman  olacağını   Allah (c.c.)'dan başka hiç kimse bilemez.  Bu  aşağıdaki  bilgiler sadece   tahmini olarak  bir kalemden çıkmış  sözlerdir.  Ancak bakılırsa son dönemlerde    dünyada    hızlı bir  değişiklik sözü konusu. Fakat  zaman zaman   uzun yıllar arasında böyle durumlar  olmuştur. Mevsim değşiklikleri vs. Buna benzer durumlar   geçmiş zamanlar belki biz daha yokken olmuştur.

Kurtuluş Günü ismindeki filmi bir  çoğumuz izlemiştiriz. (Independence Day) sinema filminde  bizlere aksettirdiği bir şey varsa o da dünya harici yaratıkların  gezegenimize  ayak bastıklarında  tek amaçlarının "ihtiyaçları olanı alıp geri dönmek" olmadığı aşikardır. 1960 senesinde  astrofizikçi Frank Drake, Samanyolu galaksisinde hayat süren  uzaylı medeniyetleri anlamak  için gerekli tüm aytıntıları dikkate alıp araştırma içine girmiştir. Drake denklemi ismini  verdiği bu çalışma yeni yıldızların varolma  sıklığı ve hayat belirtisi göstermekte olan bu  gezegen sistematiğinin  sayısı gibi konuları ele almaktadır. Bu sayılar birer varsayım olsa dahi  Drake en iyi ihtimalle galaksimizde 1000 ile 100.000.000 arasında  değişmekte olan dünya dışında birer  medeniyetlerin olduğunu söylemektedir.

Dünyanın Sonumu Geliyor?


Bundan dolayıdır ki, elbette kainat sadece insanlar için varolmamıştır. Binlerce gezegen vardır ve buralarda yaşayan bizim onları, onlarında bizi göremediği değişik alemlerde var diyebiliriz.

Bir önceki ilgili yazımızı okumak isterseniz bağlantıya gitmeniz yeterli olacaktır. Mars’a hayata dair kanıt niteliğinde ışık!

Beyin ve Korku

Korkunun beyine ulaşmasında ve etkileşimine neden olan durumlar henüz tam olarak açıklığa kavuşamamıştır. Bundan dolayıdır ki korku bilim adamlarınca çok araştırılan ve çok ilgi gören konulardan bir tanesi olmuştur.



Korku

Bilim adamları  beynin bir çok duygu kümelerinin  varoluşundan  sorumlu alanı  olan Amigdala’nın korkudan da sorumlu bulunduğunu açıklamaktadır.  Bazı klinik olaylarda ise  amigdala bölgesi pek gelişmemiş kişilerin korkusuz kişi olarak kişler arasında olduğu gözlemlenmiştir. Bu canlıların  genel olarak korkulacak bir durum karşısında bu bireylerin hiç bir zaman korkmadığı belirlenmiştir. Ancak bu kişileri oksijensiz ortama bıraktıklarında panik tepkiler verdikleri görülmüştür.

korku  beyin


Bu incelemlerden sonra anlaşılmaktadır ki panik haline beyinde neden olan mekanizma sadece amigdala'da etkin değil, çok daha kompleks bir yol izliyor olmasındandır. Bunun yanı sıra tarihimizden bu zamana kadar  savaşa giden bazı birliklerin veya bir takım eylemleri gerçekleştiren şahısların Amigdala bölgesini uyuşturan moleküller kullandıkları gerçeği de günümüzde herkes tarafından bilinmektedir.

Bir önceki ilgi çeken yazımızı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. "Aynadaki Sen misin?"   Ayna ile ilgili ve kendiniz ile ilgili   değişik bir  pencereden bakış ile insan ile ayna  ilişkisi  ve yanılsaması  hakkında   olası  düşünce...

Bazen insan yazmak ister (Deniz Taşkan)

Bazen insan yazmak ister. Neyi, nasıl bilmez ama yine de yazmak ister. Kimi insan dilini kalem kılar diliyle yazar; kimi insan kalemini dil kılar söyleyerek yazar. Ruhunun sonsuzluğunda ki fırtınalarını başkasının denizinde koparmak ister, onu arzu eder. Amacı karşısındakine zarar vermek vermek değil,.sadece paylaşmaktır, anlaşılmaktır. Ruhunun dostunu bulanlara ne mutlu. Bulamayanlar ise cehennemi şimdiden yaşamaya başlar. Vay ona vaylar ona. Sen var dostunu bulmaya bak. Cenneti şimdiden yaşamaya bak ey gönül.

Bazen insan yazmak ister  (Deniz  Taşkan)


Dostunu bul karanlığın girdabından çık kurtul. Dostunu bul yanlızlığın bataklığında çırpınma. Dostunu bul mânâ denizinin dalgalarında savrulma. Hasretini çektiğin özlemleri muradın bil dualarına ekle. O dostuda duana âmin bil. O dostu avuçlarının içinde kader, O dostu alnında yazı bil. O dostu gündüzünde şems, O dostu gecende kamer bil. O dostu gözlerini kapayınca hâyal, O dostu gözlerini açınca hakikat bil. Yeter ki O dostu bil. Zaten bulmak, bilmekten geçmez mı? Kim ki bilmek ister o zaman bulmalı, aramalı. peki kime kendini buldurmak ister? Tabi ki kendini bilmek isteyene. O zaman kendini kime bildirie? Hiç şüphesiz sevdiğine. Eğer o dost birine kendini bildirmek, buldurmak istiyorsa demek ki ona muhabbeti vardır. Dolayısıyla kendini ona arattırır.

Onu arayanlara ve Ona arama payesine erişenlere ne mutlu. Dostu bulmak temennisiyle dostla kalın...

Yazar Hakkında: Deniz Taşkan İslami konular hakkında kendine  özgü yazılar yazmaktadır. Kendine ait birçok makalesi bulunmaktadır. 

Kainat Ne Kadar Büyük?

Kainat Ne Kadar Büyük?


Günümüzde  teknoloji oldukça gelişmekte ve her geçen gün yeni keşifler ortaya çıkmaktadır. Eski zamanlara göre evren bu kadar geniş kapsamlı bilinip araştırmalar yapılamıyordu.  Günümüzün teknoloji ile astronomlar çok detaylı araştırma fırsatları bulabildiler.   Fakat bu araştırmalar sonucunda kainat ile ilgili tüm detayların keşfedildiği anlamına gelmez . Evren değişik nedenlere göre sınıflandırılabilir.   Genişliği, sonsuzluğu vs. Bir çok kişinin merak ettiği  gibi şu yaşadığımız evren acaba ne kadar büyüklükte? Bilim adamları kesin ve net bir rakam ortaya  çıkaramıyorlar.  Ancak bazı araştırmalar ve tahminler sonucu bazı bilgilere ulaşmak mümkün. 

 Astronomlar evrenin yaşını ortalama olarak 13.8 milyar yaşında olduğunu söylemektedirler.  Bilim adamlarının evrenin şekli hakkında bazı görüşleri bulunmaktadır:   Evrenin şekli kapalı (sonlu) ve küresel, açık (sonsuz) ve eyer şeklinde yahut kapıt parçası gibi düz ve sonsuz olduğu tahmin edilmektedir.  Ancak evrenin sonsuz olduğu düşüncesinde değiliz. iF

Kainat Ne Kadar Büyük?

İş Zekası Nedir?

Bulunduğunuz sektör içerisinde farklılık oluşturmak ve rekabet gücünüzü geliştirmek isterseniz alt yapınızı güçlendirmeniz gerekir. Bunun için de doğru adımları atmanız gerekiyor. Özellikle de iş zekası konusunda mutlaka raporlu bir sisteme geçip her detayı analiz ederek yolmanız yararınıza olacaktır. İş zekası nedir sorusu da burada ortaya çıkıyor. İş zekasısayesinde ticari alacaklarınızı ve borçlarınızı daha etkili bir şekilde yönetebilirsiniz. Bu konuda uzman desteği de almanız en iyi sonucu almanıza olanak sağlayacaktır.

İş Zekası Nedir?


İş Zekasının Yararları

İş zekasının birçok yararı bulunuyor. İşletmenizi daha iyi kontrol etmenize ve yönetmenize olanak sağlar. Sektör içerisinde kalitenizin de ön plana çıkmasına yardımcı olarak borçlarınızı doğru bir şekilde yönlendirmenize imkan verir. Bunun için bu konuda kurumsal olarak hizmet veren noktaları tercih etmeniz yararınıza olacaktır. İş zekası nedir sorusuna da cevap bu şekilde verilmekte olup verimliliğin artmasına yardımcı olmaktadır. İş zekasında her detay rapor yardımı ile size sunulur. Bu da hedeflerinize erişmede size profesyonel bir destek sağlar. Daha fazla bilgi için https://www.manage.com.tr/ sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Karıncalar Neden Süper Organizmalardır?

Karıncalar Niçin Süper Organizmalardır?


Karıncaların işitme duyuları ayaklarına yerleştirilmiştir. Diğer canlılar tarafından ezilmemeleri için, Rahmeti Sonsuz (celle celâluhu) bu canlılara, en hafif sesleri bile fark edebilecek hususiyette işitme duyuları vermiştir. Yerin altındaki titreşimlere duyarlı bu minik canlılar, zelzeleyi önceden fark edebilmektedir. Bu canlılar, âdeta kendilerine has hiss-i kablelvuku'a (önseziye) sahiptirler. Birinci Dünya Savaşı öncesi karıncaların cenazelerini yuvalarından dışarı taşımalarını müşahede eden veli bir zât, onların sıradışı hareketlerini, dünya çapında büyük bir hâdisenin patlak vermesine işaret olarak yorumlamıştır.1

Karıncalar birçok özelliğiyle enteresan mahlûklardır. Bir buğday tanesini tek başına yuvalarına taşımaları, onların çalışkanlığına örnektir. Birlik ve beraberlik içinde hareket etmeleri, onların süper organizmalar olarak adlandırılmasına vesile olmuştur. Karıncalar, bulundukları koloninin diğer fertleriyle ortak bir kimyevî molekül üzerinden ayrılmaz bir yapı oluşturur. Bu sayede de bağlı oldukları koloniden asla ayrılmazlar. Araştırmacılar, "karıncaların kolonileriyle beraber yaşayıp, beraber öldüklerini" ifade ederler.

şekil-1Kolonilerin çoğunda, kanatlı erkek karıncanın biri yuvayı terk eder. Bu karınca, yuvasını terk etmiş dişi bir karıncayla yeni bir aile kurar ve yeni koloniler oluşturur. Dişi karıncalar, eşlerinden yeterli miktarda sperm alır ve onların yumurtalarıyla birleşmesine izin verir. Bu döllenmiş yumurtalardan çıkan dişi karıncalar işçi olacaktır. Döllenmemiş yumurtalardan ise, erkek karıncalar yaratılır. Yeryüzünde tespit edilmiş 12.000 karınca türü vardır. Antarktika'da yaşayan az sayıda karınca çeşidinden biri, göçebe asker karıncalardır. Bu karıncalar, her gün yer değiştirebilmektedir. Diğer böcekleri ve küçük omurgalıları besin kaynağı olarak kullandıklarından, etçil karıncalar olarak da bilinirler.

Sıradışı hususiyetlerde yaratılmış bir başka karınca türü, Güney Afrika yaprakkesici karıncalarıdır. Bitkilerle ve mantarlarla beslenen bu karıncalar, toprağın derinliklerinde inşa ettikleri mantar bahçelerinde yaşar. Toplu savaşabilen bu karıncalar, çok iyi toprak kazar. Yuva olarak, toprakların çatlak kısımlarını seçerler; toprak kazmada, zaman ve enerji tasarruf edebilme kabiliyetiyle donatılmışlardır.

şekil-2Hayranlık uyandırıcı karınca davranışları

Amazon karınca kolonisinin arasına, başka koloniye ait bir karınca bırakıldığında, kolonideki karıncaların, yabancı karıncayı, kafasını makaslayarak öldürdüğü müşahede edilmiştir (Resim–1). Göçmen asker karıncalar, bacaklarını birbirlerine ip şeklinde kenetleyerek havada asılı bir yuva oluşturabilir. Bu şekilde yuva inşa etmenin maksadı, küre hâlini almış karınca topluluğunun tam ortasındaki kraliçe karıncayı ve lârvaları korumaktır. Bu asılı yuvanın yeri, sadece yiyecek için değiştirilir. Neslin devamlılığını sağlama maksatlı yuvaya, binlerce karınca katılabilir.

Avustralya'nın yağmacı buldog karıncalarına, uçan bir arıyı havada kolayca yakalayabilecek maharetler verilmiştir. Diğer karınca türlerine kıyasen çok daha çevik olan bu tür, keskin bir algılama hissine ve yakalama kabiliyetine sahip kılınmıştır (Resim–2).

şekil-3Kuzey Arjantin'de yaşayan karıncalar, su taşkınlarıyla karaya vurmuş pirana vb. balıkları yiyebilen etçil türlerdir. Gemilerin iskele halatlarından ve köprülerinden tırmanabilen bu karıncalar, gemilerle seyahat ederek çok farklı coğrafyalara taşınmıştır. 1890'lı yıllarda Güney Kaliforniya'ya taşınan bu karıncalar, daha sonra ABD'nin güney kısımlarında görülmüştür. İnsanoğlunda bulunan toplu taşıma kabiliyeti, karıncalara da bahşedilmiştir. Büyük yağma karıncası, diğer işçileri sırtında taşıyarak grupta enerji tasarrufunu sağlamaktadır. Karınca davranışlarıyla alâkalı bir başka enteresan tespit şudur: Bir koloni, işgal ettiği bölgede bulunan diğer genç karıncaları, kendi kolonisine katıp, onları hizmet maksatlı kullanabilmektedir. Amazon karıncalarının arasına düşen bir siyah karıncanın, koza vb. maddeleri taşıması buna bir misâl verilebilir (Resim–3).

şekil-4Sürahi bitkisinin filizlerini barınak olarak kullanan marangoz karıncalar, hem bu bitkinin içindeki havuzcuklarda yüzer, hem de bitkinin sindiremediği diğer böcekleri, yiyecek kaynağı olarak kullanır (Resim–4). Lârva karıncalar ise, buldog veya başka tür bir işçi karıncaya yiyecek için yalvarıyormuşçasına mekanik hareketler yapar. Karıncalarda lârva dönemlerinde beslenme önemlidir. Karıncanın gelecekte asker, işçi veya kraliçe olması, beslenme tarzıyla alâkalı olabilir. İlim dünyası şu âna kadarki araştırmalar ışığında, asker, kraliçe veya işçi karınca seçimin nasıl yapıldığı hakkında kesin bir fikre sahip değildir. Karıncaların herhangi bir mantık ve iradeye sahip olmadan bir seçim yapmaları, Yüce Allah'ın (celle celâluhu) ilhamı ile hareket ettiklerinin açık birer delilidir. Allah'ın (celle celâluhu) yaratma fiili, Kur'ân-ı Kerîm'de mealen şöyle ifade edilmiştir: "Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve çeşitli canlıları yeryüzüne yaymasında kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır." (Casiye Sûresi, 3–4)

Karıncalar etrafa yaydıkları kimyevî maddelerle (feromenler) ve diğer karıncaların bu haberleşme moleküllerini tespit edebilen anten yapılarıyla, güçlü bir sosyal hayat inşa eder. Karıncalarda içtimaî hayatın düzeninin korunmasına yönelik itaat davranışları da gözlenir. Araştırmalarda, termitlerin bir kraliçenin emriyle hareket ettiği, kraliçeden ayrı ses geçirmez bir bölüme alınan termitlerin, toplum düzenini nizamî hareketlerle korudukları, ancak kraliçenin öldürülmesiyle düzenli hareketlerin bir ânda durduğu görülmüştür.

Karıncaların sosyal davranışları, birlikte hareketleri, Bediüzzaman Said Nursi'nin de dikkatini çekmiştir. O, karıncaları şu sözlerle takdir etmiştir: "O zaman, şimdiki gibi, hali bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara veriyordum. Ekmeğimi onun suyu ile yerdim. Benden sordular, ben dedim: Bu karınca ve arı milletleri cumhuriyetçidirler. Cumhuriyetperverliklerine hürmeten, taneleri karıncalara veriyorum. (…) Küçücük hayvanların cenazelerini ve nimetin küçücük parçalarını ve tanelerini toplamakla vazifeli karıncalar, nezâfet (temizlik) memurları olarak, hem nimet-i İlâhîyenin küçük parçalarını teleften, çiğnemekten, hakaretten ve abesiyetten korumakla ve küçücük hayvanatın cenazelerini toplamakla, sıhhiye memurları gibi vazifelendirilmişlerdir."

Karıncalar Neden Süper Organizmalardır?


Karıncaların davranışları, araştırma projelerine ilham olmaktadır. Bunlardan biri, "Robot Karıncalar Ordusu" projesidir. Bu projede, küçük, ucuz ve basit robotların geliştirilmesi hedeflenmiştir. Karıncaların proje için uygun bulunmasının sebebi ise, grup şeklinde hareket etmeleri, koordinasyon içinde olmaları, fizikî işleri takım hâlinde yerine getirmeleri ve ortaklaşa karar almalarıdır. Karınca davranışlarından ilham alınan bir başka uygulama ise, "Karınca koloni optimizasyonu algoritması" isimli problem çözme tekniğidir. Karıncaların ilham kaynağı olan davranışları şunlardır: Koloni hâlinde yaşayan karıncalar, yiyecek bulmak için, ilk olarak öncü karıncaları çevreye tek başlarına gönderirler. Öncüler, etrafı araştırarak uygun yiyecek kaynağını bulmaya çalışır. Öncülerden biri yiyecek bulduğu takdirde, koloniye geri dönerken, feromon isimli molekülleri etrafa yayar, böylelikle arkasında hususi koku izi bırakır. Aynı yiyecek kaynağını keşfeden başka bir öncü karınca, daha kestirme bir yol bulmuş da olabilir. Yiyecek kaynağını başarıyla bulan öncü karınca geri dönerken, en kısa yoldan dönmemiş de olabilir. Hattâ 3-4 öncü karıncanın her biri, farklı bir kestirme yol da bulabilir. Peki, kolonidekiler, hangi öncünün kestirme yolunu izleyecektir? Bu durumda kolonideki diğer karıncalar, karmaşık ve uzun yollarla yiyeceğin kaynağına gitme durumuyla karşı karşıya kalabilir. Ama kestirme yollardaki kimyevî koku izleri, düzenli olarak yenilenir ve bu sayede de karıncalar daha belirgin izi olan, yani daha çok tercih edilen yolu kolayca anlar. Az tercih edileni değil, çok tercih edileni, yani güçlü feromen kokusu aldıkları yolu tercih ederek, uzun yollardan yiyecek kaynağına gitmek mecburiyetinde kalmazlar. Karıncaların kullandığı bu çözüm plânının benzeri, zaman alan karmaşık bilgisayar problemlerinin çözülmesinde de kullanılmaktadır.2 Bu çok tercih edilen ve güncellenen feromen izi sayesinde diğer karıncalar da, zaman ve enerjilerini israf etmeden, doğrudan yiyecek kaynağına yönelir. Mühendisler, bilgisayar ortamında oluşturdukları sanal karıncaların davranış ağlarına bakarak, bazı problemleri daha kolay çözebilmektedir. Haberleşme ağlarında kullanılan yönlendirici sinyallerin en kısa rotadan gönderilmesi, trafik sıkışıklığının önlenmesi, bunlara çarpıcı misâllerdir.

Karıncalar, cisim itibariyle küçük ve basit gibi görünmelerine rağmen, içlerindeki hayat onlara öyle bir kıymet ve genişlik vermektedir ki, hayatı olmayan dağları ve galaksileri sanat itibari ile geride bırakıp "süper organizmalar" tabirini hak etmektedirler.



Kaynaklar

- Science Illustrated, Kasım-Aralık 2010.

- Risale-i Nur Külliyatı, Bediüzzaman Said Nursî, Şahdamar Yayınları.

Yazar: Dr. Ahmet Nazif CANOĞLU

Klima çarpmasına karşı alınacak önlemler.

Yaz  Aylarının Gelmesi ile Birlikte Klime Çarpmalarına Dikkat!


Klimaların her geçen yazdan daha sıcak ve bunaltıcı geçmesi nedeniyle klima ve kullanımı gittikçe artmakta ve buna bağlı olarak klime çarpmasına bağlı gribal benzeri durumlar meydana çıkmaktadır.



Yaz aylarının her geçen sene bir öncekinden sıcak ve bunaltıcı geçmesi klimalara olan taleplerin gün geçtikçe artmasına neden olmaktadır. Haliyle insanlar bu bunaltıcı sıcaklardan serin yerlerde olmayı tercih etmeleri normal ancak klima kullanımında dikkat edilmesi gerekenler vardır. Çok sıcak ortamdan birden  yüzüzünüze  üfleyen   soğuk ayardaki klima çok kısa  zaman içinde  çarpabilir. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, Küresel ısınma daha önceleri bir lüks olarak düşünülen klimaları giderek insan hayatının vazgeçilmez ve  olmazsa olmaz bir parçası haline getirdiğini bununla birlikte  sıcak soğuk etkileşiminden meydana gelen rahatsızlıklarda ve özellikle üşütme ve gribe benzer yaz gribide  ismi verilen hastalıklara neden  olduğu  belirtilmektedir.

Klima bir bakıma artık lüks olmaktan ziyade rahat uyku,  uyku kalitesi ve araçlarda olmak üzere  konfor yerine ve  Ancak ortamın klimatize edilmesi ile sorunlar bitmiyor. Bununla birlikte  toplu ortamlarda genel olarak soğuk derecede   çalışan  klimalar ise ve buna bağlı olarak bu klimaların rutin  bakımı yapılmamakla birlikte bu  klimalar mikroorganizmalar ve alerjenlerin ortama yayılmasında bir kaynak görevi göstermektedir. Buda insanlar için çabuk etkilenme anlamına gelmektedir.. Öbür yandan ise, daha fazla serinlemek maksadı ile  soğuk hava akımına maruz kalan ve uzun süreli bu soğuk akıma karşı durmak da kaçınılması gereken bir durum olduğunu bilmeniz gerek. Fakat bazı insanların bünyeleri hassas olduğu için çok kısa sürede de rahatsız edebilir. Bu sebeple dikkatli olmakta  fayda var. . Her iki durumda da kişilerde soğuk algınlığından, grip, bronşit, zatürreeye kadar varan üst solunum yolu hastalıklarının gelişimi riskini artıtdığını  uzmanlar belirtmektedirler.

Klima çarpmasına karşı alınacak önlemler.


Klimanın meydana getirebileceği  bu tür olumsuzlukları  azaltmak için vücudun direncini artırmak oldukça  önemlidir. Bu sayede antioksidan etkili bitkisel çaylardan kullanılabilir. En kuvvetli antioksidan etkili çayların başında “yeşil çay” gelmektedir. Ve bir çok kişininde bu çaydan kullandığı bilinmekteidr.. Ancak yeşil çayın yaz aylarında Japonya, Çin gibi çok sıcak aynı zamanda nemli iklimlerde hayatını sürdüren toplumlar gibi “soğuk çay” şeklinde ve sıcak olarak değil  sadece  soğuk olarak tüketilmesi daha faydalı olacaktır. Yeşil çayın içerisine demlerken zencefil katılması etkisini daha da kuvvetlendirir. Bu şekilde hazırlanan çayı istenen koyuluğu sağlayıncaya kadar 5-10 dakika demledikten sonra soğutup buzdolabında gün içerisinde susadıkça içebilirsiniz. Eğer   isterseniz Çayınızın içine bir limon  sıkarak veya dilim halinde  ve taze nane yaprakları ile ekleme yaparak  daha etkili hale getirebilirsiniz.

Bu sayede   vücud için oldukça  faydalı olması nedeniyle birçok  rahatsız etkene karşı direnç sağlamakla birlikte hastalık ve rahatsız edici durumlara karşı direncinizi  sağlamış olacaksınız.

Google Aramaları:

klima çarpmasına bitkisel çözüm

klima çarpmasına iyi gelen şeyler

klima çarpması kas ağrısı nasıl geçer

klima baş ağrısı nasıl geçer

pervane çarpması belirtileri

terli terli klima

klima karin agrisi

klima zehirlenmesi belirtileri

Alkol ve Uyuşturucunun Zararları Nelerdir?

Madde kullanımı ve Zararları Hakkında.


Geçmişten günümüze kadar en tehlikeli durumlardan biri olan uyuşturucu madde  kullanımı insalık tarihi boyunca en zararlı olarak bilen  çeşit çeşit uyuşturucu maddeler ile insanlar kendilerine  zararlar vermişlerdir ve bu bağımlılığın önüne ne yazık ki tam olarak geçilememiştir. Bu konumuzda uyuşturucunun zararları  hakkında kısa ve öz bilgi vereceğiz.

Uyuşturucu madde olarak bildiğimiz genel olarak çeşitli bazı kimyasallar ile birlikte elde edilmektedir. Madde  bağımlılığı her geçen gün daha  fazla kişiyi etkisi altına almakta ve  kullanım yaşı da neredeyse  daha küçük yaştaki kişilere kadar  düşmektedir.  Madde kullanımı ile ilgili   tedbirler ve cezalar üst seviyede olsa dahi bağımlı olan kişiler hem  psikolojik hemde fizyolojik bağımlılıkları nedeniyle bırakmakta güçlük çekmektedirler.

Alkol ve  Uyuşturucunun Zararları Nelerdir?


Uyuşturucu  sadece ülkemizin değil tüm dünyada  en kötü bir salgın hastalık gibi  hızlıca ilerlemektedir. Uyuşturucu ile mücadele kurumları her zaman için insanları bu kötü alışkanlıklardan kurtarabilmek için ellerinden geleni yapmakla birlikte  bir nebze olsun  madde kullanan kişileri bu kötü alışkanlarından vazgeçirmek için seferber olmuş durumdadırlar.

Zamanımızda da  bu kötü alışkanlığa  yakalanmış kişiler mevcut ve artık birçoğuda kurtulmak için gerekli yerlere başvurarak tedavi görmektedirler.Zehir tacirleri her geçen gün yeni yeni isimlerle  farklı  ama yanı veya daha  tehlikeli olanları öne çıkararak gençlerimizin geleceği ve hayatı ile oynamaktadırlar. Genel olarak arkadaş çevresi ile başlayan bir kereden bir şey olmaz diyerek  yapılan eylemin sonu bağımlılık olarak ortaya çıkmakta ve sonucunda  tedavi yöntemleri ile bu duruma son verilerek birçok kişide  madde bağımlılığından kurtularak  daha güzel bir yaşama  merhaba diyerek  mutlu ve huzurlu yaşadıkları görülmektedir. Ve bazıları ise  daha sonra bırakırım düşüncesi ile  bağımlılığını yenemediği için  mutlaka uzmanlar tarafından  iyi bir tedavi sürecine girmesi gerekmektedir.  Uzun  yıllar madde kullanan kişilerd  olumsuz  değişiklikler,  çabuk yaşlanma ve bir  ton sayamayacağımız  hastalıklar ve hatta ölümlere bile neden olan bu  tehlikeli maddelerden bir an önce kurtulması için bizlerde çaba sarf ederek bağımlı olanların ellerinden  tutarak gerekli kurum ve kuruluşlarla irtibata geçerek  kurtulması için elimizden geleni yapmamız gerekir.  Bu sayede ne kadar  insan bu illetten kurtulursa o kadar iyi olur ve zamanla insanlar artık bırakmak için çareler arayacaklar ve  aramaktadırlar. Bizlerre düşen bağımlı olan kişilere yardım eli uzatmak ve  en azından  sosyal medya ve bu tür platformlarda  uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı ile ilgili  zararlarını anlatarak geniş ve detaylı bilgilendirme ile yardımcı olmamamız gerekir. Kısa ve öz olarak anlattığımız  uyuşturucunun zararları hakkında geniş ve detaylı bilgi edinmek için "https://www.zararlari.org/"  adresinden  birçok zararlı maddenin  ve bağımlılıklar hakkında bilgiler edinebilirsiniz.

Biranın Zararları Nelerdir?


Her ne kadar şehir efsanesinden ibaret olan ve sanki çok  faydalı bir şeymiş gibi gösterilmeye  çalışılan alkol ve özellikl bira o kadar da masum değildir. Genelde halk dilinde dolanan bira  böbrek taşlarını düşürür söylemleri ile insanlar  birinci  dokunuşla  alkol içeren bira adı verilen içkiyi içerek keyif yapmakla beraber zamanla bunun bağımlısı olurlar ancak bunun farkına varmaları çok geç olur. Kişi içki içer ancak ben bağımlı değilim der. Fakat dikkat ederseniz  kişi  hemen hemen her fırsatta içmesine rağmen  bağımlı olmadığını dile getirir ve düşündürücü bu duruma soru olarak bizde sorarız ki; madem bağımlı değilsin neden sürekli içiyorsun veya içme istedği duyuyorsun? Kısaca biz size   Biranın zararları  hakkında bilgiler verelim.  

Aslında   genel olarak  alkollü içkilerin zararlarından bahsetmek iserdik ancak bunun için çok geniş ve detaylı bir içerik olması gerektiğinden bu konumuzda  biranın zararları hakkında ve daha geniş her türlü bağımlılık içeren durumlar için en aşağıda kaynak olarak edindiğimiz bilgi içeren  faydalı siteden  istediğiniz  tüm bilgilere erişmeniz mümündür.


  • Beyin hücrelerine  zamanla  zarar vererek, zeka kapasitesine oldukça  gerilere düşürür.  Ve kişi bunu  hemen anlamaz ancak zamanla bu ortaya çıkar.
  • İltihap yapar.  Genel olarak Pankreas iltihabı vb.
  • Herkesin bildiği ezberi bozan durumlardan biri böbrek taşı düşürmesinden ziyade  tam tersi etki ederek böbreklerde  taşların çoğalmasına neden olur. 
  • Kalp yetmezliği sorunu ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
  • En tehlikeli olanlar arasında ise  vücut için zararlı olanı "Karaciğer kanseri: Karaciğerde yağlanmaya neden olan bira emilimini azaltır ve karaciğer sertleşerek kanser riskini arttırmaktadır."
  • Bira içen insanların bağırsaklarında ve midelerinde büyük oranda hasar ve zarara neden olur. Bu tür rahatsızlıkları meydana çıkarmaktadır.
  • Bira  göbek yapar,  kısa zamanda kendine bağımlı hale getirir. Baş ağrısı ve buna bağlı durumlar. İshal, kusma, nefes darlığı.

Bira ve buna benzer alkol bağımlılığı olan kişiler  tedavi için hemen başvuru yaparak bir an önce  başlamaları gerekir. Ve ülkemizd son derecede  titizliklikle  yardım sever ve  uzman doktorlar sayesinde bu tür alışkanlıklarından kurtulanlar oldukça fazla.  Amatem merkezleri bu iş için hizmet verir ve bu tür maddelerden  kurtulmak isteyen ilk olarak kafasında  tedavi olmak istedğini kendine  söylesin ve  tedavinin başladığı nokta kişidedir. Yani kişi gerçek anlamda ben tedavi olmak istiyorum derse artık  her şey çok kolay olacak ve kısa zaman içinde artık alkol ve benzeri  maddelerden nefret eder hale gelecektir. Alkol bağımlıları için  duruma göre 6 ay 1 sene veya  daha fazla hekim kontrolünde  ayakta  tedavi ile ilaç ile  bağımlılığa çok kolay şekilde son verilmektedir.  Yeterki kişi ben tedavi olmak istiyorum desin ve tedavi olmak isteyen kişilerde   gerek adı geöen siteye gerekse buradan mail veya  yorumdan yazarak bizlere  ulaşsınlar bizler sizlere yardımcı olalım. 

Biranın  diğer bazı zararları hakkında kısaca:


  • Süreki olarak kullanımdan doğan karaciğer yağlanması ve bu yağlanma oldukça zararlıdır.
  • Cilt kurulukları ve erken  yaşlanma belirtileri meydana çıkar.
  • Kalp ritim bozuklukları
  • Panik atak durumları
  • Anksiyete, depresyon.
  • Cinsel isteğin azalması,
  • Arkadaş çevresi ile sorunlar özellikle ailevi sorunlar,
  • Şiddetli geçimsizlik
  • Bilinçsiz davranışlar  vb. birçok  vücuda zararları olmakla birlikte genel anlamda hem çevreye hem psikolojik olarak hem insanlara karşı   zararları vardır. Sadece içene  değil. Genel anlamda genele zararı olduğunu unutmayınız.
Biranın zararları başta alkollü bir içecek olmasından kaynaklanmaktadır ve bununla birlikte bu zararlar sadece bira için değil çeşitli alkollü içkilerde ve daha  değişik  zararları ve sanılanın aksine böbrekleriniz için zararlı bir içki türü olarak bilinir.

Bütün bağımlılık ve  zararlar hakkında bilgi edinmek için geniş çaplı detay edinmek için  kaynak alınan ve yararlanılan faydalı bilgiler içeren ve özellikle madde bağımlılığı, alkol bağımlılığı, kumar bağımlılı  vb. İçeriklerden haberdar olmak ve bilgilenmek için lütfen https://www.zararlari.org  site adresiniz  ziyaret etmenizi  iF ailesi olarak önermekteyiz.