-->

Sponsor Alanı

Slider

İlgi Çeken Videolar

Sağlık

Teknoloji

Sinema

Televizyon

Ne Nedir?

En5 Konular

Ads1

Alkol ve Uyuşturucunun Zararları Nelerdir?

Madde kullanımı ve Zararları Hakkında.


Geçmişten günümüze kadar en tehlikeli durumlardan biri olan uyuşturucu madde  kullanımı insalık tarihi boyunca en zararlı olarak bilen  çeşit çeşit uyuşturucu maddeler ile insanlar kendilerine  zararlar vermişlerdir ve bu bağımlılığın önüne ne yazık ki tam olarak geçilememiştir. Bu konumuzda uyuşturucunun zararları  hakkında kısa ve öz bilgi vereceğiz.

Uyuşturucu madde olarak bildiğimiz genel olarak çeşitli bazı kimyasallar ile birlikte elde edilmektedir. Madde  bağımlılığı her geçen gün daha  fazla kişiyi etkisi altına almakta ve  kullanım yaşı da neredeyse  daha küçük yaştaki kişilere kadar  düşmektedir.  Madde kullanımı ile ilgili   tedbirler ve cezalar üst seviyede olsa dahi bağımlı olan kişiler hem  psikolojik hemde fizyolojik bağımlılıkları nedeniyle bırakmakta güçlük çekmektedirler.

Alkol ve  Uyuşturucunun Zararları Nelerdir?


Uyuşturucu  sadece ülkemizin değil tüm dünyada  en kötü bir salgın hastalık gibi  hızlıca ilerlemektedir. Uyuşturucu ile mücadele kurumları her zaman için insanları bu kötü alışkanlıklardan kurtarabilmek için ellerinden geleni yapmakla birlikte  bir nebze olsun  madde kullanan kişileri bu kötü alışkanlarından vazgeçirmek için seferber olmuş durumdadırlar.

Zamanımızda da  bu kötü alışkanlığa  yakalanmış kişiler mevcut ve artık birçoğuda kurtulmak için gerekli yerlere başvurarak tedavi görmektedirler.Zehir tacirleri her geçen gün yeni yeni isimlerle  farklı  ama yanı veya daha  tehlikeli olanları öne çıkararak gençlerimizin geleceği ve hayatı ile oynamaktadırlar. Genel olarak arkadaş çevresi ile başlayan bir kereden bir şey olmaz diyerek  yapılan eylemin sonu bağımlılık olarak ortaya çıkmakta ve sonucunda  tedavi yöntemleri ile bu duruma son verilerek birçok kişide  madde bağımlılığından kurtularak  daha güzel bir yaşama  merhaba diyerek  mutlu ve huzurlu yaşadıkları görülmektedir. Ve bazıları ise  daha sonra bırakırım düşüncesi ile  bağımlılığını yenemediği için  mutlaka uzmanlar tarafından  iyi bir tedavi sürecine girmesi gerekmektedir.  Uzun  yıllar madde kullanan kişilerd  olumsuz  değişiklikler,  çabuk yaşlanma ve bir  ton sayamayacağımız  hastalıklar ve hatta ölümlere bile neden olan bu  tehlikeli maddelerden bir an önce kurtulması için bizlerde çaba sarf ederek bağımlı olanların ellerinden  tutarak gerekli kurum ve kuruluşlarla irtibata geçerek  kurtulması için elimizden geleni yapmamız gerekir.  Bu sayede ne kadar  insan bu illetten kurtulursa o kadar iyi olur ve zamanla insanlar artık bırakmak için çareler arayacaklar ve  aramaktadırlar. Bizlerre düşen bağımlı olan kişilere yardım eli uzatmak ve  en azından  sosyal medya ve bu tür platformlarda  uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı ile ilgili  zararlarını anlatarak geniş ve detaylı bilgilendirme ile yardımcı olmamamız gerekir. Kısa ve öz olarak anlattığımız  uyuşturucunun zararları hakkında geniş ve detaylı bilgi edinmek için "https://www.zararlari.org/"  adresinden  birçok zararlı maddenin  ve bağımlılıklar hakkında bilgiler edinebilirsiniz.

Biranın Zararları Nelerdir?


Her ne kadar şehir efsanesinden ibaret olan ve sanki çok  faydalı bir şeymiş gibi gösterilmeye  çalışılan alkol ve özellikl bira o kadar da masum değildir. Genelde halk dilinde dolanan bira  böbrek taşlarını düşürür söylemleri ile insanlar  birinci  dokunuşla  alkol içeren bira adı verilen içkiyi içerek keyif yapmakla beraber zamanla bunun bağımlısı olurlar ancak bunun farkına varmaları çok geç olur. Kişi içki içer ancak ben bağımlı değilim der. Fakat dikkat ederseniz  kişi  hemen hemen her fırsatta içmesine rağmen  bağımlı olmadığını dile getirir ve düşündürücü bu duruma soru olarak bizde sorarız ki; madem bağımlı değilsin neden sürekli içiyorsun veya içme istedği duyuyorsun? Kısaca biz size   Biranın zararları  hakkında bilgiler verelim.  

Aslında   genel olarak  alkollü içkilerin zararlarından bahsetmek iserdik ancak bunun için çok geniş ve detaylı bir içerik olması gerektiğinden bu konumuzda  biranın zararları hakkında ve daha geniş her türlü bağımlılık içeren durumlar için en aşağıda kaynak olarak edindiğimiz bilgi içeren  faydalı siteden  istediğiniz  tüm bilgilere erişmeniz mümündür.


  • Beyin hücrelerine  zamanla  zarar vererek, zeka kapasitesine oldukça  gerilere düşürür.  Ve kişi bunu  hemen anlamaz ancak zamanla bu ortaya çıkar.
  • İltihap yapar.  Genel olarak Pankreas iltihabı vb.
  • Herkesin bildiği ezberi bozan durumlardan biri böbrek taşı düşürmesinden ziyade  tam tersi etki ederek böbreklerde  taşların çoğalmasına neden olur. 
  • Kalp yetmezliği sorunu ile karşı karşıya kalabilirsiniz.
  • En tehlikeli olanlar arasında ise  vücut için zararlı olanı "Karaciğer kanseri: Karaciğerde yağlanmaya neden olan bira emilimini azaltır ve karaciğer sertleşerek kanser riskini arttırmaktadır."
  • Bira içen insanların bağırsaklarında ve midelerinde büyük oranda hasar ve zarara neden olur. Bu tür rahatsızlıkları meydana çıkarmaktadır.
  • Bira  göbek yapar,  kısa zamanda kendine bağımlı hale getirir. Baş ağrısı ve buna bağlı durumlar. İshal, kusma, nefes darlığı.

Bira ve buna benzer alkol bağımlılığı olan kişiler  tedavi için hemen başvuru yaparak bir an önce  başlamaları gerekir. Ve ülkemizd son derecede  titizliklikle  yardım sever ve  uzman doktorlar sayesinde bu tür alışkanlıklarından kurtulanlar oldukça fazla.  Amatem merkezleri bu iş için hizmet verir ve bu tür maddelerden  kurtulmak isteyen ilk olarak kafasında  tedavi olmak istedğini kendine  söylesin ve  tedavinin başladığı nokta kişidedir. Yani kişi gerçek anlamda ben tedavi olmak istiyorum derse artık  her şey çok kolay olacak ve kısa zaman içinde artık alkol ve benzeri  maddelerden nefret eder hale gelecektir. Alkol bağımlıları için  duruma göre 6 ay 1 sene veya  daha fazla hekim kontrolünde  ayakta  tedavi ile ilaç ile  bağımlılığa çok kolay şekilde son verilmektedir.  Yeterki kişi ben tedavi olmak istiyorum desin ve tedavi olmak isteyen kişilerde   gerek adı geöen siteye gerekse buradan mail veya  yorumdan yazarak bizlere  ulaşsınlar bizler sizlere yardımcı olalım. 

Biranın  diğer bazı zararları hakkında kısaca:


  • Süreki olarak kullanımdan doğan karaciğer yağlanması ve bu yağlanma oldukça zararlıdır.
  • Cilt kurulukları ve erken  yaşlanma belirtileri meydana çıkar.
  • Kalp ritim bozuklukları
  • Panik atak durumları
  • Anksiyete, depresyon.
  • Cinsel isteğin azalması,
  • Arkadaş çevresi ile sorunlar özellikle ailevi sorunlar,
  • Şiddetli geçimsizlik
  • Bilinçsiz davranışlar  vb. birçok  vücuda zararları olmakla birlikte genel anlamda hem çevreye hem psikolojik olarak hem insanlara karşı   zararları vardır. Sadece içene  değil. Genel anlamda genele zararı olduğunu unutmayınız.
Biranın zararları başta alkollü bir içecek olmasından kaynaklanmaktadır ve bununla birlikte bu zararlar sadece bira için değil çeşitli alkollü içkilerde ve daha  değişik  zararları ve sanılanın aksine böbrekleriniz için zararlı bir içki türü olarak bilinir.

Bütün bağımlılık ve  zararlar hakkında bilgi edinmek için geniş çaplı detay edinmek için  kaynak alınan ve yararlanılan faydalı bilgiler içeren ve özellikle madde bağımlılığı, alkol bağımlılığı, kumar bağımlılı  vb. İçeriklerden haberdar olmak ve bilgilenmek için lütfen https://www.zararlari.org  site adresiniz  ziyaret etmenizi  iF ailesi olarak önermekteyiz.

Batı, kuzey, güney, doğu vs. Nerede.

Heryer batı mı? Doğu mu? Kuzey mi? Güney mi? ve diğer yönler mi? Heryer heryer mi?



Şöyle bir paylaşım yapılmış "BATI'nın AYAKLARINA KAPANAN K.... GÜNEŞ'İN BATI'dan DOĞACAĞI GÜNÜ
BEKLESİNLER.." bundan dolayı aklıma takılan kafamı tırmalayan sorular çıktı ortaya cevaplarsanı sevinirim. detaylar aşağıda..


Güneşin batıdan doğmadığını nereden biliyoruz? Batı dediğiniz yer nere? Ben Erdal abiye farklı yönde iken başka arkadaşım bakşa yönde ben batıda ikende benden de batıda olan akrabam var bu nasıl oluyor? Yada tam tersi ben güneydeyken başkası kuzeyde ama diğeri kuzeyde iken o güneyde bu nasıl oluyor ki?!

Yani bu batı neresi batının öteside batı batıdanda güneş doğuyor ve batıyor. doğu da batıyor ve doğuyor güneş. güneyde de kuzeyde her yerde hem doğuyor hemde batıyor dünya yuvarlak. Aslında her yer batı,doğu,güney,kuzey vs. değil mi?. Karmaşık gelebilir soru ama açayım biraz. Şimdi türkiyede güneş battı nereden battı batıdan nereden doğuyor? Battığı yerden dimi. Örnek: İstanbulda güneş battı ama istanbuldan doğdu. Ülkemizde ise "Güneş ilk once Igdır ilinde dogar ve batar" Bu durumda her yer dediğim gibi batıda olabiliyor, doğuda, kuzeyde, güneyde, vs. Bana batı neresi orayı bilmek istiyorum bana batıyı bulun yeter ben size diğer yönleri bulurum :)   ben bulamadım çünkü. Mesela ülkemize göre en batı Çanakkale ise en son orada doğar orada batar. Buna göre güneş batıdan doğarken batıdan yada aslında dünyaya göre heryerden doğmuyor mu? Doğuda güneş batarken batıda güneş doğuyor bu nasıl oluyor?

Batı, kuzey, güney, doğu vs. Nerede.


Kafam iyice karıştı. Sizinki de karışsın istedim. Batı sağda mı solda mı? yoksa kuzeyde mi yada güneyde mi? Diğer yönleri hiç karıştırmiyayim işn içinden çıkamayız. Haritaya göre bakarsanız tabi batı diye tabir edilen yer solunuzda kalır. Ama haritanın ilerisine gidersek yunanistanı görürüz Çanakkale ülkemizin en batısı ise Yunan istana göre biz hangi yöndeyiz? Eğer doğu derseniz bende derim ki hani batıydı derim? Arabistan nerede? Güneyde derseniz bende derim ki Hindistana göre batıda. Çin nerede? haritaya göre hesap yapıyoruz. Çin Doğuda derseniz bende derim ki Japonyaya göre batıda veya buna yakın yerlerde. Ama Abd ye göre, Türkiyeye, Arabistana, sibiryaya, hint okyanusuna vs bunlara göre heryer hem batı, hem doğu hem kuzey ve güney ve diğer yönler kuzey batı kuzey doğu vs. Söz veriyorum siz bana batıyı bulun ben diğer yönleri bulucam. Batıya taktım iyi mi? Yoksa dünyayı biz yuvarlak mı görüyoruz. Acaba Bütün her yer aynı yerde olabiir mi?

Mesela Biz Türkiyedeyiz ve güneş burada doğunca başka tarafta batmış oluyor ya bu sebeple tek noktada olabilir mi tüm ülkeler, abd, rusya, çin, vs. Şöyle örnek vereyim. Bir kitap var elimizde dünyadaki ülke sayısınca sayfası var. birinci sayfayı okuman güneşin doğması ve batması kadar zaman alıyor ve batınca diğe sayfaya geçiyorsun ve bu sayfa başka ülke. böylece üst üste dizilmiş bir yer kapanırken bir yer açılıyor. ve bu kısır döngü kıyamete kadar devam ediyor. Saçma gibi gelebilir örnek ama yerinde oldu. Veya bir gazete gibi düşünün gözlerin güneş olsun açık sayfa sana bakıyor sonra okudun çevirdik diğer sayfayı başka görseller yazılar çıktı. Yani başka ülkeler aydınlandı. Neyse siz bana batı neresi onu söyleyin yeter. (iF)

Aynalar ve Gerçekler (Aynadaki Sen misin?)

Aynaların Sırrı


Bazen ara sırada olsa yerli yersiz düşnceler  ile yazılan bu farklılıklar her ne kadar bilimsel olarak  kesinlik  kazanmasa da biz düşünbcelerimizi yazalaım. Bu konumuzda  "AYNA"lardan bahsedeğiz.  Dimi aynalar  aslında çok ilginçtir.  Baktığımız zaman bir  şeyler görürürz. Nere  tutarsak  onu görürüz  ancak aynalar hakkında yanıldığımızı  akla  getiren   toreorimizi  paylaşalım:

Aynalar ve Gerçekler  (Aynadaki Sen misin?)


iF ailesi olarak ve ibrahim  fırat olarak   akıldan ziyade içde oluşan hususlar arasında meydana gelen bir içdeniş ile bunu yazmayı uygun gördük  aslında  fazla  uzatmadan izah edeğiz. Ve elimizden geldğince avam lisani ile yazmaya  gayret edeceğiz.

Aynalar ne kadar gerçeği  yansıtıyor?


Evet  aynalar bizlere  gerçeği geçekten  yansıtıyor mu?  Hayır  yansıtmıyor  bir ayna karşısına geçen her kim  olursa olsun (Allah'ın  yarattığı hiç bir  şey çirkin olmaz)  ancak   güzelin  daha az  güzeli olanlar vardır ve biz bunlar genel olarak  çirkin deriz ben demesemde insanlar bunu dile  getirir o yüzden buna  binaen  yazacağım.  Sen  aynaya  baktığında kendini ne kadar  beğeniyorsun değil mi  ama bazende  beğenmiyorsun yani  hani saçın bozuk olsa düzeltip  kendini sonunda beğeniyorsun ve kendini beğenene kadar  ayna karşısından ayrılmıyorsun dimi?


Evet  insan kendini  beğenmediği sürece  ayna  karşısından  ayrılmaz.  Bu bir geçektir  ve insanın kendini beğenmesi her ne kadar iyi olmasa da bu  aslında kibir mi bilemem ancak  kendini beğenmeyen  insan bana  gösterin yeter.  Ben kendimi beğenmiyorum dersem oda  yalan  olur.


Aynalara  taktık bugün ve  konumuz  onun üzerine   benim  kendimi ayanada gördüğüm  gibi bir başkası bana bakttığı  gibi olma  ihtimali ne kadar sizce?   Kesinlikle  %  30  aynalar  aslını  yansıtmıyor neden dersen   öyle olsa idi  çirkin insanlar bile  kendini aynaya baktığında kendini beğenir  aslında bunu bu şu  şekilde  açıklayabiliriz. ALlahu  Tealanın  yarattığı  hiç bir  şey çirkin değildir  fakat  daha güzel insanları gören gözler   aynayta  baktığı zaman kendini çirkin olduğunu mutlaka  anlayacaktır. Mütevzilik hariç genelde kendine çirkin diyen yada aynaya baktığında  kendini  çirkin gören insan var mı?  Hakiki olarak soroyorum?!...

Aynalar  yansımadır. Bizlerin çeşitli surtlerde     iyi veya kötü olarak  yanstmasıdır  ve size öyle bir söz edeceğim ki aslında ayna nedir bilir misiniz  ayna insanın kendini  görmek  istediği en güzel görüntünün  yansımasıdır.

Aslında  ayna bizim  görmek istediğimiz kendimiz yani biz bakarken görmek isteğimiz kendimizi görürüz.  Fazla sözü   uzatmayacağım sözü burada bitiriyorum.  Gerekli durumda  teorimi güçlendirim.

Rekler Hakkında Farklı Bir Teori

Renkler tarif  Edilir mi?



Rengini  tarif eden var mı?  Renkler hakkında  ilginç bilgiler?


Renkler hayatımızın bir parçasıdır. Her insanın en çok sevdiği renk veya renkler vardır. Bildiğiniz  gibi bir rengin fazlaca tonları olduğu  gibi  ana renkler  7  tanedir. Bunları saymaya  luzüm  görmüyorum biliyoruz ancak aşağıda bun renkler ile ilgili  fikirlerimi  yazacağım.  

Evet renkler önemlidir.  Her insan bazı renkleri veya bir rengi daha çok sever. Rengarenk her yer aslında  giyimden tutunda,  gök yüzünün gecesi  gündüzü,  ayın rengi, güneşin rengi,  insanların renkleri , yazıların renkleri, kokunun bile rengi var. Buna benzer çok örnek çıkarabilirim  şimdilik bu kadarı yeterli.


Rekler Hakkında Farklı Bir  Teori


Bildiğiniz  gibi insanların  hiç biri birbirine benzemez ikizler bile birbirine ne kadar benzer gözükse bile farklılıklar var.  Parmak izleri mesela  her insanın farklı farklı.  Kar taneleri hiç birbirine benzemez ama her ne kadar da olsa bize aynı gibi gözükür.  Renkler konusuda bunun gibi   aslında  saçma  gibi gelebilir belki  aşağıdaki  yazdıklarım ama olabilitesi yüksek durum.


Yedi Ana Renk


Siyah ve beyaz renk olarak kabül edilmez; siyah yedi rengin hepsini emer beyaz ise hepsini yansıtır. Renklerin koyuluk açıklıkları (Valör) da ışıkla ilgilidir . Bu 7 renk; Sarı, kırmızı , turuncu ,mavi, yeşil, mor, lacivert

1. teori: Mesela ben   yeşil  ve mavi rengi severim.  Ama ben bu rengi nasıl görüyorum bunu sadece ben biliyorum. Herkes için  renklerin ismi aynı ama ve bizler öyle bildiğimiz için her bakan bu renklere evet bu yeşil veya mavi  diyebiliyor. Bu  çocukluktan beri  alıştığımız daha doğrusu bildiğimiz görüntüden oluşan akılda kalan bir durum olasılığı. Ben yeşil diyorum  yanımdaki kişiye sorduğumda oda yeşil diyor. Peki size  yeşil renk nasıl bir renk diye sorsam  bana yeşil rengi anlatın desem bunu anlatabilir misiniz? Birçok şey anlatılabilir ancak renk nasıl  tarif edilebilir?  Koku  kısmen tarif edilebilir. Mesela  yeşil rengi  tarif edebilirim derseniz de edemezsiniz? Örnek olarak yeşili  tarif ederken  bir cimeni örnek  gösterirsiniz ama bu tarif değil siz rengi değil  cimeni  tarif etmiş  olursunuz yani cimende yeşil. Veya iki aynı renkte olan elbiseyi örnek gösterseniz gene olmaz. Burada  istenilen bir rengin anlatılması.  Bana  yeşili anlatsana? İnsanlara sorun  renkleri anlatın diyin  bakalım renkleri anlatılabilir mi?  Bu konu hakkında  fazla  detayım yok ben sadece  fikrimi  yazıyorum  yanılma ihtimalimde elbette var. 

Ben  baktığım zaman mavi renge mavi görüyorum ee ötesine gidemiyorum  tarif edemiyorum.  Yani en fazla  gök  yüzü  gibi  derim ama  gök yüzüde mavi. Aslında renkler aynı  evet  ama  kime  göre bizlere göre aynı.  Senin gözlerinle ben bakamadığım için mavi renk sana  nasıl gözüküyor  bunu çok merak ediyorum. Ancak her insana benim fikrimce  renkler farklı gözüküyor. Ancak aynı renkte birleşiyor gözler. Örnek verecek olursam ben  yeşile bakıyorum yeşili görüyorum bir başkası bakıyor oda yeşil görüyor. Buraya kadar sorun yok ama nasıl  görüyor o yeşil rengi acaba. Ben nasıl görüyorum sizce  yeşili bunu anlamak mümkün değil.  Çünkü benim gözlerimle bakmanız gerek bende  bir başka insanın gözü ile  o zaman bir karşılaştırma yapılır ve farklar ortaya çıkar. 

Aslında her şey  sandığımız gibi değil. Hani meşhur bir söz vardır. Hiçbir şey göründüğü gibi değil bu söz  bu teoriyi destekler durumda.  Her insan bakar ama bazısın baktığı zaman ötesini göremez, bazısı bakar  duvar görür, bazısı bakar duvarın boyasını, bazısı bakar  arkasını  hisseder, bazısı bakar duvardaki  tabloyu fark eder, kimisi de  tabloyu görür  ama odaklanamaz  ve  her insan farklı bakar.  Eğer  herkes aynı bakış açısı ile bakmış olsaydı herkes aynı olmazmıydı.  Olurdu  tabi. 

Leyla ile Mecnun  buna örnek olabilir. Mecnun leylayı nasıl görmüş ki acaba  ona ondan daha güzel bir şey gözükmemiş ama başkaları leylanın  çok çirkin olduğunu söyleler. Çirkinlik  bir nebze anlatılır.  Haşa  Allah'ın yarattığı hiçbir şey çirkin değil ancak  güzelin bir tık ötesi  daha güzeli olarak  fark arası var. 

leylaya bakan sizin gözünüz olsaydı mecnun olmazdınız dimi,  ama mecnunun  gözü ile baksanız mecnundan beter bile belki olurdunuz çok garip dimi. Çok delice gelmesin bu sözlerim incesine inerseniz oldukça  mantıklı ve olası durum. Fakat  herşeyde yanılma payı vardır.

Bir sinek nasıl görüyor bunu bilmek mümkün mü bilemem ama  buna ilişkin  bilgiler vardır. Ama sinek olmak gerek o gözle bakmak için. Yılan başka  görürken,  akrep başka görür,  köpekler kokuları ile anlaşırken gözleri çok net görmez mesela.  

Eğer imkan olsaydı işte  bir başkasının gözüyle bir renge bakarak  karşılaştırma yapılsaydı o zaman bu teori çürürdü. Hiç kimse başka birinin gözüyle bakamaz.  Manevi olarak başkasının gözüyle bakarsın bu sadece benzetmeden ibaret, bakış açısı  kastediliyor.  Evet  bakış açısı herkesin farklı demekki insanlar bile  başkasının gözüyle bakmak istiyor aslında ama fikir olarak bir pencereden ama  asıl olarak bakmayı düşünmediler çünkü  asıl olarak  başkasına ait gözle bir başkası asla bakamaz. O kişinin gözleri ile  bir başkasının gözlerini  takas etseler bile bu değişmez. Burada sadece  göz değil, ruh beden,  akıl, idrak, irade, kavrayış hepsi buna etkendir. Yani  kısaca kimse bir başkasının gözüyle bakamaz. Konumuz renk olduğu için bir renk  bana öyle gözükürken sana başka gözüküyor kim bilir. Ama  yukarıda belirttiğim gibi  biz  renkleri böyle bildik isimleri ile. Yani öyle öğrendik aslında yeşili  yeşil öğrendik diye bize  yeşil oldu. Ama gördüğümüz sahi hangi renk?

Beyaz ve  siyah renk en ilginç olanı. Bunlara örnek verilebilir ama ötesine gidlemez.  Mesela  gündüz gökyüzü mavi, bulutlu havalarda  daha değişik ama dikkat ediniz  hava karardığı zaman  siyah gözükür. İşte bu karanlık yani siyah size  nasıl bir  siyah nasıl karanlık.  Aklınızdan şu  fikir geçebilir. Işıkları kapatınca  zifiri karanlık olur etrafı bir süre göremeyiz işte o diyebilirsiniz ama öyle değil. Bir  insan beyaza bakıncada göremez.

Heryerin karlarla  kaplı olduğu bembeyaz bir yere  bakın bir süre sonra kör olursunuz yani geçici kar körü deler buna bir şey göremezsiniz. İşte  karanlık aslında bu durumda beyaz oluyor. Beyaz ise  karanlığa kaçıyor.  Renkler birbirlerini  kovalıyor aslında  her bir renk her bir renge özeniyor.  grinin  kaç tonu var  bilmiyorum ama her bir rengin baya bir  tonu var.  

Teknoloji gelişmiş durumda   photosop ile ilgilenen yazılımcılar normal bir insan bile renk kodları ile  bir renk düşünelim bu sefer  sarı renkten örnekler verelim:  renk kodlarını basitçe bilen biri yada  photsopdan anlayan biri  sarıdan  belki  en az  30 ton çıkarabilir. Bu beceriden beriye değişir.

Mesela Medine'de yeşil kubbe var  bilirsiniz. Kutsal belde olan  Peygamber  Efendimiz  (s.a.v) ravzasında.  Her bakan o yeşile  farklı görüyor buna eminim.  Orada zaten birde  maneviyat var daha da  farklı.   Yeşil kubbe diye aratın hiç bir  kamera yada   fotoğraf makinesi  canlı olarak yakından görüldüğü  tonda çıkmamış  binlerce yeşilin tonu çıkmış Ama o bir yeşil. Bu renk üzerine bir  çalışma yaparak  benim gözümün gördüğü  o yeşilin en  yakın tonunu  tutturdum ama kime göre bana göre.  Başkasına göstersem herhalde  tutmamış diyecektir.  O remi  de ekleyeceğim aşağıda bakınız. Bu  tonu arattım  görsellerde tek benim  paylaştıklarım  çıkıyordu ancak başka  tonları arattığımda milyarca ton çıkıyordu.  Bu resme iyi bakın.  Aşağıdan bakın, yukarıdan bakın,  sağdan bakın,  soldan bakın, yandan,  köşeden  ve  değişik açılardan bakın bakalım  kaç tonlama var. Bakışa göre  50  tonda görebilirsin bazısı binlerce tonlama görür, bazısı bakar tek  ton görür, bazısı bakınca  sağ taraf tonu koyu der  ama halbuki öyle değil. Tek ton var ama bakıştan bakışa bu binlerce tona kadar  görünebiliyor.  Renkleri anlatamıyoruz ama örnek olarak.  Biri öyle bir bakarki  siyah görür.  Biri bakar ki  mavi görür, biri bakar ki  altın sarısı görür. Evet  farkındayım  kafanızı çok karıştırdım neyse konumuza dönelim.


yeşil  kubbe


Bu renge benim gözümle bakmanızı çok isterdim. O zaman beni anlardınız. Hiçte  tahminime göre sizin baktığınız  gibi  görmüyorum. Sizde benim  gördüğüm  gibi  tabi. Her insan kaç milyar insan varsa  herkes  bakar   yeşil der  ama  yeşil  hangi renk anlat dersen anlatamaz ki?  Yeşil   yeşil işte der geçer.  Tamam da yeşil ne renk?  Anladınız mı? yada  siyah hangi renk? Beyaz ne renk? Siyah siyah, beyaz beyaz, yeşil  yeşil evet bunu  biliyoruz ve bildiğimiz için bu isimlerle devam etmiş. Ama bu isimler öğrenilendir.   

Beni anladınız ama  daha detaylı  anlatacağım ki net anlaşılmam için.  Konuşmaya  yeni  başlayan bir bebeğiz şimdi ve  bir renk ismi  öğreniyoruz mavi rengini  öğrendik diyelim nasıl  öğrendik. Renk nasıl  öğrenildi  konuşmaya yeni başlayan bir bebeğiz daha  büyüklerimizden biri gökyüzünü  tarif etti  bak  gökyüzü masmavi dedi  o andan itibaren bu renk adı  ve görüntü  atomlarımıza kadar işledi ve  öyle kaldı. Bu böyle devam ederek, aya baktı ve ay ne kadar parlak ve beyaz denildi  ve beyaz rengi  işledi  bize ve devam edegele  edegele  durum buna işaret etti.

Şimdi  size soruyorum bana  kırmızı rengi anlat. Kanda kırmızı neden? Kan rengi kırmızı ve baktığımız kırmızı da aynı neden düşündünüz mü? Mesela bir kırmızı elma?  Kırmızı bir elbise? Kırmızı başlıklı kız neden kırmızı başlıklı? Bu kırmızı neye göre kırmızı?  nasıl bir kırmızı. Ben baktığımda kırmızı görüyorum evet sende kırmızı görüyorsun ama bunu  anlat diyorum hala anlatmıyorsunuz? Anlatılabilir mi acaba? kanımız,  bayrağımız  örnek  gösterilirsede bu rengi anlatmaz rengi gösterir sadece. Parmak izleri  ve dahi  her insan farklı surette  yaratılmıştır.  Ama biz hepimiz insanız  evet tek bir kelimede birleşen canlı olarak insanız. Hayvanlarda çeşit  çeşit ama hayvan diyoruz. Ama  kurt, var  çakal var,  keçi, koyun, kuzu, kertenkele, yılan, akrep  vs. Ama  herbiri farklı renkleri de,  insanlarda rengarenk. Hangi insan  hangi insanın renginde? siyahilerde  kendi renginde tonlara  ayrılmış tonlarca ton. beyaz tenlilerde her biri ayrı tonda,  sarısınlar,  kızıllar, esmerler, kumrallar vs.  Tonlarca   renk tonu.  

Ben beyaza baktığımda belki siyah görüyorum ama sen  baktığında  sarı görüyorsun belki. Ama bunun  farkında   hiç olamayız.  Çünkü  dediğim gibi isimler  atomlara işledi  başta öyle  öğrendik.  Bir yansıma bir bakış  bir görüş  ama farklı  farklı sanma ki her insan senin gibi bakar.  Yok öyle her insan  farklı bakar. Ama  aynı şeye  baksa bile  gördüğünü seninle aynı sansada aynı değil farklıdır.  Bunu renk için diyorum aslında çok  şey için de  örnekler olabilir ama  en ilginç renk geldi bana.  Rengin tarifini  yapanlar varsa bu teori çürür zaten.

Fazla  uzatmıyayım  uzun yazıları insanlar okumayı pek sevmez  burada keseyim  2. teorime geçeyim kısaca.

2. teorim:

Yukarıda anlattıklarım olası bir durum ama  hiçte öyle olmayabilir.  Her insan  aynı  bakıyordur kimbilir ki. Çünkü ben senin gözünle bakmadım nereden bilebilirim aynı görüp görmediğimizi  belki her insan baktığı zaman aynı görüyor.  Fakat bu teorimin olasılığı  1. teorime göre çok düşük kalır.  Bu sebeple burada yazmı sonlandırıyorum  fikirlerinizi bekliyorum.  

Deniz Çakır (Başörtülü Kadınlara Hakaret Etti mi?)

Başörtülü Kadınlara Hakaret Ettiği Söylenen (Deniz Çakır)

Deniz çakır gerçekten hakaret, taciz etti mi? Deniz Çakır hakkında çıkan bu haberler doğru mu,  yalan mı? Deniz Çakır'ın menajerinden gelen açıklama ve detaylar haberimizde. 

Başörtülü Kadınlara Hakaret Ettiği İddia Edilen Deniz Çakır..


Konuyu yazma gereksinimi duydum. Teknolojinin gelişmesi ve bazı olayların hemen sosyal medyada (özellikle  Facebook ve Twitter'da) yayılması çok hızlı oldu. İnsanlar bir resim paylaşıp altına istediğini yazabiliyor. Ve bazı gruplar İslam adı altında kurulan gruplar genel olarak samimi olarak gördüğüm ancak takipçilerinin içinde iyisi de var kötüsü de ancak bir paylaşım gördüm ve kendisini yeni tanıdığım bir sanatçı imiş. Dizilerde oynayan ancak ben bihaberdim. Her neyse sanatçı falan olması ve olmaması bu durumda önemli değil biz insana bakarız.

Deniz Çakır Kimdir? Kısaca Biyografi:


Deniz Çakır, 31 Aralık 1982 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Aslen Trabzonludur. Ankara, Ayrancı Süper Lisesi'nde okudu. Lisedeyken bir gün gittiği tiyatroda Zeynep Eronat'ı seyredince oyuncu olmaya karar vermiş. Hacettepe ÜniversitesiAnkara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun oldu. Kendisine bu dönemde Cihan Ünal hocalık etmiştir. Konservatuvar öğrencisi iken Ankara Radyosu'nda, radyo tiyatrosu yaptı ve radyo reklamı seslendirdi. 2004 yılında okuldan mezun olunca İstanbul'a taşınmıştır.çç

Deniz Çakır Kadınlara Hakaret Etti İddiası.


Ünlü sanatçı 'Deniz Çakır' geçen günlerde sosyal medyada hızla yayılan ve başörtülü 6 kadına hakaret ve tacizde bulunduğu iddiası ile sosyal medya gündemine oturdu ve gruplarda paylaşıldı birçok insan kötü söz ile itham etti. Kınadı, karaladı vs vs vs. Bunu yapanlar ise ne yazık ki muhafazakar kesim. Sakın yanlış anlamayın ben muhafazakar kesimi ne kınıyorum ne kötülüyorum ama hak neyse onu söylemek benim görevim. Çünkü bu kendini bilmez insanlar bir Müslümanın davranması gerektiği gibi davranmıyor. Küfürler, kötü sözler ağza alınmayacak sözler vs. Bende diyorum ki "Arkadaşlar ilk önce bir araştırın hemen zıplamayın her gördüğünüz şeye inanıp sinirlenmeyin sakin olun. Bu haberin aslı astarı var mı? Ve sakın laf taşımayın, kötü söz söylemeyin, kişinin imanı ile ilgili sözler etmeyin vs vs" Müslüman mı değil mi bilemem zatende bu bizi ilgilendirmez herkesin kendi seçimi biz insan olmasına bakıyoruz "Haşa Allah'a, Rasulüne, dostlarına hakaret ederse o zaman tabi ki tepkimizi koyarız. Ama ilk olarak bir şey gördüğünüz zaman araştırın bakalım bu haber gerçek mi ne kadar doğru, zıp diye atlama olayı var artık herkes sosyal medyada ne görürse ona inanıyor.

Deniz Çakır (Başörtülü Kadınlara Hakaret Etti mi?)


Tamam Video ve görüntü olsa diyeceğim ki doğrudur. Ve elde kesin ve net kanıt yok bu yüzden bir insanı kim olursa olsun suçlamanın mantığı özellikle Müslümanlıkta yeri var mı? Deniz Çakır hanım gerçekten bunu yaptı mı? Eğer yaptı ise 6 başörtülü kadına veya kadınlara "burası Arabistan'mı ne geziyorsunuz burada gibi sözler itham edildiği ve resimlerinin çekildiğini söylemekteler" Ve kendisinin alkolü biraz fazla aldığından sarhoş olduğu söylenmekte. Diyelim ki bunların hepsi doğru. Bizde iF ailesi olarak diyoruz ki, her insan hata yapar, hatasız olan günahsız olan sadece Peygamberlerdir. Bizler aciz insanlarız ve kendimizi ve Deniz Çakır vb gibi kişilere dil uzatanlara, dil uzatan sözde Müslüman kişiler sanki cennetle müjdelenmiş gibi tertemiz hatasız günahsız biri kendini görüp kendi günahların unutup başkasının bir hatası için bir iki söze binlerce söz ediyorlar. Ey Müslüman evlatları doğru mu bu yaptıklarınız? Bu haber doğru olsa bile laf taşımak nerede görülmüş, Müslüman laf taşır mı, dedi kodu yapar mı veya bir kişinin ayıbını örtmesi gerekirken onu ifşa edip yayması ne kadar doğru? Biz zahmet herkes kendine baksın. Ama şunu da bilin ben başörtülülere laf edilmesine tabi ki karşıyım. Allah'ın emridir ancak sadcece kafasına başörtü takmak değil tamamen bir tesettür. Yani bende laf ettirmem. Tesettür ile başörtüyü ayırt etmemiz lazım. Başlar örtülüp başka yerler açılırsa sizce açık olan mı daha kötü yoksa başı örtülü ama giyinip çıplak mı? Neyse onuda hadis-i şeriflerle sizlere izah etmeden önce. Dikkatimi çeken olay ve sosyal medyada dolanan yazı ve görsel yukarı da paylaştım ama bir kelime dikkatimi çekti. Ve "başörtülü" ibaresi tam olarak şöyle haberlerde geçen.

"Deniz Çakır'ın gittiği bir Kafe de yan masada oturan 'BAŞÖRTÜLÜ' kadınlara dönüp, "Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!" diyerek sözlü tacizde bulunduğu ve ve ardından kadınların fotoğrafını çekmeye çalıştığı ileri sürüldü."

Yukarıdaki haberlerde geçen bu genel söylemde dikkat çeken kelimeyi kırmızı ile işaretledim.  Başörtülü neden bunun üstüne basa basa  servis ediyorlar ki,  6 kadına  hakaret etti denilse ve  burası Arabistan'mı dense gene anlarız. Sonuçta ortada bir hakaret var ise  ister örtüsü olsun ister çıplak biz haklı veya haksıza bakarız yani  başörtüsü var mı  yok mu diye ayrım yapmayız.  Şunu belirteyim insanlar beni ateist, deist, din düşmanı  veya kafir bile ilan edebilirler ancak ben Hamd olsun Yüca  Allah'a (c.c) Müslüman ve İmanlıyım.  Ve burada  ben sarıklı, cübbeli, sakallı, sakalsız,  örtülü, örtüsüz Müslüman kardeşlerimi  uyarıyorum.  Dünden beri  sinirim  tavan yaptı. Kadın yani Deniz Çakır bir kelam etmiş (haber gerçek ise) Zaten dikkat ederseniz başörtüsüne de hakaret yok ne işiniz var burada demiş ve orasını tahmin ediyorum oldukça  lüks bir  mekan olduğu  belli. Yani habere göre başınıza bunu niye bağladınız dememiş ki?  Neyse sorun bu değil  habere göre ortada hakaret var ve ucu gene  başörtüsüne dokunuyor. Ama ben kesin ve net bilgi edinmeden ne adı geçen sanatçı hanımı nede  başötülü lüks mekanda keyif yapan bacılarımız arasında o haklı bu haklı diyemem.  İki tarafı da dinlemek lazım. tek taraftan bakarsak tabi Deniz Çakır haksız bulunacak.

Oldu ki diyelim içkili ve tam olarak bilinci yerinde olmadan ve o cesaretle ani bir atak yaptı ve onlar  o anda ona sinir tepkisi  yaptı ve  hakaret etti. Bu bir hata ve yanlış  ve zaten kendisi ayıldıktan sonra  da hatasını anlamıştır (haber doğru ise) Ve o 6 kadında  hiç mi cesaret yok muş bir kadına en azından güzel sözler ile  kibarca   yaklaşarak durumu anlatmamış yada en basitinden kısasa kısas olarak ona kızmamışlar.  Neden ki?  Müslüman Allah (c.c) korktuğu sürece kimseden korkmaz. Bir kaç sorum var ziyaretçilere  ve bu yazımı okuyanlara:


  • O mekan içkili bir mekan mı?  Eğer içkili ise ne işi var o  6 hanımın orada ve yanında eşi  falan damı  yoktu. Var ise eşi o arada ne yapıyordu?
  • Eğer o mekan içkili değil ise ve eş veya mahremi yanında yok ise  o  6 kadın neden o kadar lüks ve ünlülerin olduğu mekan içinde kendilerine laf geleceğini tahmin edeceğini düşünüp de girdiler.
  • Bu haber  yalan ise, Deniz Çakır'a atışan iftiralar,  ağza alınmayacak sözler, imanı ile ilgili sözler,  gıybet, edepsizlik eden Müslüman kardeşlerim nasıl bunun hakkını ödemeyi düşünüyorsunuz.
  • Eğer bu haber gerçek ise;  Ey Müslüman kardeşlerim neden Deniz Çakır için hata etmiştir, her insan  hata yapar, en kötüsü benim diyerek kendi günahlarına bakarak karşısındakine söz etmemek dururken ve beddua etmek yerine, hayır dua etmek daha iyi değil mi.  Olur öyle bir ana gelir ki Allah duanızı kabul eder ve O kişi helak olup Cehenneme giderse (bu sizi çok mutlu eder biliyorum) hiç üzülmezmisiniz? keşke hayır dua etseydim "Allah bu hanımı En iyi kullarından eylesin  hidayet versin" diye duada bulunsaydım dermiydiniz?
  • Adını anmadan önce oluşan manevi çoşku, cezbe ve aciz bir şekilde  piş günahkar ellerimden çıkan ve   İsmini hatırladıkça ve  yazdıkça herşeyin bir anda güzelleşmesi ile özür dileyerek Ya Rasulallah (Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v) Müslüman olmayan  Müşriklere bile kolay kolay beddua etmemiştir bir kaç yer hariç.  Ve İslam'a  girmeleri için  ne kadar sıkıntı ve üzüntü, keder  çekerek kim bilir kaç kez  müşriklere tebliğde bulundu.  Bir kişinin İman dairesi içine  girmesi için.  Ey sözde müslümanlar "Rasullallah (s.a.v) soyundan ne diye gitmezsin ama çok seviyorum demesini bilirsin, sözde kalır o.  Sevgini belli edeceksin.  Sana kötülük edilse de sen iyilik edeceksin.  Beddua etmek  doğru değildir olur ya o dua sana dönerde helak olursun.  Küçük gördüğün ise bir bakmışsın nur saçıyor etrafa.  Neden en azından  şöyle dua etmiyorsunuz.  Allah'ım bizleri de  bu durumdaki hanımlarıda   istikamet'e ulaştır. Eğer Müslüman değilse İman nasip et, Günahlarımızın  tümünü  bağışla diyerek hem kendinizi hemde  helak olmasını istediğiniz  kişi için bu daha iyi  değil mi?  Efendimiz  (s.a.v) Kaç yıl çile çekti bir kişi dahi  olsa  Cehennem atesinden kurtulsun İman etsin diye.  Sizdeki bu kibir, ucub ve cahillik ne diye.  Belki senin vesilen ile insanlar İslam dairesine girecek ve bu sana kıyamete kadar yetecek.  Kişinin cehenneme  girmesi yanması sana bir  şey kazandırmayacak ancak tabi  sevineceksin bu durumdan buda Yakışmaz abiler ablalar, kardeşler,  amcalar, dayılar, teyzeler, halalar vs. Neyse  önemli olan adam olmak bunun içinde illa edep illa edep..  Edep yoksa kaç o adamdan yoksa eder seni edebinden (iF)
  • Deniz Çakır neden o kadınların resmini çekme gereksinimi duymuş? Neden onların resmini çekmek istemiş. Bu sorunun cevabını çok merak ediyorum ve gerçekten bir insan neden resim çeksin ki?  yani tanımadığı kızdığı birinin acaba mekan onlara  uygun değil miydi? Yoksa başka bir sebep mi vardı? Bunları da bilmek gerek.
  • Fotoğraf çekilmeye çalışılan veya çekilmiş olma ihtimali ile o  fotoğraflar nerede, kanıt istiyorum. 
  • Son olarak İslam'a dinimize hakaret edilmediyse sadece bir kişinin bir kişiyi mekandan kovma nedeni Arabistan'a git demesine (başörtüsüne laf etmediyse inkar etmediyse, Allah'ın (c.c) emrine bir harf dahi muhalefet etti ise o zaman durum  değişir) neden bu kadar sinirlendiniz. bence de  madem orası lüks ve bir  çay  50  tl ise bu kişilerde zengin ise Mekke Medine  gibi  Kutsal mekan dururken ne işleri var orada...Haber doğru ise Deniz Çakır  aslında tebliğ yapmış bilmeden. Biz Müslümanlar  keyfetmek için yaratılmadık. masivadan uzak durmamız gerek ilk önce ben.  Ha illa birine sövecekseniz bana sövün zaten bana da çok kızarsınız bilirim,  beni münafık da ilan edebilirsiniz belki belki kafir bile belki başörtü düşmanı ne derseniz diyin hakkım hepinize helal ama günaha  girmenizi istemiyorum. 
  • Son olarak  bu hanım efendi  eğer başka bir dini inanca sahip ise kul  hakkını öbür dünyada nasıl ödeyeceksiniz? 
  • Şehitlerin dahi tüm günahları  o anda    affedilirken  kul   hakkı durur. Ancak bunu Allah (c.c) en iyi bilir, biz ancak Allah'ın bize  öğrettiği kadar biliriz. Hamd olsun Allah (c.c)
  • Allah Ümmeti Muhammed'den Razı olsun hepinizden  razı olsun günahlarınız  affolunsun sizlerin hatrınıda benimde günahlarım mağrifet olsun affolsun ve Yüce Allah (c.c) benden de razı olsun.


Deniz Çakır başörtülü kadınlara hakaret etti mi menajeri konuştu!


Bu iddia karşısında Çakır'ın menajeri Seda Sertbaş, oyuncunun sette olduğunu, basına servis edilen fotoğrafların ise arşiv olduğunu belirtti. (Eğer bu iddia yalansa zaten çok kolay şekilde o anda yaşanan saat zaman bellidir elbet bir kamerada görüntü vardır)

Bir kaç Hadis-i şerif:

Kovuculuk afetinden kurtulmak için, söz getirene karşı şu altı şeyi yapmak gerekir:
1- Ona inanmamalı. Çünkü söz getiren fâsıktır. (Fâsıka inanılmaz. Sözü ile hareket edilmez. Kovucunun sözlerini kabul etmek, kovuculuktan daha kötüdür) buyurulmuştur.

2- Onu bu münkerden nehyetmeli. Çünkü Allahü teâlâ (Münkerden nehyet) buyurdu. (Lokman 17)

3- Onu sevmemeli! Çünkü söz taşımak günahtır. Günahkâr sevilmez. Onu düşman bilmeli!

4- Söz getirdiği kimseye acaba hakikaten söylemiş mi diye suizanda bulunup da ona kötü gözle bakmamalı! Çünkü suizan haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Suizan etmeyin! Suizan, yanlış karar vermeye sebep olur. İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi çekiştirmeyin, kardeş gibi birbirinizi sevin!) [Müslim]

Getirilen sözün doğru olup olmadığını araştırmamalı! Çünkü tecessüsü, günahları araştırmayı, Allahü teâlâ yasak etmiş,(Birbirinizin kusurunu araştırmayın) buyurmuştur. (Hucurat 12)

6- Getirilen söz hakkında kimseye bir şey söylememeli! Eğer söylenirse, başkasının perdesi yırtılmış, günahı meydana çıkarılmış olur. Kusurları gizlemeli, açığa vurmamalı. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Arkadaşının kötülüğünü gizleyenin kusurları, kıyamette gizlenir.)[Taberani]
(Arkadaşının aybını görmeyip gizleyen, Cennete gider.) [Taberani]

(Arkadaşının aybını açığa vuranın aybı açığa çıkar. Hatta evinde bile rezil olur.) [İbni Mace]

Gıybet yaptığınız, küçük düşürmeye kalktığınız kişilerden gözünüzü yummadan gidip helallik alın.

Bu yazı hızlı bir şekilde yazıldığından dolayı imla  hataları  vardır. Bu sebepten ötürü kusurumuza bakmayın ve yazımızda bilmeden de birilerini inciecek sözler sar ettiysek haberdar edin  düzeletelim.  Hakkınızı  helal edin.  Saygılar.  iF Ailesi

Yazan: İbrahhim Fırat (Set by Narko) iF

Psikoloji Nedir?

Psikolojinin Tanımı


İnsanların hal, hareket ve davranışlarını konu alan ve inceleyen bilim dalına verilen isimdir. İnsanlar varolduğundan bu yana araştırma içerisindedir. ve birçok şeyi merak eder ve inceler. İnsan psikolojisi oldukça geniş bir kavram olup bu yönde uzun araştırmalar yapılmaktadır.

Psikoloji psyche (nefes, ruh, zihin) ve logos (düzenli söz, bilgi) kelimelerinin birada olmasından meydana gelmiştir. Kelime anlamı ise "ruh bilgisi"dir.

Psikoloji Nedir?

Bir önceki Ne Nedir? konumuzda "Bilgi Nedir?" hakkında kısa ve öz bilgi içeren yazımızı okumak için ilgili bağlantıya gidebilirsiniz.

Amber Nedir ve Faydaları Hakkında Geniş Bilgi

Amber Nedir?


Naturel   ve     istediğiniz herhangi bir esans  koku  istekleriniz için bana  ulaşabilirsiniz.  ibo.firat@gmail.com 

Not:  Oud  Hindi  1.  kalite.  ortalama  30  -  40  senelik   ağaçtan elde edilmiştir.   Gül  yağı  1.  kalite..   Misk     % 100  saf  kara misk ceylan miski deer musk,  Beyaz misk vardır ancak  hakikisi  diye bir  şey yoktur.  Yani   hakiki  olarak yok.  Sentetiktir.  Gerçek misk  simsiyah olur..  Örnek resim  aşağıda..  Lavanta 

yağı  hakiki  kara kazan damıtma..  Zambak,   Paçuli - Tefarik,  Sandal,  Yasemin,  kadife  çiçeği,  Vetiver, vs vs.....     Tüm   isteikleriniz  için  tedarik ederiz.. 

Amber, genel olarak anlamı  eşsiz koku anlamına gelir. Dünyanın en iyi kokusu olarak bilinir. Ancak Misk kokusundan sonra en üstün koku amber kokusudur. Ancak benim naçizane düşünceme göre en iyi koku amberdir. Amber ve Misk bunlar aslında ayrılmak ikilidir. Birbirinin en iyi dostu ve en iyi karışımı ile ortaya çıkan Misk-i Amber de denilmektedir. Misk hafif ancak Amber ne kadar keskin, yoğun olsa bile hiç rahatsız etmez, koku nasıl tarif edilir? Bu oldukça zordur ancak genel olarak amberin nasıl koktuğunu tarif edelim:


Amber  Nedir ve Faydaları Hakkında Geniş Bilgi


İlk kokladığınızda hayvanımsı bir koku gelir burnunuza sonrasında tatlı aromalı vanilyayı hatırlatan bir koku hissedersiniz zamanla koku açılır ve daha tatlı olur ve kadifemsi koku ulaşır burnunuza hayran kalır tekrar tekrar koklarsınız. Gül yağı yani hakiki gül yağını ilk kokladığınızda oldukça uçucu ve yayılma etkisi ile ilk başta yakıcı sabunumsu gül kokusu alırsınız ancak daha önce  gül yağı koklamamış kişi o kokunun gül yağı olduğunu anlamaz.  


güller


Normal dalından kokladığınız gibi koku değildir tamamen gülün özüdür ve gül yağında da kadifemsi koku vardır. İlk koklama da ki yakıcılık hemen gider ve insanı mest eden gül yağı kokusu duyarsınız. Dersiniz dünyanın en güzel kokusu evet gül yağı da çok güzel bir kokudur. Ancak amber daha üst seviyede kokudur. Kalıcı, tatlı, kadifemsi manevi bir kokusu vardır. Gerçek amberden bahsediyorum. Sentetikler az biraz benzetilmiş olur. Gelelim amber nedir nasıl meydana gelir? Birkaç yolla üretilir. Saf olan Balina salgısından üretilir ileride açıklanacak. Sentetik olarak üretilme şekli ve bitkisel karışımlardan amber kokusu elde edilmektedir. 


Amber balina kusmuğundan misk geyik testisinden elde edilir..

Misk nedir? nasıl elde edilir faydaları nelerdir. Bu bağlantıdan "Misk" sayfamıza giderek detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.

Amber parfüm sanayinde oldukça kullanılan neredeyse birçok parfümün dip notası olarak kullanılan çok değerli bir kokudur. Bu yüzden amber kokusuna rağbet uzun yıllardan beri vardır ve özellikle gümüzde amber kokusu birçok kişi tarafından en beğenilen kokudur. Özellikle Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Misk ve Amber gibi kokuları kullandığına dair Hadis-i Şerif vardır. Bunun yanında amberin şifaları da vardır ki zaman zaman sağlık alanın da da kullanılmıştır. 

Amber, baline kusmuğu, salgısı yani ispermeçet balinasının sindirim yolu ile  meydana gelen bir salgıdan ibarettir. Ve bu salgıyı belli bir zaman sonra midesinden attığı için balina kusmuğu denilmektedir. Kusmuk sözü her ne kadar itici gelse de amber kokusunu koklayan kişilere itici gelmez. İspermeçet balinası genel olarak mürekkep balığını çok sever ve ondan fazlaca yediği içindir ki, anlaşıldığına göre, adı geçen balinanın gagası vakit vakit balinanın sindirim kanalının duvarına saplanarak bir tahrişe yol açmakta  olduğu söylenmekte, bu durumun neticesinde  amber meydana gelmektedir.

Amber balığı, sindiremediği bu salgıyı dışarı çıkarır ve ilk başlarda rengi koyu kahverengi, sarımtırak gibi değişik renklerde olarak meydana çıkar hava ve güneş ile etkileşime girerek rengi giderek açılır ve su yüzeyinde topaklar halinde  yüzer vaziyette bulunurlar aynı zamanda okyanus sahillerinde kumsallarda da bulanlar çok vardır. Amber'i bilmeyen kişi onu  hafif bir taş ve güzel kokulu bir taş zannedebilir. Zaten bir zamanlar böyle bir durum olmuş bir kişi güzel bir taş bulduğunu zannederek eve götürür sonra anlaşılır ki amber ve o kişi servet sahibi olur. Oldukça pahalıdır. Amber balığının neslinin tükenme tehlikesi olduğundan  avlanması yasak olduğundan sadece deniz kıyılarından ve su üstünden toplanarak elde edilir. 

Amber kokusu ile büyüleyici etkiye sahiptir. Amber doğal halinden alınıp işlenir ve esans haline getirilir ve genel olarak rengi koyu siyah, kırmızıya yakın renkte  olur. Gri amber, kül rengi olanları da olduğu söylenir. Tabi bu kalite kalite değişmektedir. Genel olarak siyaha en yakın amberler mevcuttur. Kıvamlı, yoğun, yapışkan, yağımsı bir görünümü vardır işlenmiş hali. Ucuza  bulmanız ve saf olanını bulmanız zor olur. Günümüzde  artık ya yarı sentetik ya da tam sentetik olarak  üretilirken diğer yöntemi ile  birçok  bitkinin karışımı ile amber kokusu elde edilmektedir. Fakat hiçbiri  gerçek amber kokusunun tadını vermez. Bazı sentetik ve pahalı amberler ise amber kokusuna çok yakın olmakla birlikte tam notasını barındırmaz. 

Amber Kokusunun Faydaları Nelerdir?

Amber, genel olarak kehribarla da karıştırılmaktadır. Kehribar yıllar sonra oluşan ağaç reçinesi fosili olup çam kokusu yaymakta ancak esans olarak kullanılmaz. Genel olarak kolye ve tespih yapımında kullanılır. Damla tespihleri ile kehribar bilinir ve sarı renktedir. Bu sebeple de Kehribara sarı amber de diyenler vardır.

Amber kokusunun faydaları hakkında çokça araştırma  yapılmamış olması nedeni ile kısıtlı olarak bazı faydaları aşağıda yazıldı.


Koku reseptörleri vasıtasıyla hissedilen amber kokusu, beyindeki hipofiz bezine tesir etmektedir.  Bazı farklı hormonların salınışı aynı zamanda dengesi üzerinde değişikliklere neden  olur Deney hayvanları üzerinde çalışmalar  gerçekleştirilmiş ve  amberin kanın pıhtılaşmasını engelleyici yönde tesirleri olduğu gözlenmiştir. Bir başka  çalışmada, deney hayvanlarının değişik organlarından alınan düz kaslar -özellikle rahim düz kasları- üzerinde amberin kas gevşetici tesiri olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırma neticeleri, amberin bazı hastalıkların tedavisine vesile olabileceği ümidini artırmaktadır.

Amber hakkında  aslında daha çok fazla bilgi vermek isterdik ancak daha fazla  yazıyı  bu konuda uzatarak sizleri sıkmak istemedik. Fakat biraz daha hakkında bilgiler yazacağız. Dileyen okuyabilir.

Amber  ismini çok yerde duyarsınız. özellikle son zamanların en popüler markaların parfümlerde kullandığı en iyi notadır. Ve  amber notasını değişik baharatlar ile harmanlayarak ortaya çok güzel parfümler çıkmaktadır. Eğer sizlerinde parfüm merakı var ise  amber, gül vb. gibi esans yağlarını  kullanarak isteyenlere  kendinize özel notaları harmanlamanız için taktikler verebilirim. Yorum bölümünden dileklerinizi belirtiniz. Ayrıca  deneme amaçlı  yapmak için setetik amber, misk, gül veya benzeri esanslar  baharatlar ile çok güzel parfüm elde etmeniz mümkün oldukça  uygun fiyata elde edebilirsiniz. Bununla birlikte hakiki kokuları parfüm yapmaya kalkarsanız içine kimyasal maddeler ve alkol konulacağı için saf olmasının bir anlamı kalmaz zaten. Bu sebeple ben parfüm yapmak yerine hakiki olanları saf olarak kullanırım ve zaten bir damlası on fısa bedel oluyor. Bir 3 gr şişe kullanıma göre bir sene gider her gün sürerseniz. Ojinal esansları (Gül, Misk, Amber, Oud) bunlar oldukça pahalı dünyanın en pahalı esansı yani yağı oud kokusudur. Ne kadar toprak altında kalırsa o kadar değerli olur ancak ülkemizde ki oud esansları hakiki saf olanları birinci kalite olarak geçenler ise ortalam 1 gr 500 TL civarı 1 Ekim 2018 yılı itibarı ile ve her  geçen gün bu fiyat yükseliyor. Birde genelde kralların kullandığı  oud kokuları vardır bunlar çok pahalı ortalama gramı 10 bin $ gibi  fiyatlardan başlayarak zirveye kadar ağacın yaşına ve esansın  yağına kalitesine göre değişir.  Eğer 150 senelik bir ağaç ise  (bulmak çok zor ) çok büyük paralara denk gelir oud esansı. Genel olarak ülkemizde sınırlı sayıda yerlerde  satılan  hakiki ancak bazıları çok genç ağaçlardan elde edilirken bazıları ise ortalama  en az  1 ile  10 senelik ağaçlardan elde edilir. Udu- Hindi en kaliteli olanıdır. Ve kalitesinin ötesinde çok şifa vesilesidir. 

Ud-i hindinin kokusu; nezleyi giderir, yağı sırt ağrısına fayda verir, îç uzuvları takviye eder, vücuttaki gazı çıkarır, zâtülcenb hastalığına faydalıdır.


“İbn Sina, Ûd-i hindî'nin bademciklerin tedavisinde ilaç oİarak kullanıldığını zikrediyor.”

Misk:    https://www.ibrahimfirat.net/2018/01/misk-nedir-ve-faydalari-hakkinda.html

Amber:  https://www.ibrahimfirat.net/2018/10/amber-nedir-ve-faydalari-hakkinda-genis-bilgi.html 

Öd  -  Oud :  https://www.ibrahimfirat.net/2017/01/ud-oud-esans.html

Örnek olarak Peygamber  Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuşlardır:

"Şu Udi Hindi'yi kullanın. Çünkü onda yedi türlü şifa vardır." Buhârî, Tib 10, 21, 23, 26; Ebu Dâvud, Tıb 13, 3877; İbn Mâce, Tıb 13, 3462; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/355, 356.

Oud (ud) kokusu keskin, bazen tatlı odunsu olurken, bazen ise sert ve toprak kokusu birlikte ağaç kokusu gelir burnunuza. Ayrıca genelinde  köy kokusunuda alırsınız.  Dünyanın en ağır en sert kokusu ancak hiçbir şekilde insanı rahatsız etmez. Ancak bir kaç damladan fazla sürmeniz önerilmez çok yayılan ve saf hali ile  ilk koklayana  tuhaf gelebilir fakat sonrasında bağımlılık yapacak derecede kokuya aşık olursunuz. Bir çok kişide bizzat denedim. Başı ağrıyan kişi tek nefes çektiğinde anında 3 - 5 saniye içinde ağrıyı tamamen geçirdiğini gördüm. Hatta tekrar tekrar sordum hakikaten geçti mi? diye evet cevabını aldım. Ve bu şekilde kimin  başı ağrıyorsa koklatıyorum ve anında geçiyor çok kişide denenmiştir. Fakat bazı baş ağrılar vardır ki onlar geçmeyebiliyor. Yani kronik baş ağrıları veya sinüzit gibi olanlara etki etmeme durumu var fakat  ağrıyı dağıtıyor ve nefesi de açıyor. Faydaları oldukça fazla kendim şifa vesilesi olarak kullanıyorum. Eğer sizde şifa olsun diye isterseniz  sadece  1 gr hakiki olanından bulup alırsanız koklarsanız sadece  torunlarınıza kadar kalır sürülmezse hatta bekledikçe daha güzel oluyor daha kaliteli oluyor ve asla bozulmaz. Eğer ihtiyacı olanlar var ise bulamayanlara  tedarik etmeye  çalışırız.  Ud (oud) esansı hakikisi özellikle udu hindi (Hint udu) Öd Ağacından elde edilen esans. Çok zor elde edilir ve nesli tükenmekte olan ağaçlardandır. Bu sebeple de  ve   yağının çıkarılmasının çok zahmetli olması vb. nedenlerden dolayı pahalıdır. Olurda hakiki oud diye 50 - 100 TL gibi ucuz  fiyatlara bu esansı alırsanız orjinal değildir yada yarı naturel bir esanstır ve hiçbir anlamı da kalmaz, içinde kimyasal bulunacağından doğallığı bozulabilir. İkinci olarakta uygun fiyata bulduğunuz oud kokuları kalitesiz ve en genç ağaçlardan elde edilmiş olanı olabilir ama faydası da yok diyemeyiz. En iyisi kafanızın rahat olması için iyisini tercih ediniz. Konumuzu  fazla uzattık kusurumuza bakmayın. Amber'den çokça bahsetmek gerekti ancak araya diğer kokularda girdi. 


amber esans


Amber konumuz nereden nereye geldi.  Neyse amber esansına gelelim. Sentetik olanları  yoğunlukta olup saf olanı bulmak oldukça zor. Hakiki çiçeklerin karışımı olarak olarak bitkisel olanları var ama ne yazık ki hayvansal amberin yerini tutmaz. Hakiki amber  pahalıdır ancak oud esansı kadar yüksek fiyatlara tekabül etmez. Uygun fiyatlara bulabilirsiniz. 

Amber birçok şiir ve şarkılarda da geçmektedir. Özellikle Misk-i Amber olarak geçer zaten amber de Misk kokusuna çok benzer fakat daha tatlı kadifemsi ve sıcak kokudur. Soğuk kış günlerinde sizi ısıtır. Misk ise amberin kadim dostu ikisi dünyada ki en iyi karışım. Kişinin isteğine göre karışım olur dilerse amberi çok olarak, dilerse  miski çok olarak karıştırabilir. Benim önerim misk ile amberi karıştıracaksanız eğer Amberin daha çok olması gerekir örnek olarak  2 gr amber içine 1 gr misk yeterli olacaktır ve daha güzel olacaktır. Her ne kadar Amber de de hayvansal kokuya rastlasanız bile Misk kadar hayvansal koku yoğun değildir. Misk ve Amber bunların manevi kokusu gayet etkileyicidir. İlk koklama anında tuhaf hissedersiniz beki beyninize kazınan koku bir kaç koklamadan sonra sizi kendinize bağlar burnunuza rüzgarla birlikte sıcak tatlı kokunun ara ara geldiğini hissedersiniz. ne güzel demiş "Yunus Emre"

Yunus Emre de cennet ehlini şu şekilde vasıflandırır:

“Aydan arıdır yüzleri,


Misk-u anberdir sözleri”

Ayrıca:


Hz. Aişe (ra) annemiz, Efendimiz’in (S.A.V) misk ve amber gibi renksiz kokular süründüğünü bildirmiştir. Amber, Efendimiz’in (S.A.V) de kullandığı güzel bir koku olması sebebiyle müslümanlar tarafından sevilen ve kullanılan bir koku olmuştur. 

Neredeyse parfümlerin birçoğu esansiyel yağlardan yani halk arasında hacı yağı derler ya işte o esanslar inceltilerek, kimyasal maddelerin karışımı ile elde edilir. Hacı yağı denmesinin sebebini bilemiyorum. Bu nedenle amber ve misk gibi dünyanın en iyi kokusunun özüne hacı yağı diyen kokudan anlamaz. Hacı yağını şöyle tanımlayabiliriz. Çok ağır insanı rahatsız edecek derecede ağır şekilde olanlar diye sınıflandırabiliriz. Yani tek yönlü koku ucuz kalitesiz olan esanslar hacı yağı sınıfına girer belki. Mesela gül yağı da çok güzel bir kokudur o kadar güzel ki ben misk, amber, gül yağı ve oud kokusu arasında ayrım yapmam tıpkı 4 çocuğunuz var ama hepsini ayrı seversiniz onun gibi.  Gülün özü olan yağ çok zahmetli uğraşlar ile çıkarılır rivayete göre  4 ton gülden bir kilo yağ çıkar. kokusu çok yoğun ve yayılan bir damlası cildinize sürüldüğünde tüm evi veya etrafı gül kokutan ama bildiğiniz dalındaki gibi gül gibi net olarak kokmaz. ilk olarak acımsı devamında gül notası, derin nefeste kadifemsi tatlı koku ile biraz da sabunumsu bir koku ile çok harika bir özdür. Cildinize ilk kez sürüyorsanız ve narin ise cildiniz hafif karınca ısırması gibi sızlama olur bir kaç dakika, dakikalar içinde kana karışır ve yazın terlediğinizde ise gül kokusu olarak ter çıktığı söylenir. 

Amber bir damla sürmeniz yeterli, amber de yakıcı olabilir hemen geçer yoğun ancak çok uçucu olmasa da ciltte dahi çok kalıcı 2 gün kalır yıkasanız bile. tatlı aromayı hissedersiniz vanilya gibi sanki. Ama amber anlatılmaz ve zaten tam olarak da anlatamadım.  

Sonuç olarak amber kokusunu koklamanız gerekmektedir. Şuan elimde çok az bir amber var ilerleyen zamanlarda temin edeceğim isteyenler olursa koklamaları için hediye olarak bir damla şişe içinde, koklayıp anlamanız için göndermeye  çalışırım. Zaten bir damla yeterde artar bile koklamak için. Özel karışımlarda var ancak çok büyük bütçeye tekabül ettiği için damlası dahi çok değerli. Amber de öyle ancak kıvamlı olduğu için bir damla etkilemez beni. 

Ben biraz manevi olarak da bakıyorum kokuya Mekke özellikle Medine'ye gittiyseniz  Peygamber  Efendimiz (s.a.v) ziyaret ettiğiniz zaman burnunuza öyle bir koku gelir ki O koku Efendimiz'in eşşiz kokusu hiçbir şeyde bulamazsınız fakat sadece benzetilir. Genel olarak  gül kokusuna evet bende benettim İlk önce gül kokusu gelir burnunuza ardından misk öyle bir misk ki cennet miski ve arından tatlı ve sıcak rüzgarla sıcacık amberimsi, kadifemsi koku ile kendinizden geçersiniz... Anlatılmaz, anlatılamaz benzetebiliriz sadece. Yaşanır bu. 

Dursun Ali Erzincanlı Şiirinden bir alıntı. 


Ey taptaze gül, kâkülü amber, saçı reyhan!
Câziben ne yaman!

Ve buna benzer çok sözler, şiirler, yazılar yazılmıştır. Fakat ben amber hakkında çok detaylı bilgi bulamadım bu bilgiler benim deneyimlerim ve uzun bir araştırma sonucu gerçekleşmiştir. Kusuruma bakmayın imla kurallarında hatalarım çok olmuştur ki, ayrıca konudan konuya atlama gibi durumlarda var, bazı makalelerimde bu şekilde zıplamalar oluyor. Kusurumuz affola. Sağlıcakla kalın. 


Not:  Gerçek amber bulmak  çok zor olduğu için    sonunda  gerçek amber ve testlerden geçmiş amber  yağı elde edildi. Kokusu ile ilgili   makale  yazılacaktır.. 

Google aramaları:

amber nedir faydaları

amber nedir özellikleri

amber kokusu fiyatı

amber kokusu etkisi

amber balığı

miski amber çiçeği

geyik miski nedir

Ritalin Nedir? Ne için kullanılır? Ritalin zararlı mı?

Ritalin ne işe yarar, ritalin etkileri nasıldır, ritalin kullananlar, ritalin zararları var mı?


Bu soruların cevaplarını yazımızın devamında bulacaksınız. Bundan önce Ritalin nedir ve ne için kullanılır hangi hastalara verilir? Kısaca bilgi verelim:

RİTALİN tabletler halinde olup, etkin madde olarak 10 mg metilfenidat hidroklorür içermektedir.   RİTALİN, uyarıcı bir ilaçtır. Yani merkezi sinir sistemini uyarmaktadır.  RİTALİN, dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tedavisi için kullanılımaktadır.

Genelde ritalin gençlerde ve çocuklarda kullanılmaktadır. Dikkat eksikliği olan kişilere reçete edilir ve kırmızı reçete ile satılır. Kırmızı reçete ile satılmasının nedeni  insanların kötüye kullanımını engellemek içindir. Oldukça güçlü uyarıcı olup etkisi bir saat içinde başlayıp ortalama  4 yada 5 saat kadar sürer. Uyuyamama gibi durumlar olabilir. Bu sebeple gece alınması zaten önerilmez.

Ritalin Nedir? Ne için kullanılır? Ritalin zararlı mı?


Genel olarak en çok reçete edilen durumlar sınav öncesi ve sınav zamanı ders çalışmak için odaklanmak isteyen kişilere reçete edilmektedir. Bu sayede derslerine çok iyi odaklandıklarını 3  - 5 saat kesintisiz ders çalıştıklarını söyleyenler var. Ve bununla birlikte çok iyi üniversiteleri kazananlar oldukları bilinmektedir. Tabi bu sadece ritalinle alakalı değil zaten ancak aşırı derecede dikkat eksikliği varsa bu zaten bir rahatsızlıktır ve giderilmesi gerekir. Doktor uygun görmediği sürece reçete etmez. Kırmızı reçete narkotik ilaçlar sınıfına girmektedir.  Birçok kişi yorumlarda ritalinin kafa yaptığını ve kokaine benzer etki gösteriğini söylemektedirler. Bu ne kadar doğru ne kadar yalan bilinmez. Ama içerdiği "metilfenidat" amfetamin veya kokaine benzer olduğu birçok bilimsel çalışmalar ile ortaya koymuşlardır ancak kesin ve net bir sonuç onlarda alamamışlardır. 

Madde bağımlıları bu tür ilaçları kafa yapmak amacı ile kullandıkları söylemler arasındadır. Ancak ritalinde böyle bir durum söz konusu değildir. Sadece o kişiler kendini kandırır. Sadece uyarıcı birçok kahve içmiş gibi dinç ve uyanık aynı zamanda işinize odaklanmış olursunuz. Bağımlılık yapma riski de vardır. 


Bu sebeple kontrol dışı bu tür ilaçları kullanmanız hiçbir zaman önerilmez. Sağlık açısından riskler taşıyabilir. Hekim kontrolünde kan tahrili ve bunun gibi araştırmalar sonucunda uygun görülen dozu dikkat eksikliği olan kişilere yazarlar. Normal yollardan almak mümkün değildir. Ve dediğimiz  gibi kırmızı reçeteye tabidir. 

Ritalin nedir, bunu fazla merak etmenize gerek yok yukarıda belirtiği gibi tedavide kullanılan bir ilaç. İnternette dolaşan kullanıcı  yorumları sizi aldatmasın, içtim de kafam iyi oldu, çok iyi bir şey buna benzer özendirici yorumlar çok bulunmaktadır ve bunları da yazanlar mutlaka ergen kişilerdir zaten maddeye ilgisi olana bu tür ilaçların verilmesi sakıncalı art niyetle kullanabilir ve ani ölümle bile sonuçlanabilir. Bu sebeple doz ayarlamasını hekim yapacak ona göre kullanacaksınız.


Ritalinin yan etkileri nelerdir?

Ajerjiniz varsa kullanmayın veya doktorunuza bildirin. Kalp ritim bozukluğu, kalp hastalığı, sıkıntı, bulantı, baş ağrısı, mide ağrısı, sersemlik, uykusuzluk, iştahsızlık, ağız kuruması gibi yan etkileri bulunmaktadır.

Peki Ritalin Zararlı mı?

Birçok araştırmacı halen bu konunun üzerinde durmaktadırlar ve kesin ve ne bir bilgi şuana kadar verilmiş değil. Ancak yan etkileri olduğu gibi tedavi edici yönleri de var. Tüm ilaçlarda olduğu gibi. Bu ilaç genelde Amerika'da çok kullanılmaktadır. Büyümeyi  yavaşlatma gibi bir etkisinin de olduğu söylenmektedir. 

Son sözler: Ritalin tedavi amaçlı kullanılır, başka nedenlerle özellikle kafam güzel olsun diye kullanılmaz zaten öyle bir etkisi yok. Dikkat eksikliğiniz varsa odaklanamıyorsanız  bir hekime görünün ve gereken ilacı size reçete edecektir. Kendi başınıza arayışlara girmeyiniz. 

Yukarıda anlatılanlar sadece bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir tavsiye bulunmamaktadır. Sizlerde bu konu ile alakalı yorumlarınızı yazabilirsiniz.



Google aramaları:

ritalin etkileri

ritalin zararları

ritalin etki süresi

ritalin ekşi

ritalin yan etkileri

ritalin kullanıcı yorumları

ritalin nedir

yetişkinlerde ritalin kullanımı

Bir önceki nedir konumuzda "Dünyanın En iyi 5 Psikolojik Filmi Nedir?"