-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

ads

Mars’a hayata dair kanıt niteliğinde ışık!

Mars’a hayata dair kanıt niteliğinde ışık!


İnsanoğlu var olduğu günden bu yana, kâinatta tek miyiz? Değil miyiz sorunun cevabını hep aradı ve asla bulamadı ama curiosity isminde marsa gönderilen veri tespit aracının çektiği görüntüler heyecan verici.

Mars’a hayata dair kanıt niteliğinde ışık!


MarsRobotun sağ ve sol kamerası ile çektiği resimler tam kalite ve kesin. Zaman içerisinde yükselen ışığın 30 saniye içerisinde yer seviyesinden, gökyüzüne ulaştığı ve kayıp olduğu resimler ile sabit bir şekilde kanıtlanmış.

Nasa da bu olay karşısında son derece şaşkın olsa gerek, zira şu ana kadar hiçbir açıklama yapılmadı, görüntüler üzerinde çalışıldığı ve ne olduğunun anlaşılınca durumun halka arz edileceği dışında. Haber ile olarak Amerika’da newyork time gazetesinde manşet olarak verildi.



Yazan:  Kaystros

Moleküler Biyoloji

Moleküler Biyoloji Nedir?


Moleküler biyolojinin anlamı: Moleküler seviyede olan biyolojinin çalışma alanına moleküler biyoloji adı verilmektedir.

Biyoloji


Genetik ve en önemlisi biyokimya gibi biyolojinin  veyahut kimya bilimin  farklı  kollarıyla  etkileşim halindedir. Moleküler biyoloji başlıca DNA, RNA ve protein biyosentezinin arasındaki etkileşimleri bünyesinde barındıran çeşitli mekanizmaları  anlamaya çalışmakta  ve bunların nasıl iletişim  halinde bulunduklarını  ve nasıl regüle olduklarını en güzel şekilde  öğrenmeyi amaç edinmektedir..

Moleküler Biyoloji


Beyin ve Korku

Korkunun beyine ulaşmasında ve etkileşimine neden olan durumlar henüz tam olarak açıklığa kavuşamamıştır. Bundan dolayıdır ki korku bilim adamlarınca çok araştırılan ve çok ilgi gören konulardan bir tanesi olmuştur.



Korku

Bilim adamları  beynin bir çok duygu kümelerinin  varoluşundan  sorumlu alanı  olan Amigdala’nın korkudan da sorumlu bulunduğunu açıklamaktadır.  Bazı klinik olaylarda ise  amigdala bölgesi pek gelişmemiş kişilerin korkusuz kişi olarak kişler arasında olduğu gözlemlenmiştir. Bu canlıların  genel olarak korkulacak bir durum karşısında bu bireylerin hiç bir zaman korkmadığı belirlenmiştir. Ancak bu kişileri oksijensiz ortama bıraktıklarında panik tepkiler verdikleri görülmüştür.

korku  beyin


Bu incelemlerden sonra anlaşılmaktadır ki panik haline beyinde neden olan mekanizma sadece amigdala'da etkin değil, çok daha kompleks bir yol izliyor olmasındandır. Bunun yanı sıra tarihimizden bu zamana kadar  savaşa giden bazı birliklerin veya bir takım eylemleri gerçekleştiren şahısların Amigdala bölgesini uyuşturan moleküller kullandıkları gerçeği de günümüzde herkes tarafından bilinmektedir.

Bir önceki ilgi çeken yazımızı mutlaka okumanızı tavsiye ederiz. "Aynadaki Sen misin?"   Ayna ile ilgili ve kendiniz ile ilgili   değişik bir  pencereden bakış ile insan ile ayna  ilişkisi  ve yanılsaması  hakkında   olası  düşünce...

Sade Kravat’ta Çok Özel Papyon Modelleri


Sade Kravat’ta Çok Özel Papyon Modelleri
Papyonlar her erkeğin ömrü boyunca mutlaka kullandığı çok şık ve en klasik kravat türlerinden biridir. Bir aksesuar olmasının yanı sıra iş hayatının olağan akışı içerisinde, özel günlerde, yemek ve davetlerde papyon modelleri artık sıkça görmekteyiz. Kumaşları, renkleri, modelleri ve fiyatları marka tasarımları açısından farklılık gösterse bile papyonlar genel anlamda ortasından bağlanmış kurdeleler olarak bilinmektedir. Başlarda bu şekilde tasarlansalar bile moda sektörünün günden güne iyileştirilmesi ve geliştirilmesi sayesinde kumaş ve renk zenginliği açısından çok kez revize olmuşlardır.



Papyonlar tıpkı kravat modellerinde olduğu gibi farklı kıyafet ve kombinlerle kullanılabilmesi için değişik kumaş türleri ve desen çeşitleri ile günümüzde farklı tasarımlarla desteklenmektedir. Moda ağı içinde de önemli bir yere sahip olmayı çoktan başarmıştır.

Bu tür aksesuarları seçerken aklımızdan ilk geçen modellerin özgün tasarımlara sahip olmasıdır. İster hediyelik olarak alınacak olsun, ister kişisel olarak kullanmak için olsun, ister düğünler için, ister davetler için, ister profesyonel yaşamda kullanılabilmesi için olsun papyon modellerinin seçilmesi, giyilecek kıyafete ve gidilecek ortama göre değişkenlik gösterecektir. Koyu yeşil bir takım elbisenin içine nasıl pembe bir papyon takılamayacaksa, yaz aylarında da kalın bir kumaştan üretilmiş papyonlar takılamaz. İşte bu yüzden papyon modellerinin çeşitliliğine çok ihtiyacımız var.
Daha önce hiç karşılaşmadığımız veya arayıpta bulamadığımız çok özel papyon modelleri sade kravatta! Sade kravat papyon modellerini üretirken benzersiz bir tasarıma sahip olmasına dikkat eder. Tüm ürünlerini 1. Kalite kumaşlar ile işinde uzman özel ekibinin renk ve desen tasarımını birleştirerek itina ile tasarlar. 

Sade Kravat’ta Çok Özel Papyon Modelleri


Sade kravat özgün tasarımlarını tüm müşteri kitlelerin ulaşımına kolay bir hale getirebilmek için yalnızca web sitesinin online satış kısmında satışa sunmaktadır. Farklı noktalarda ürünlerin satışı kesinlikle yapılmamaktadır. Ürünleri satın alabilmek için web sitesinden alışveriş yapmanız gerekmektedir. Kolay ödeme seçenekleri, ürün iade garantisi ve kaliteli ürün sağlama imkanı ile yapacağınız tüm alışverişler en kısa sürede temin edilerek kapınıza kadar teslim edilmektedir. Çok özel papyon modelleri sade kravat’ta onlarca farklı renk ve modelde beğeninizi beklemektedir. Detaylar İçin; https://www.sadekravat.com/papyon

Bilgisayar Kasaları Neden Büyük?

Bilgisayar Kasaları Neden Büyük Sizce?


Bilgisayar kasaları  yıllardan beri neredeyse hep aynı boyutta peki hiç düşündünüz mü? Bu kasalar neden küçülmüyor.

Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte bir çok model cihaz büyük ebatlardan küçük boyutlara kadar inebiliyor ancak pc kasaları ne hikmetse küçülmüyor. Bunun sebebini kısaca açıklayalım:

kasa

İlk çıkan bilgisayarın bir  oda dolusu parçalarla ve o büyüklükte olduğu söylenmektedir.

Apollo 11 astronotlarını Ay'a çıkaran  mekikte kullanılmış olan 32 kg'lık bilgisayardan çok daha güçlüsünü bugün 100 gramlık bir cep telefonuyla beraber ceplerimize sığdırabilmekteyiz.

Bilgisayar kasalarının küçülmemesinin nedeni ise işlemci ve ekran kartlarının günümüze kadar küçülmediğinden dolayı kasanında sabit kalmasına neden olabilmektedir.  Masa üstü bilgisayarlar genel olarak teknik işlerde kullanılır hale geldi kasa içindeki ekipmanlar küçüldükçe performansta düşebileceğinden sabit boyutta kalması uygun görülmektedir. Zamanımızda en güçlü ve büyük projeler yapılan bilgisayarlar hala büyük boyuttadır.

Her şeye rağmen en iyi performansı ve bizlere hızlı işlemler yapmamızı sağlayan masa üstü bilgisayarlardır. Küçülmesininde bizler açısından pek önemi yok.

Bazen insan yazmak ister (Deniz Taşkan)

Bazen insan yazmak ister. Neyi, nasıl bilmez ama yine de yazmak ister. Kimi insan dilini kalem kılar diliyle yazar; kimi insan kalemini dil kılar söyleyerek yazar. Ruhunun sonsuzluğunda ki fırtınalarını başkasının denizinde koparmak ister, onu arzu eder. Amacı karşısındakine zarar vermek vermek değil,.sadece paylaşmaktır, anlaşılmaktır. Ruhunun dostunu bulanlara ne mutlu. Bulamayanlar ise cehennemi şimdiden yaşamaya başlar. Vay ona vaylar ona. Sen var dostunu bulmaya bak. Cenneti şimdiden yaşamaya bak ey gönül.

Bazen insan yazmak ister  (Deniz  Taşkan)


Dostunu bul karanlığın girdabından çık kurtul. Dostunu bul yanlızlığın bataklığında çırpınma. Dostunu bul mânâ denizinin dalgalarında savrulma. Hasretini çektiğin özlemleri muradın bil dualarına ekle. O dostuda duana âmin bil. O dostu avuçlarının içinde kader, O dostu alnında yazı bil. O dostu gündüzünde şems, O dostu gecende kamer bil. O dostu gözlerini kapayınca hâyal, O dostu gözlerini açınca hakikat bil. Yeter ki O dostu bil. Zaten bulmak, bilmekten geçmez mı? Kim ki bilmek ister o zaman bulmalı, aramalı. peki kime kendini buldurmak ister? Tabi ki kendini bilmek isteyene. O zaman kendini kime bildirie? Hiç şüphesiz sevdiğine. Eğer o dost birine kendini bildirmek, buldurmak istiyorsa demek ki ona muhabbeti vardır. Dolayısıyla kendini ona arattırır.

Onu arayanlara ve Ona arama payesine erişenlere ne mutlu. Dostu bulmak temennisiyle dostla kalın...

Yazar Hakkında: Deniz Taşkan İslami konular hakkında kendine  özgü yazılar yazmaktadır. Kendine ait birçok makalesi bulunmaktadır. 

Ölümsel Kurgusal Günlük Ders

Sandığınız gibi olmasını istediniz hep. Ama andığınız gibi oldu. Siz andığınızı doğru sandınız. Aslında siz çoktan yandınız. Daha açıtmadı, yanıyorsunuz bunu fark etmediniz, siz öldünüz, Görülen bir saniyelik an bize. Kaç trilyon seneden beri ruhun çıkamıyor, kalp ölmüş, dil tutulmuş, sadece acı ama ne acı boğazından içeri dikenli telller tüm bedenine yayılmış halde tüm damalar içine giren onlarca dikenler kılcal damar ve tüm vücut ve ruh çekilen bu acı kaç trilyon senede acaba. Seni gömdüler dün gece üstüne yağmur yağdı nasıl bildiler acaba seni iyi mi bilirdik dediler. Ne dedilerse dediler hadi gömün dediler gömdüler seni koydular mezara ağladılar bir kaç gün sonra unuttular sen öldün ya bir saniye görülen bu zaman.
Ölüm anındaki kalkan perdenin ardındaki zaman kaç trilyon seneden beri ruhun daha ayaklarından diz kapağına kadar gelememiş, dikenli bir daldan tülbenti çekiyorlar gibi tarifi imkansız acı içinde acaba kaç milyardan daha uzun sene sonra ruhunu bedenindenh ayırır ölüm meleği, sen o zamanı dünyadaki zaman mı sandın? bize görülen ölüşün bir andaki kısalık. Senin ölüm anında başlayan zaman farkı ile kaç kaç milyar seneden beri ruhunu dikenli tellerin tüm vucudu acıdan çıldırtan bu acı içinde acaba kaç katrilyon ışık yılı daha sürer ruhunun vücudundan ayrılması. Ayaklarından başlayan bu çekilişin her bir çekişinde 100lerce katrilyon ışık senelerince zamana denk gibi sanki ve her bir sene bu çekilişin acısı ile ruhunu teslim etmek istersinde her an o katrilyonlarca senelere denk gelebilircesine o acıyı sen daha ayak uçlarında iken ruhunu her anda farklı ve çoğalarak şiddetlenen acının daha farklı türü ile aynısını yaşarken 565462331 katrilyon ışık yılı ile hesabla artık karnına kadar çekilen ruhun acısı ile vücudun çığrışması acının dahada acıtması ile karnında takıldı 50 milyon sene geçerde gögsüne 14569877 katrilyon ışık yılında ulaşır. Evet sen dün gece öldün ya. Biz seni gömdük bile, ama sen hala ölüyorsun, (öldün) ama ölemiyorsun, sen bizim zaman kavramımızda öldün gömdük gittin de sen hala ölüyorsun.

Ne garip dimi bu nasıl olur diyorsun. Baksana öldüğün o günden beri ölemiyorsun. Daha 646434315125646454666646 katrilyon ışık yılına ve misali zamanlama ile bu kadar zamana ihtiyacın var. Ve sonunda ruh boğaza kadar çekildi ve ölüm meleği ruhunu öyle bir sıktı bu acı ruhunun çıkmasından daha ötesine giden büyük acı. Dur daha bitmedi nereye.. Hiçbir yere. Sen dün gece öldün biz seni gömdük unuttuk.. Bak yapmur yağdı mezarına. Ve artık mezardasın sorgu melekleri en korkunç şekilde karşında tek başınasın. kafanı çarptın ya işte o tahtaya öldün işte sen o zaman. Bilemem o zaman hangi zaman. Bize daha dün gibi. Sorgu başladı Rabbin Kim? (?) Ee sen bizleyken biliyordun, kim bilmez ki, Peki dilin neden suskun. Yoksa sen Rabbim Allah diyemedin mi? Çok yazık. Bak gördün mü? Bildiğin bir şeyi diyemiyorsun. Allah diyemiyorsun. Topuzu kafana yedin mi, yerin ne kadar dibine göçtün. Mezar seni kaç yüzmilyonsene sıktı bıraktı sıktı bıraktı... Hadi söylesene? Pardon sen daha azapdasın.

Gördün ya gidecein yeri çok mu korkuyorsun sen oradan? Evet bak korkudan korkuyu bile korkutuyorsun? Sorguda birinci soruyu nasıl bilemedin sen? Arapçayı da ile biliyorsun aslında bir çok dilide hadi diyelim her dili. Yazıklar olsun sana Allah diyemedin. Bak gördün mü? İlmin o kadar çok olduğu halde İlk soruda nakavlt oldun. Bu kadar ilminle kendini bilmeyi unuttun. Sen kendini bilseydin, bilirdin belkide birinci soruyu, ikinciye geçerdi sorgu melekleri, Ama senin ilmin çok baya billiyordun ya ikinci soruda dinin nedir? kem küm bilmiyorum mu? dedin yoksa? Ama biliyordun ya? Bak bildiklerin senin aslında bilemediklerinmiş. Sen daha üç soruyu bilemedin ya bak işte bende bunu bildim. Nasıl iyi mi? Bu sadece bazı durumları anlabilmek için uzunca yazılmış bugünün dersi olarak bizlere yeter... (iF)

Arakorya Bitkisi (salon çamı)

Arakorya Bitkisi (salon çamı) Nedir?


Arakorya Nedir?


Araucaria, kozalaklı ağaçları kapsayan, Araucariaceae familyasına ait bir cinsdir. Bu cinsin ayrı yerlerde dağılımlara sahip 13'ü endemik olan 19 türü bulunmaktadır.
Bilimsel adı: Araucaria
Üst sınıf: Arokaryagiller
Takson Basamağı: Cins

Not: Bu video "ibrahim fırat" isimli youtube kanalından alınmıştır. "Eğer Sitemizde telif haklarının size ait olduğu ve yayınlanmasından rahatsız olduğunuz bir fragman yahut herhangi bir video varsa bizimle iletişime geçtiğiniz takdirde, fragman sitemizden 3 iş günü içerisinde kaldırılacaktır." İletişime geçmek için sitemizde yer alan iletişim bölümünden direk olarak mail gönderebilir veya iletisim@ibrahimfirat.net mail adresine E - posta atabilirsiniz.

Arakorya tanıtım videosu